'garip' ilişkisi | " /> 'garip' ilişkisi | "/>

En Sıcak Konular

Dündar ve Hoştan'ın 'garip' ilişkisi

15 Ekim 2008 14:40 tsi
Dündar ve Hoştan'ın 'garip' ilişkisi Sami Hoştan, Susurluk Kazasını Veli Küçük'e bildiren ve “Kumarhaneler Kralı” Ö. Lütfi Topal cinayetinin tek tutuklu sanığı. Peki Uğur Dündar'la işi ne?

Uğur Dündar'ın sigortasız çalıştırdığı gazeteci Ulvi Yanardağ'ın açtığı davayı gündeme getiren 7 Gölge, yine gündem oluşturacak bir konuyu ortaya çıkarıyor: Önceki gün Uğur Dündar'ın yanında çalıştırdığı gazeteci Ulvi Yanardağ'ı 6 yıl boyunca sigorta yaptırmadığı ve tazminatını ödemediği gerekçesiyle açtığı davayı ortaya çıkardı. 30 Ekim'de Bakırköy İş Mahkemesi'nde ilk duruşması yapılacak dava ile ilgili Uğur Dündar ekibinin verdiği cevabı da Haber 7, okuyucusu ile paylaştı.

Şimdi sırada Uğur Dündar'ın derin ilişkileri var. Gölge 7 bu kez bu ilişkileri gündeme getirecek dosyanın kapağını aralıyor. Başlangıç gündemdeki Ergenekon İddianamesinden. 7 Gölge'nin açıkladığı ilk ilişki yeraltı dünyasının en önemli isimlerinden Sami Hoştan ile ilgili olanı: 

Uğur Dündar - Sami Hoştan ilişkisini anlamak için önce Sami Hoştan’ın kim olduğunu iyi anlamak gerekli.

Bilindiği gibi, Sami Hoştan “Kumarhaneler Kralı” olarak bilinen Ömer Lütfi Topal cinayeti davasında tek tutuklu sanık olarak yargılandı. Daha sonra Susurluk kazasında da adı hiç gündemden düşmedi, yargılandı ve mahkum edildi.

Sami Hoştan böyle biri. Cumhuriyet tarihinin en büyük çete davası olarak görülmeye başlanan Ergenekon iddianamesinde de Hoştan adı çok sık geçiyor. Veli Küçük’ün, mafyayı Sami Hoştan üzerinden kontrol ettiğine dikkat çekiliyor.

İşte Sami Hoştan, yer altı dünyasının bu kadar önemli bir ismi. İlişkilere geçmeden Sami Hoştan hakkında birkaç cümlelik bilgi paylaşayım sizinle:

Sami Hoştan, 1947 yılında Üsküp’te doğdu. 7 yaşında iken İstanbul’a geldi. Daha sonraları, hayatını İstanbul ve  Hollanda’da kumarhanecilik yaparak kazandı. Sık sık yurt dışına gidip geldi. Almanya’da uyuşturucu kaçakçılığından yakalandı ve 38 ay tutuklu kaldı. Daha sonraki dönemlerde de Türkiye’de defalarca uyuşturucu kaçakçılığından hakim karşısına çıktı.

Sami Hoştan, Ergenekon davasının en önemli sanığı olarak bilinen Veli Küçük ile 1986’dan bu yana tanışıyor. Veli Küçük’ün Edirne’de İl Jandarma Komutanı olarak görev yaptığı dönemde başlayan bu ilişki hep devam etti. Veli Küçük, “Hoştan’ın kumarhane işlettiğini öğrendikten sonra ilişkiyi kestim” sözlerini yapılan telefon konuşmaları yalanlıyor.

Sami Hoştan 1995 yılında Ömer Lütfi Topal ile ortaklık kurdu ve birlikte Sheraton Gazinosu’nu işletmeye başladılar. Bu ortaklıktan bir yıl sonra 28 Temmuz 1996 günü Ömer Lütfi Topal öldürüldü. 4 ay sonra da yani 3 Kasım 1996’da Susurluk’taki malum kaza meydana geldi.

Bu noktaya dikkat. Sami Hoştan - Veli Küçük ilişkisinin derinliği burada ortaya çıkıyor.

VELİ KÜÇÜK'E SUSURLUK KAZASINI BİLDİREN SAMİ HOŞTAN İDİ

Kazanın meydana geldiği sırada Veli Küçük Giresun Jandarma Bölge Komutanı olarak görev yapıyordu. Sami Hoştan, kazadan hemen sonra telefonla Veli Küçük’ü arıyor ve Susurluk’ta bir kaza meydana geldiğini, ölenlerin olduğunu ve kaza yapan araçta Sedat Bucak’ın bulunduğunu öteki isimlerin de önemli kişiler olduğunu ama detaylara henüz sahip olmadığını söylüyor.

