En Sıcak Konular

Kızıl elma: MHP+CHP mümkün mü?

0 0 0000 00:00 tsi
Kızıl elma: MHP+CHP mümkün mü? MHP ve CHP flört aşamasında... Olası bir koalisyon için iki partinin “pratik” gerekçeleri var... Ancak iki partinin analizi bu izdivacın o kadar kolay olmayacağını gösteriyor. İşte iyibilgi farkıyla MHP ve CHP koalisyonunun incelikli ve içerid

Tatlıya bağlanan MHP kongresinin ardından iki nokta özellikle altı çizilerek parlatıldı. Birincisi MHP’nin Devlet Bahçeli yönetiminde 2000 yılından beri süregelen idelojik “yerleştirmesinin” tamamlanması, ikincisi ise CHP’ye karşı hem siyasi söylem hem de pratik eylemleri açısından takındığı pozitif tutum.

MHP Kongresi’nde diğer partilerden gelen misafirler farklı şekillerde karşılanırken, CHP delegasyonu alkışlarla baş köşeye oturtuldu. Bahçeli’nin konuşması sırasında hemen tüm parti liderlerine eleştiri getirilirken, Baykal’a yönelik en ufak bir ima da dahi bulunulmadı.

Bir çok politik uzmana göre zaten MHP ile CHP’nin politik duruşları özellikle PKK ve ve AB ile ilgili “temel” konularda ergonomik bir hal sergiliyor. Bahçeli eliyle değiştirilen MHP’nin idelojik bakışını en çok alkışlayan parti de CHP. Beğenisini bizzat lideri Baykal’ın ağzından uzun uzadıya övüyor.

Seçime bir yıl kala partilerin “koalisyon-ortaklık” arayışlarına yönelik bir ivmelenmenin olduğu aşikar. Bülent Ecevit’in vefatı sonrası özellikle sol kesimde başlayan “tarama” sürece DSP ve SHP’nin “teslimiyetiyle” sürüyor. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ın ve ekibinin bu seçimlerde de “birleşme”den başka bir çıkar yolu olmadığı şimdiden söylenebilir.

Kaldı ki çok ciddi ekonomik sorunlarla boğuşuyorlar. Birçok ilde Genel Merkez’in hiçbir katkısı olmadan yerel yatırımlarla parti yaşatılmaya çalışılıyor. Öyle ki Kocaeli gibi İstanbul’a yakın ve gelişmiş bir ilde dahi teşkilatlanacak 10 kişi ve para bulunmuş değil.

DSP açısından durum biraz daha farklı. DSP’nin para ve teşkilat sorunu bulunmuyor. Bu maddeler yıllar içinde halledilmiş. Fakat asıl mesele “oy”. DSP’nin de gelen seçimlerde yüzde kaç alacağına dair bir kestirme yapmak dahi zorluk yaratıyor. Ama yüzde 10’luk baraj şu an için imkansız. Bu yüzden her iki partide bir şekilde birleşmeye, hatta daha ileri giderek solun en büyük partisi unvanını koruyan CHP ile birlikteliğe çalışıyorlar.

Bu o kadar yoğun bir istek ki, Türk siyasi tarihinde pek görülmedik biçimde DSP Genel Başkanı, “Baykal’dan randevu istedim, iki aydır bekletiyorlar” gibi makama ve politik eşitliğe pek uygun düşmeyen açıklamalarda bulunuyor.

CHP terazisinden ise durum biraz daha tatlı. CHP yönetimi ve Baykal ideolojik bağlamda hiçbir tartışmaya girmiyor ve güncel konularla ilgili muhalefet atakları yapmaktan öteye geçmiyor. Bu durum kamuoyu tarafından “pasiflikle” suçlansa da, diğer partiler için herhangi bir şey ifade etmiyor. Yeni her zaman her yerde konuşulabilir parti imajı korunuyor.

MHP ise tabanının alışık olduğu keskin söylemlerden vazgeçeli çok oldu ve kendini açıkça söylemese de merkeze konumlandırdı. Sadece başat meselelerde-PKK, AB vb.-duruşu tekrarlıyor ve kritiklerde bulunuyor. Her iki partinin mutabık olduğu ve sıkça belirttiği ana tema ise Ulusçuluk. Böylece her iki parti olası bir koalisyon masasında en azından iki konuda mutabıklar. Bunlar konjonktürün de etkisiyle ülkede yükselen Ulusçuluk ve kendini kalın çizgilerle tanımlayarak diğerini dışlamama.

