Korktuğunuzda elinizi kim tutsun?

Hangi ülkenin seçimleri dünyayı ve Türkiye’yi etkiler dense, kuşkusuz en iyi yanıt ABD olur. Ve Kasım ayından sonra bu etki görülecek.

Kısa süre önceye kadar Cumhuriyetçiler (McCain) açısından herşey yolundaydı. Hatta Rusya-Gürcistan savaşı daha çok seçmeni yeniden Cumhuriyetçiler’e yönlerdirmiş, “bu kadar destekle şimdiye Obama 10 puan fark atmalıydı” diyen politik uzmanların şaşkın bakışları ardında fark sıfırlanmıştı.

Hatta kimi anketlere göre McCain 3-5 puan arası önde görünüyordu. Ama sonra ekonomik kriz geldi ve dengeler tamamen değişti. Bugün Amerika’daki bir çok araştırma Barack Obama’nın 7-9 puan öne geçtiğini gösteriyor.

Amerikan seçmeninin oy verme kaygılarını etkileyen göstergeler çoğunlukla biliniyor. Orta sınıf Amerikalı için dini değerler, savaş, güvenlik endişesi, sağlık, eğitim gibi değerler belirleyici.

Ama bu listenin başında ekonomi bulunuyor. Genellikle “kredi”li ve tüketici karakterine sahip Amerikalı için cebindeki paranın erimesi ve ek vergiler herşeyin üzerinde. Bu konuda bir dengesizlik olduğunda oyunun rengi de renk veriyor.

Ve bugün durum aynen bu. Amerika, ekonomik krizin Tsunami dalgası karşısında korkuya küçülüyor. Faturanın kendisine çıkacağından emin ve bu doğru. Büyük bir fatura sıradan Amerikalıyı bekliyor.

Büyük korku, yaklaşın Başkanlık seçimlerinde de belirleyici olacak. Bir başka genel-geçer kabul ise Demokrat liderlerin yönetiminde ABD ekonomisinin daha başarılı grafik çizdiği.

Bu bilgi tüm Amerikalılar tarafından zaten biliniyor. Ve bu bilgi şimdi oy pusulalarını Demokratlar’a doğru yığma eğiliminde. Ancak farklı düşünenler de var. İlginç bir teorileri de mevcut.

Korkunun karakteri olmaz!

Gelecek korkusu yaşamsal bir duygu ve örneğin güvenlik korkusundan çok da farklı değil. Ekonomik felaket de, savaş da Amerikalı için korku kaynağı. İkisinden biri olduğunda kime oy vereceğinin değişmesi garip sayılmalı.

Evet Amerikalı ekonomik krizden korkuyor. Ama Obama’dan da korkuyor. Popüler anketler her yüz beyazdan beşinin kesinlikle siyahi bir Başkan istemediğini söylüyor ama yüzde 25’i de ABD’nin buna hazır olmadığını.

Bu işin bir yönü. Obama “değişim” vaadediyor ve bu köklü birşeyler olacak. Oysa korku hatta paniğin hakim olduğu insan kitleleri önce, “önce”yi arıyor. Yani güvenlik duygusuyla sığınacağı “bildik” bir limanı.

İşte Cumhuriyetçiler ABD orta sınıfına, aşina oldukları bu güvenliği sunuyor. “Evet, Demokrat yönetiminde ekonomi biraz daha iyi olabilir, ama olmayabilir de. Oysa biz en kötü ihtimal geçmişi size sağlarız” diyorlar.

Obama, tüm seçim kampanyasında Amerikan halkına “umudunuz var mı” diye sordu. Yok! Ama korkuları var. Ve korku çoğunlukla Cumhuriyetçilere yarıyor.