Veli Küçük hemen devreye giriyor ve önce Balıkesir İl Jandarma Komutanı’nı arıyor, onun bilgisi olmadığını öğrenince ardından Balıkesir Emniyet Müdürü’ne ulaşıyor. Küçük, Emniyet Müdürü’nden araçta bulunan Hüseyin Kocadağ ve Mehmet Özbay isimli kişilerin öldüğünü, Sedat Bucak’ın yaralandığını öğreniyor. Küçük, Emniyet Müdürü’ne Mehmet Özbay isimli şahsın Abdullah Çatlı olması gerektiğine dikkat çekiyor.

Bu olayın devamı, Ergenekon iddianamesinde şöyle anlatılıyor:

“Dolayısıyla nasıl bir ilişkidir ki Veli KÜÇÜK, kumarcılık yaptığı için uzaklaştığını söylediği Sami HOŞTAN, ülkenin gündemine bomba gibi düşen bir kaza olayını önce Veli KÜÇÜK’e haber vermiş ve Veli KÜÇÜK'te aldığı haber üzerine derhal Balıkesir Emniyet Müdürünü arayarak olayla ilgili gerekli yardımı yapması konusunda girişimde bulunmuştur.”

Daha sonra Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, hazırladığı Susurluk Raporu’nda Sami Hoştan’ın, 1996’da Veli Küçük ile 34 kez telefon konuşması yaptığını yazdı.

Ergenekon iddianamesinde, Veli Küçük’ün mafya gruplarını Sami Hoştan üzerinden o tarihten beri kontrolü altında tuttuğuna dikkat çekiliyor. İddianamede Hoştan ile ilgili şu ifadelere yer veriliyor:

”Bu güne kadar suç örgütlerine yönelik yapılan soruşturmalarda, hemen hemen birçok suç örgütü liderinin Sami HOŞTAN’a abi diye hitap ettiği, saygı duyduğu, suç örgütleri arasında yaşanan problemleri Sami HOŞTAN’a getirdikleri ve Sami’nin hakemlik yaparak çözüm ürettiği, kısaca Sami HOŞTAN’ın yeraltı dünyasında ciddi etkinliğinin olduğu, bu nedenle Veli KÜÇÜK’ün diğer MAFYA gruplarını Sami HOŞTAN üzerinden kontrol ettiği ve yönlendirdiği değerlendirilmektedir.”

“Bütün bunların Uğur Dündar ile ne ilgisi var?” demeyin sakın. Yukarıda da dedim ya “Uğur Dündar - Sami Hoştan ilişkisini anlamak için önce Sami Hoştan’ın kim olduğuna bakmak gerekir” diye. Buraya kadar yazdıklarım, Sami Hoştan’ın kim olduğunu anlatmaktan ibaretti.

UĞUR DÜNDAR’A HOŞTAN TEMİNATI

Uğur Dündar - Sami Hoştan ikilisini anlatmaya daha yeni başlıyorum. Aslında işin heyecanlı tarafı da burada zaten. Korkmanıza, endişe etmenize gerek yok. Yazdıklarım bütünüyle Ergenekon İddianamesi’nin 7 Gölge tarafından gözden geçirilmesi ile oluştu. İddianame ortada. Merak edenler girip bakabilir.

Susurluk kazasından sonra Uğur Dündar, bu kaza ile Arena’da haberler yapmaya başladı. O dönemde kendisine gönderilen kimi bilgileri ekrana taşıdı. Sami Hoştan hakkında bazı iddialar gündeme getirdi. (Meraklısına not: Uğur Dündar, Sami Hoştan’ın yargılandığı sıralarda tanık olarak dinlendi. 7 Gölge o yargılamalara ilişkin de belki önümüzdeki günlerde bir şeyler yazabilir)

İşte tam o günlerde, yani Uğur Dündar’ın Sami Hoştan ile haberler yaptığı günlerde bir gün Hoştan’ın telefonu çaldı. Arayan Uğur Dündar’dı. Kendisinin, “Susurluk Çetesi” tarafından öldürüleceği yolundaki iddiaları sordu. Sami Hoştan, “Ben bu insanlarla 15 yıldan bu yana tanışırım. Hala bu insanlar benim yanımdalar. Bir gün sizin isiminiz zikredilmedi” diye teminat verdi.

