en ağır eleştiri... | " /> en ağır eleştiri... | "/>

En Sıcak Konular

A.Şener'den en ağır eleştiri...

9 Ekim 2008 14:17 tsi
A.Şener'den en ağır eleştiri... Eski Devlet Bakanı, Yeni Oluşum Hareketi Lideri Abdüllatif Şener Başbakan Erdoğan'ı ağır bir şekilde eleştirdi. Erdoğan'ın ekonomik krizi göremediğini öne süren Şener, "Ülke sahipsiz" dedi.

Yeni Oluşum Hareketi Lideri Abdüllatif Şener, Türkiye’nin küresel dalgaya hazır olmadığı uyarısında bulundu. Türk ekonomisinin aylardır adı konulmamış bir krizi zaten yaşadığını belirten Şener, yaşanan tablonun ekonomi yönetiminin üzerine düşen görevi yapmadığını gösterdiğini söyledi.

Şener “Dünya ciddi bir süreçten geçiyor, Türkiye de ciddi bir süreçten geçiyor. Oyalama paketleriyle ancak ülkeye vakit kaybettirirsiniz. Ülkede yaşanan ekonomik sıkıntıları da derinleştirirsiniz. Şu anda ekonomi yönetiminin görüntüsü budur” diye konuştu.

Yeni Oluşum Hareketi Lideri Abdüllatif Şener, gündeme ilişkin ANKA’nın sorularını yanıtladı. Amerika’da başlayan ve diğer ülkelere de yayılan küresel ekonomik krizle ilgili değerlendirmelerde bulunan Şener Türkiye’nin küresel dalgaya hazır olmadığını söyledi.

Hükümet tarafından yapılan pek çok uygulamanın küresel dalganın Türkiye’yi daha derinden etkilenecek bir noktaya getirdiğini ifade eden Şener, “İzlenen kur politikası, izlenen özelleştirme politikaları, izlenen ranta dayalı gelir alanlarını özendirici politikalar Türkiye’nin rekabet gücünü zayıflatmıştır ve ekonomi yabancı sermaye hareketleriyle ağırlığını sürdürür hale getirilmiştir. Bu da Türk ekonomisinin yapısını kırılgan ve küresel dalgalara daha açık hale getirmiştir” diye konuştu.

“ADI KONULMAMIŞ BİR KRİZ ZATEN VARDI”

Küresel ekonomik krizden bağımsız olarak Türk ekonomisinin aylardır adı konulmamış bir krizi Türkiye’nin zaten yaşadığını ifade eden Şener, üreticinin ürettiğinin karşılığını alamadığını, kapanan şirket ve işyeri sayısının giderek arttığını, çek ve senetlerde ödeme zorluklarının yaşandığını, ekonominin rekabet gücünü kaybettiğini söyledi.

Türkiye’de ekonomiden memnun kimsenin bulunmadığını ifade eden Şener, yaşanan tablonun ekonominin iyiye gitmediğini ve ekonomi yönetiminin üzerine düşen görevi yapmadığını gösterdiğini kaydetti. Şener, “kamuoyunda ekonomiye ilişkin ortaya çıkan şikayet ve talepleri hükümet oyalama taktiği ile idare ediyor. Dünya ciddi bir süreçten geçiyor, Türkiye de ciddi bir süreçten geçiyor. Oyalama paketleriyle ancak ülkeye vakit kaybettirirsiniz. Ülkede yaşanan ekonomik sıkıntıları da derinleştirirsiniz. Şu anda ekonomi yönetiminin görüntüsü budur“ diye konuştu.

