En Sıcak Konular

Bu kış komünizm gelir mi?

8 Ekim 2008 13:23 tsi
Bu kış komünizm gelir mi? Belki bu kış değil, hatta komünizm de değil. Ama önümüzdeki 2 yıl, 2010 yılına kadar, küresel ölçekli bir liberalizm ve kapitalizm eleştirisinin ortaya çıkacağı kesin gibi görünüyor. Üstelik bu ağır bir eleştiri olacak ve çoğunlukla makro ekonomi üzerinde

Örneğin Hürriyet’teki bugünkü yazısında Cüneyt Ülsever şöyle diyor; “Dünya ekonomik açıdan duraklama, hatta gerileme dönemi yaşayacak. Kriz global kriz olduğu için bütün başat ülkeleri şu veya bu şiddette etkileyecek. Bu dönemde liberal umdeler çok sorgulanacak. Minimal devleti savunanlar dertlerini anlatmakta zorlanacaklar. Friedman yerine Keynes’in adı daha çok yankılanacak.”

Ülsever bu öngörüsünde yalnız değil. Dünyada da bu ve benzeri kestirmeleri sahiplenen pek çok düşünür bulunuyor.

Peki ama bu dönüşüm işaretlerinin nedeni ne? Yani neden, dünya ülkeleri genel olarak liberal bakışlara sahipken, 1990’dan sonra tek kutuplu dünya düzeninin hakimiyeti gerçekleşme yolundayken, bir tür U dönüşü yaşanıyor?

Küresel ekonomik kriz bu tartışmanın başlangıç noktası değil. Esasen tartışma yerine “rahatsızlık” demek gerekebilir.

Çünkü “tek kutuplu” tanımının ifade ettiği ABD hegomonyasından mutsuzluk duyan geniş bir kitle bulunuyor dünyada. Üstelik bu cephe sadece ABD’nin hışmına uğrayan bölgelerle sınırlı da değil.

Mesela, Avrupa Birliği’nin pek çok ülkesi, “dengesizlik ve adaletsizlik” konusunda eleştirel. Almanya ve Fransa gibi ülkeler bu kaymanın getirdiklerinden mutsuz.

Kaldı ki, Avrupa ülkeleri başat oyuncu sayılmasa dahi, daha büyük örnekler de var. Bunların başında da elbette Rusya geliyor. Bu ülkenin adı anıldığında da, peşi sıra bir çok ülkenin takipçi olduğunu söylemek kolay.

Çin, İran, bazı Ortadoğu ülkeleri, Ortaasya ülkeleri, hatta Hindistan, terazinin bir kefesinin fazla ağırlık çekmesinden rahatsız. Bu ülkeleri sadece ABD’nin tek sesli uygulamalarına itiraz edenler olarak tasnif etmek doğru değil.

Çünkü bu ülkelerin en ılımlı olanı bile ABD poltikalarının kendi yaşam alanlarını tehdit ettiğini düşünüyor.Çin belki Washington’u düşman olarak tanımlamıyor ama “rakip” olarak algıladığı kesin.

Öte yandan Rus politikaları için bunun çok daha fazlası söylenebilir. Nihayetinde iki kesimin ortak çıkarlarının bulunduğu bir ülkede savaşa kadar vardı iş. Ama “soğuk savaş” söylemlerinin yükselmesinde Rusya’nın dirilişinin büyük payı var.

Ve soğuk savaş-eğer gerçekse-bunun ideolojik bir tartışmaya meydan açması da eşyanın tabiatı gereği. Küresel krizin patladığı ana kadar bu çekişmeler, büyük ülkelerin dünya pastasından büyük dilimler koparma hamleleri olarak görülüyordu.

Ancak krizle birlikte, liberal sistemin vaadettiği zengilinliğin sorgulanma süreci başladı ve zaten artık politik bir tartışma demek. Krizden şu veya bu oranda etkilenen ülkelerin, ekonomik sistemlerine müdehaleleri ise ister istemez “devletçi” oldu.

Bu da aynı tartışmanın bir alt kolu olarak, “serbest piyasa, devletçi ekonomi” gibi yumuşak ama yeni tartışmalardan öte, “liberal ve kapitalist” görüşlerin kendilerini tehdit altında hissetmesine yol açacak.

Ve görünen o ki, ekonomik krizin etkileri devam ettikçe, bu çekişme de hararetlenerek yükselecek. Kriz ise artçı etkileri ile birlikte 2010 yılına kadar devam edecek gibi. Peki bu gelişmelerin politik kaymaları nasıl olacak?

İşte bu sorunun net ve görülebilir yanıtı henüz yok. Ancak “artmasına” ve “yerleşik hale” gelmesini gösterebilecek beklentiler var.

Bunlardan ilki ABD seçimleri. Hangi adayın Beyaz Saray’a oturacağı kesinleştikten sonra, bu konuda kendi yörüngesine biraz daha hızlı girecek. Baracak Obama’nın uğradığı en keskin kritiklerin başında, “sol” söylemleri geliyor.

Bu çok bilinen, üzerine çok kalem oynatılmış bir konu ABD’de. Obama elbette ABD sistematiğine uyacak kadar “sol”da. Ancak bunun dünyanın başka bölgelerine etkileri, o bölgelerin “sol”dan ne anladıkları veya halihazırdaki sistemlerden ne kadar şikayletçi olduklarıyla belirginleşecek.



Bu haber 1,137 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,597 µs