En Sıcak Konular

Barzani ile ne, nereye kadar...

14 Ekim 2008 20:02 tsi
Barzani ile ne, nereye kadar... Özel Temsilci Özçelik Kürt lider Barzani'yle görüştü. Hasan Soylu görüşmenin satır aralarını okudu, olası sonuçlarını değerlendirirken bazı kritik öngörülerde bulundu. Bu görüşme ile Başbakan Erdoğan'ın bazı vurguları arasında nasıl bir paralellik var?

Bugün  Türkiye’nin Irak  Özel Temsilcisi Murat Özçelik başkanlığındaki Türk heyeti, bölgesel Kürt yönetiminin lideri Mesut Barzani ile önemli, kritik bir görüşme yaptı. Görüşmenin basına açık kısmında, her iki taraf da bu görüşmeden dolayı memnuniyetini dile getirdi. 
Görüşmeden sonra basın mensuplarına bir açıklama yapan Murat Özçelik, "Biz bugün burada Kürt tarafına Irak'ın kuzey bölgesindeki güvenlik endişelerimizi aktardık. Ayrıca PKK terör örgütüne yönelik adım atılması konusunda beklentilerimize de olumlu cevap aldık. Toplantımız olumlu geçti. Daha fazla bilgi vermem" dedi.

2 saat süren toplantı sonrasında, Kürt yönetiminin yöneticilerinden Fuat Hüseyin de, toplantının olumlu bir havada geçtiğini belirtmekle yetindi.

Tarafların “doğrudan diyalogun devamının önemi” konusunda da mutabık oldukları belirtiliyor. Nitekim, Barzani’nin basın sorumlusu Faysal Dabbağ, "Görüşmede her iki taraf arasında yeni bir sayfa açılması ve görüşmelerinin devam edilmesi yönünde karar alındı" dedi. Ancak Dabbağ’ın görüşmede neler konuşulduğuna ilişkin şu sözleri, diplomatik nezaket sözcüklerinin satır aralarını okumamızı kolaylaştırıyor: Dabbağ basın mensuplarına Barzani’nin görüşmede “sorunun siyasi ve diyalog ile çözülmesi gerektiğini” söylediğini kaydetti. Barzani’nin basın sözcüsünün açıklamalarına göre Barzani, sorunun ekonomik boyutuna da dikkat çekmiş ve Türkiye’nin çözüme dönük çabalarını destekleyeceklerini deklare etmiş.

Başbakan Erdoğan bugün yaptığı grup konuşmasında Türkiye’nin “terörle mücadelede sahip olduğu diplomasi imkanlarından” bahsetmiş, sorunu sadece güvenlik boyutuyla ele almadıklarını vurgulamıştı. Barzani ile yapılan görüşmenin bu yaklaşım ve kararın ilk sonucu olduğu açık. Devam edeceği de belli. Ancak tam da bu noktada durup, Barzani ve Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nden Türkiye’nin beklentilerinin ne olduğu üzerine bazı saptamalar yapmamız gerek.

Güvenlik açısından, Barzani ve lideri olduğu KDP’nin Türkiye’nin baskısını göz ardı edemeyeceğini belirtelim. Bu, PKK’lıların bölgedeki hareket serbestilerinin kısıtlanması demek. Kuzey Irak’taki Kürt şehirlerinde rahat hareket etmelerini engelleyeceği de öngörülebilir. Ancak bunun daha ötesini beklemenin, örneğin peşmergelerin PKK kamplarına karşı kendi başlarına veya Türkiye ile koordineli olarak operasyon düzenlemelerinin neredeyse olanaksız olduğunu belirtmekte yarar var. Zira Barzani, uzun süredir “bırakuji” (kardeş kavgası) yapmayacaklarını yüksek sesle dillendiriyor. Türkiye’den gelen tepkileri nasıl yanıtladığını da unutmayalım: “Sorunun çözümü siyasidir, af çıkarın” vb. Hatta Kerkük’le bağlantılı olarak tepkilerin sertleştiği günlerde, “O zaman biz de Diyarbakır’la ilgileniriz” demekten de geri kalmamıştı.

Şunu belirteyim ki, Kuzey Irak’taki yönetimi “tanımamak”, diyalogdan uzak durmak yerine ilişki ve diyalog içerisinde olmak daha gerçekçi ve doğru olan tutumdur. Fakat şimdi kurulan diyalogdan hareketle kamuoyunda abartılı beklentiler yaratılmaması da önemli.

Sorunu bir sürecin konusu olarak ele almak gerekiyor. Sürekli dile getirilen “sorun sadece güvenlik tedbirleriyle çözülemez” tespitinin ete-kemiğe büründürüleceği adımlar atmakta daha fazla geç kalınmamalı. Çünkü bu tespit o kadar çok söylendi ki, artık neredeyse anlamını kaybetti. “Sosyal, kültürel, ekonomik” alanlardaki tedbirler nedir, ne olmalıdır, bunu tartışmanın, bu konularda düşüncesi, projesi olanların bunları ortaya koymalarının zamanıdır. Başbakan Erdoğan’ın grup konuşmasında ifade ettiği demokrasi ve hukuktan taviz verilmeden yol alınması yönündeki sözleri önemli bir irade beyanı olmuştur. Bu yönde bir süreç başlatılması, sorunun çözümü yönünde öncelikle ihtiyaç duyulan psikolojik atmosferin yumuşatılmasına, süratle normalleşmeye hizmet edecektir.

Kendi sorununu bütün yönleriyle gören, ele alan, tartışan bir Türkiye’nin Barzani ve Amerika üzerindeki etkisi ve hükmü, bugünküyle kıyaslanmayacak denli daha da artacaktır.

Daha da önemlisi, cenaze kaldırmaktan kurtulabilmektir…

Hasan Soylu iyibilgi özel




Bu haber 554 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,448 µs