Uğur Dündar, bu görüşmeden sonra Susurluk konusunda bir iki dosya daha hazırladı. Bir gün yine Hoştan’ın telefonu çaldı. Hoştan telefonunu açıp “Alo” dediğinde karşısındaki isim yine Uğur Dündar idi. Susurluk sanıklarından Ayhan Çarkın’ın kendisine sıkıntı yaşattığını söyledi. Sami Hoştan, bu kez daha emin konuştu:

“Ya benim kontrolümdeki bir adam… Benden habersiz bir şey olmaz ya… Zaten böyle şeyler yapmaz.”

Aradan yine epey zaman geçti. Sami Hoştan, 16 Kasım 2007 günü, saat 15.05’te önce gazeteci Mehmet Şehirli’yi aradı, hemen ardından da saat 15.24’te Uğur Dündar’ın telefonu çaldı:

- Alo merhaba Uğur Bey nasılsınız iyi misin ben Sami Hoştan.  Dedim ki şeyle ilgili dedim bi ariyayım bu Mehmet demişti ki Ayhan Çarkın’la bi görüşmüştü. Ben tabi Mehmet bişey söyleyince ben bi anda algılayamadım dedim bide .. size sorayım dedim böyle bişey.

- Var, valla yani o konuşmak isterse ben de konuşurum.

Hemen ardından konu yine Uğur Dündar ile gazetelerde çıkan haberlere geldi.

Sami Hoştan:

- İnanın siz de, o gün de ben kendim de görüşmüştüm Tansu Çiller’in yanındaki Mehmet Üstünkaya’nın zamanında… Ama sizle ilgili hiç bir öyle mevzu bile…

Uğur Dündar, bu konuyu Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu’ndan duyduğunu, Hanefi Avcı’nın  da bunu söylediğini belirtti. Sami Hoştan, yine Uğur Dündar adının hiç zikredilmediği yolunda teminat verdi.

DÜNDAR-HOŞTAN’IN SAMATYA MUHABBETİ

Bütün bu ayrıntılardan sonra 13 Ekim’de Vakit gazetesinin Ergenekon İddianamesinde yer alan metinlere dayanak ortaya koyduğu telefon görüşmesinin önemi daha iyi anlaşılıyor. Dündar-Hoştan ilişkisinin nasıl bir zemin üzerinde yürüdüğünü anlamak açısından iddianamenin 442. klasörünün 23. sayfasında yer alan telefon konuşması kayıtlarına bir kez daha bakalım.

 Uğur Dündar: Efendim
Sami Hoştan: Alo, merhaba Uğur bey. Nasılsınız, iyi misin, ben Sami Hoştan
U: A buyurun Sami Bey
S: Nasılsınız iyi misiniz?
U: Sağ olun iyiyim iyiyim iyiyim
S: Spora devam mı
U: Tabii tabii
(...)
S: Benim kızım ekonomi okuyor. Koç üniversitesinde son sınıfta…
U: Ben valla yapılan bütün haksızlıklara karşı çıkıyorum kızım olduktan sonra
S: Evet
U: Çok merhametli çok şefkatli ondan oldum samimi söylüyorum
S: Evet evet herkes onu öyle söylüyor ama neden
U: Bütün dünya görüşüm değişti benim Sami Bey
S: Aynen aynen doğru çünkü evlatlarınızdan sorumlusunuz
U: Yarın da Samatya'daki arkadaşlarla buluşucam
S: Ya benim canım çok kebap istedi. Atilla Atilla da falan var mı içinde
U: Gelecekler valla işte bilmiyorum 10-12 olacağız
S: Evet iyi iyi Samatya'lı olmak
U: Orda balık yicez
S: Samatya'lı olmak bambaşka
U: Gayet tabii canım gayet tabii ya ben hâlâ oralara
S: Öz öz insanlar
U: Kökle bağlı olan bir insanım
S: Öz insanlardır öz. Oranın insanları öz insanlardır
U: Gayet tabii gayet tabii
S: Bir şey daha sorucam geçenlerde Ertuğrul Özkök Bey bi yazı yazdı Susurlukla ilgili çok ama çok önemli dedi ki bu insanlara biz haksızlık ettik
U: Öyle mi
S: Bu insanları kırdık tabi yazılarında bu insanları biz kırdık bu insanları biz köşeye attık bize kırgın olarak karşıdan izliyorlar şimdiki bu durum dedi bu insanlar işte şimdiki bu insanlar lazım olan insanlardı. Buna ne diyeceksiniz yani şimdi düşünebiliyor musun yani…
U: Neyse bi gün otururuz uzun uzun konuşuruz
S: Tamam olur saygılar sunuyorum
U: Telefonda ayaküstü olacak meseleler değil
S: Oldu tamam

Haber 7



Bu haber 690 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,488 µs