En Sıcak Konular

Sigarayı bırak, doğru beslen, kanserin üçte ikisini önle!

0 0 0000 00:00 tsi
Sigarayı bırak, doğru beslen, kanserin üçte ikisini önle! Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanlığı, kanserle mücadele için yoğun bir çalışma temposu içerisine girdi. Erken teşhis çalışmalarının yanı sıra, kanserin önlenmesi için sigara ve beslenmeyle ilgili kampanyalar da yapılacak.

Kanser Danışma Kurulu ve Ulusal Kanser Enstitüsü ile gelecek 23 yıl içerisinde Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yılında Türkiye’de karşılaşılan kanser vakalarında önemli ölçüde düşüşe geçilmesi hedefleniyor. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer çalışmalar hakkındaki soruları cevapladı.

* Kanserle savaşta en sık karşılaştığınız sorunlar neler?

Öncelikle kanser bir tek hastalık değil. Kanser, hastalıklar grubudur. Yüzlerce kanser türü var ve hepsi birbirinden farklı. O nedenle mesela verem hastalığıyla savaşta geçerli olan faktörler kanserle savaşta pek geçerli olmayabiliyor. Çünkü belirttiğim gibi karşımızdaki bir tek hastalık değil. Oluş mekanizmaları, önleme mekanizmaları, tedavi prensipleri çok farklı bir hastalıklar grubu. Bir diğer özelliği kanserle savaşın, tek başına doktorları ve sağlık gurubunu değil, bunun dışında da farklı disiplinleri ilgilendirmesi. Diyelim ki asbest veya doğal içme sularında bulunan ya da şehir şebekesine karışan arsenik gibi etkenlerin de kanser yapması nedeniyle jeoloji mühendislerini de ilgilendiriyor. Bu açıdan çok multidisipliner bir yapı kanserle savaş. Bunu sadece merkezde 25 kişilik bir kadroyla yürütmek mümkün değil.

* Kanser Danışma Kurulu nasıl oluştu, yeni bir oluşum mu yoksa geçmişte bir örneği daha var mı?
Arkadaşlarımız bunu nasıl yapalım diye düşünmüşler ve 1988-89 yılında bir danışma kurulu oluşturmuşlar. Bu danışma kurulu çok geniş çaplı bir doktor grubundan,  onkoloji ile uğraşan hekimlerden oluşmuş o zaman. Yalnız problemimiz şu: O zaman bu kurul yasal bir zemine oturtulmamış. İki kere toplanıp dağılmış. Ondan sonra da pek bir çalışma yapılmamış.

Şimdi bizim amacımız çağdaş ülkelerin kanserle savaşta izledikleri yola benzer tarzda multidisipliner, bilimsel etkin bir kurul oluşturmak ve bunu bir daha dağılmasın ve süreli olsun diye yasal bir zemine oturtmak. Bu bakımdan bir Ulusal Kanser Danışma Kurulu Yönetmeliği hazırlandı. Şu ana kadar üç toplantı yapıldı. Dördüncüsünü aralık ayında yapacağız. Alt kurullarımızı oluşturduk. Mesela epidemiolojik veya jeolojik olarak topraklarla ya da diğer maddelerle ilgili kanserlerin gelişmesini inceleyen toplam dokuz alt kurulumuz var. Tabii bu danışma kuruluna Türkiye’de kanserle uğraşan herkesi almamız mümkün değil. Türkiye’de tanınmış, uluslararası yayın yapan, bilimsel kabul görmüş hocalarımız çok. Takdirle karşılıyoruz ama herkesin danışma kuruluna girmesi çok zor. Onun için biz daha çok kurumları temsilen, kurumlar bazında bir yönetmelik hazırladık. Tabii mükemmeli bulmak çok zor ama biz mükemmeli bulmak için çalışıyoruz. Anadolu’daki onkoloji alanında bilimsel çalışan bütün arkadaşlarımızın, devlet kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının jeolog arkadaşlarımız dahil, bu kurulda temsil edilmesini sağlıyoruz.

* Kanser Danışma Kurulu ve alt kurullarının yapısı nedir? Kaç kişilik bir ekipten oluşuyor?
Alt kurullarımızda bir sınırlama yok, ama üst kurulun maksimum 50-60 kişiden oluşmasını düşünüyoruz. Üst kurul, yani danışma kurulu, alt kurulların topladıkları verilere göre uzun vadeli stratejiler belirleyecek. Bu kurul isminden de anlaşılacağı gibi bir danışmanlık sistemidir. Bir yaptırımı yoktur. Bakanlığa danışma hizmeti verecek ve yönlendirecektir. Bu çalışmanın sonucunda Ulusal Kanser Enstitüsü’ne varmak istiyoruz. Yani Türkiye’deki kanser ile ilgili tüm çalışmaların bir çatı altında organize edildiği, yeterli finans kaynaklarının bulunduğu, çalışmaların yönlendirildiği, ülkemizdeki kanserin artık çok başlı olmaktan çıkarılıp tek çatı altında, ülke politikalarına parelel olarak yönlendirilebilir bir yapı oluşturmak istiyoruz. Amacımız bu.