MHP’nin açılımları ve açmazları

Bu kadar “az-gari” müşterekler koalisyon için, hele tarihi geçmişleri zaman zaman çatışmalarla kesilmiş, tabanlarının yelpazedeki yerleri açıkça farklı iki partinin koalisyona gitmesi için yeterli mi?

Kuşkusuz değil ama şartlar da öyle.. Yani yetersiz. MHP’nin bugün için bir genel seçimde alacağı oy oranı “şimdilik” 9-12 aralığında görülüyor. CHP’nin ise 13-17 çizgisinde. Yani bir çok köşe yazarı ve medya yorumcusunun öngördüğü gibi iki partinin oy oranlarının belki Anayasa değiştirebilecek seviyeye ulaşması, olmadı en azından yüzde 40’lık rakama ulaşması-tekrar edelim bugün için-mümkün değil.

Kuşkusuz bir sosyal gelenek olarak seçim öncesi birliktelikleri açıklayacak iki partinin oy oranlarında bir çıkış görülüyor. Ama iktidar için yeterli olur mu? Yine bu soru şuan için ikincil. Birincil sorun, MHP’nin geçen seçimlerde biraz da Genç Parti’nin etkisiyle dışında kaldığı TBMM’ye girebilmesi. Yani yüzde 10’luk baraj. Birleşmenin etkisiyle ve yükselen konjonktürün katkısıyla bu oran yüzde 12-14 aralığını da aşarsa harika. Kaldı ki MHP’nin değişen söyleminin “çekirdek taban” üzerindeki etkileri de eksiksiz analiz edilmiş değil. Seçimlerde bu kesimden bir oy kaybının olacağına hatta başarısızlık halinde parti içindeki dalgalanmaların bir yükseleceğini dillendirenler de bulunuyor.

Baykal pratiği...

CHP açısından ise koalisyonu olumlayacak birincil mesele iki tane. İlki yine oy oranları ile ilgili. Sol bir iktidar veya sol ortaklık ne kadar parlatılırsa parlatılsın, CHP bir önceki seçimlerde aldığı oy oranını ya anca yakalayacak ya da biraz aşağı inecek. Bugün kamuoyunun geniş kesimi oyunu yeniden CHP’ye vermesinin nedeni olarak “alternatifsizliği” ve “AKP’nin icraatları karşısında Cumhuriyet değerlerini koruma amacını” dillendiriyor. Yani direkt olarak CHP’ye yönelik bir ivme beğeni bulunmuyor.

İşte ilk nokta bu. Yani birleşmeyle oy oranının sabitlenmesi hatta aşılması. İkinci bakış ise solla ilgili. Deniz Baykal, DSP ve diğer küçük sol partilerle ittifakı açıkça bu partilerin CHP’ye katılımıyla mümkün görüyor.Yani bir eşitlik vermiyor. Bu TBMM içinde bulunan bir parti için doğal karşılanabilir. Fakat aynı zamanda bu partileri seçim için “tali”, hatta daha halk deyimiyle stepne olarak değerlendiriyor.

Yani büyük bir parti ile ama özellikle MHP ile olmazsa ihtimaline karşı. Özünde ise, CHP içinde zayıf itirazlar bulunsa da Baykal, bu partilerle birlikteliğe çok sıcak bakmıyor. Hele koalisyonu kesinlikle reddediyor. Şartların zorladığı böyle bir olasılık halinde bu partilerin-CHP içindeki-gücünü mümkün olduğu kadar kırmayı planlıyor.

Sonuçta iki partinin bir araya gelmesinin önündü aşılmaz barajlar yok. Hatta kendileri açısından pratik faydalar mevcut. Ancak sistemin işleyip işlemeyeceği ciddi bir tartışma konusu. Hele 1980 öncesi denenmiş ama tutmamış dersler hatırlandığında.

Bu arada DSP lideri Sezer, Baykal'ın Bahçeli ile yakınlaşması ile ilgili Baykal'a: ‘Yola gel sola gel' dedi.



Bu haber 410 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,208 µs