“BAŞBAKAN BİLE KRİZİ ANLAYABİLMİŞ DEĞİL”

Küresel krizin Amerika’da başladığını ve diğer ülkelere de yansıdığını ifade eden Abdüllatif Şener, ABD’de yaşanan ‘Mortgage krizi’ nin aslında gayrimenkul değil finans krizi olduğunu söyledi. Şener şunları kaydetti:

“Kriz Sayın Başbakan tarafından bile iyi algılanamamış durumda. Başbakan bu krizi sanki bir gayrimenkul krizi gibi değerlendirip topluma ‘Bizde Mortgage krizi olmaz TOKİ var’ açıklamasında bulunmuştur. TOKİ’nin varlığı ile finans krizi arasında hiçbir bağlantı kurulamaz ama Başbakan, sanki etrafında hiçbir danışman yok, ekonomiden sorumlu bakanlar gerekli bilgileri vermiyormuş gibi bu ifadeyi kullanıyor.

Bu Türkiye’nin ne acınacak durumda olduğunu, ne kadar sahipsiz durumda olduğunu, gösteren açık bir durumdur. Batan Finans kuruluşları ve bankalar daha sonra Avrupa piyasalarını da etkilemiştir. Şimdi Avrupa ve Amerika’dan yayılıyor. Dünyada böyle bir krizin varlığı Türkiye’yi etkiler. Hatta şunu söyleyebilirim; Avrupa ve Amerika soruna kendilerince çözüm bulabilirler ama kendi sorunlarına buldukları çözüm gelişmelerden Türk ekonomisinin ciddi bir şekilde etkilenmesini önlemez.”

EKONOMİ YÖNETİMİNE “MÜSRİF AİLE REİSİ” BENZETMESİ

Dünyanın hiçbir köşesinde kriz çıkmasa bile küresel dalgadan en derin etkilenecek olan ülkenin Türkiye olduğuna işaret eden Şener bunun nedeninin cari açık ve borçlanma olduğunu söyledi. Şener, şöyle konuştu:

“Türkiye’deki ekonomi politikaları üretim ve rekabeti özendirmediği için cari açık veriyor. Düşünün müsrif bir aile reisi her ay gelirinden daha fazla harcama yapıyorsa ve harcamalarını kısamıyorsa önce evindeki mobilyaları, buzdolabını, çamaşır makinesini satıp müsrif harcamalarını karşılamaya çalışır. O da karşılamadığı zaman borç almaya çalışır. Bütün bunlar bittiği zaman bu bir iflas demektir. Türkiye bu yüksek cari açığı bir taraftan bankacılık sektörünü yabancılara devrederek bir taraftan iletişim sektörünü diğer hizmet sektörlerini yabancılara devrederek, diğer taraftan da yüksek faizlerle ve düşen kurla karlılık oranını sürekli artırmak suretiyle, kapatmaya çalışmıştır. Yani açık dışarıdan, yabancı ülkelerden paradan para kazanmak maksadıyla Türkiye’ye çekilen kaynaklarla finanse edilmeye çalışılmıştır.

Dış dünyada finans sektöründe bir takım sorunlar yaşanırken, onlar kendi merkezlerinde finans sıkıntısı içindeyken buraya paradan para kazanmak için para getirmeyecekleri gibi eski getirdikleri paraları çekecekleri de ortadadır. Yeni para gelmediği takdirde veya daha önce gelen paralar çıktığı takdirde, siz cari açığınızla baş başa kalırsınız, ve geliriniz giderinizi karşılamadığı için de, bu ekonomide bir iflas demektir, bir kriz demektir. Dünyanın diğer bir köşesinde yaşanmadığı halde, böyle bir krizi Türkiye yaşayabilir.”

“EKONOMİ YÖNETİMİ HALA NE YAPARIZ SORUSUNU SORMUYOR-

Küresel krizle ilgili hükümeti zamanında gerekli tedbirleri almamakla eleştiren Abdüllatif Şener, “Halen başta Başbakan, ilgili bakanlar, bazı milletvekilleri olmak üzere yapmış oldukları konuşmalarda sanki bu gelişmeler ‘Türkiye açısından avantaja dönüşebilir, bunun avantajlarını elde edeceğiz’ üslubu içerisinde değerlendiriyor. Ama bu gidişle bağlantılı olarak ne yaparız sorusunu ekonomi yönetimi hala kendisine sormuş görünmüyor. Türkiye’nin en büyük riski de budur“ diye konuştu.



Bu haber 373 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,151 µs