* Türkiye kanser hastalıkları konusunda ne durumda?
Ülkemizin durumu kanser konusunda hem avantajlı, hem dezavantajlı bir portre sergiliyor. Bazı kanser türlerine ülkemizde çok sık rastlanıyor. Örneğin Doğu Anadolu’daki bir kuşakta sindirim sistemi kanseri türleri dünyadakinin 4-5 misli daha fazla, ya da mezoteliyoma dünyadakinin 4 bin katı daha fazla. Bununla birlikte bir çok yerde Akdeniz diyetiyle beslenmemiz nedeniyle mide bağırsak kanserleri daha az. Mesela doğum ve emzirme oranı bizde daha yüksek olduğu için meme kanseri batılı ülkelerden daha az, serviks kanseri seksüel yaşamın bizde inanç, ananevi ve geleneksel nedenlerden dolayı daha disiplinli olması nedeniyle daha az. Bütün bunlar hem avantaj, hem dezavantaj.

* Türkiye’de kanser kayıtlarının tutulması sizce yeterli düzeyde mi? Tutulan kayıtlar gerçek sayıları gösteriyor mu?
Biz kanserle savaşta Türkiye’de büyük bir paradigma değişimi yapıyoruz. Onun en önemlisi kayıt için güvenli yedi örnekleme ile seçilmiş yedi tane il seçtik. Bunlar Trabzon, Edirne, Eskişehir, Antalya, Kayseri, Şanlıurfa ve Erzurum. Bunların dışında Adana, Ankara, İstanbul ve İzmir’de de merkezler mevcut. Aktif kayıt sistemi geliştirdik ve bunları topluyoruz. Belki önümüzdeki beş yıl sonra ‘Türkiye’de kanser sayısı neydi, şu muydu bu muydu’ tartışmasını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. ‘Gerçek rakamlar mı, gerçeğe yakın mı’ tartışmasını sona erdireceğiz. Şu anda gerçek rakamları belirlemede zorlanıyoruz. Birkaç ilimizde ciddi anlamda kayıt tutuluyor. Diğer illerimizde maalesef bildirim çok kötü seviyede. Bu konuda birçok yaptırımlar geliyor. Yani hastaneler kanser bildirimlerini yapmazlarsa suçlu oluyorlar. Bir çok hastane hakkında soruşturma açılacak. Bu da çok ciddi bir uyarı. O yüzden kanser bildirimi giderek daha düzenli hale geliyor.

Ülkemizdeki verilerin diğer ülkelerle arasındaki verilere göre durumu nedir derseniz, İzmit kayıt merkezimizin uluslararası akredite olmuş kabul görmüş sonuçları var. Verilere göre yaşa uyarlanmış kanser sıklığı ülkemizde yüz binde 120 civarında. Bu beklenen rakama göre doğru orantılı. Mesela Avrupa’nın birçok ülkesinde bu rakam yüz binde 120-150 arasındadır

* Biraz da kurulun bundan sonra yapacağı çalışmalardan bahseder misiniz?
Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı, 2023 yılı için bir çalışma başlatıyoruz. Bu çerçevede taramalarla erken tanısı yapılabilen kanserlerle ilgili AB projesi dahilinde tarama projesi başlatıldı. Bu yaklaşık 3 milyon Euro’luk bir proje. Bu yıl 11 tarama merkezi açıyoruz. Bu 11 merkezde çok daha geniş hedef kitleyi tarayabilmek için proje genişletilmesine gittik. AB bunu kabul etti ve bunun içinde karşılıksız olarak 5 milyon Euro daha kredi alıyoruz.

İkincisi, yanlış beslenme ve tütün kullanımı ile ilgili çok ciddi savaş vereceğiz. Tüm Türkiye’ye yönelik 20 milyon Euro’luk geniş bir eğitim programı hazırlıyoruz. Bu çerçevede tüm kanser türlerinde Türkiye genelinde 2023 yılında yüzde 15’lik bir gerileme kaydetmeyi planlıyoruz. Bu da multidisipliner, multisektöriel bir çalışma olacak. Ana hedeflerimizden birisi budur. Bu proje çerçevesinde medyanın desteğine ihtiyacımız var. Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere bakanlıklar arası işbirliği gerekiyor. Anaokulundan başlayarak büyük bir eğitim kampanyası başlatacağız. Sanatçılarımızın bizlere destek olmasını bekliyoruz. AB’nin bu konuda özellikle Norveç, İskandinav ülkeleri ile diğer bazı ülkelerde yaptığı çalışmalar var. Ana hedeflerimiz tütünle ve yanlış beslenmeyle savaş. Tütün gerçekten bütün kanserlerin yüzde 30’u, yanlış beslenme ise yüzde 35’inden sorumlu. Bütün bunları düzelttiğiniz zaman uzun vadede kanserin yüzde 60-65’ini önlemiş oluyorsunuz. Tabii ki bazı genetik etkenler ile önlenemeyen bazı yatkınlıklar da var. Ama onlara yönelik çalışmalarımız da var. Örneğin Türkiye’de genetik bazı kanser türleri belirledik. Bu konuda yurtdışından yardımlar alıyoruz.

Kaynak: www.medimagazin.com



Bu haber 427 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,988 µs