Rusya’nın çöküşü | " /> Rusya’nın çöküşü | "/>

En Sıcak Konular

Martavalcılığının ardındaki Rusya’nın çöküşü

7 Ekim 2008 10:15 tsi
Martavalcılığının ardındaki Rusya’nın çöküşü Petrol ve gaz fiyatlarının yükselişi ve Gürcistan’daki savaşın ardından burnunu iyice yukarı kaldıran Rus ayısı, HIV/AIDS, tüberküloz gibi hastalıkların ve ölen bir nüfusun pençesinde.

Rusya’nın ABD ve AB’yi tehdit eden “büyük harfli” konuşmalarının aslında kendi içinde yaşadığı ciddi sağlık krizini sakladığı iddia edildi. George Town Üniversitesi Dış İlişkilerde profesör ve Woodrow Wilson International’dan akademisyen Murray Feshback, Rusya’nın son aylardaki süper güç statüsü “tırmalaması”nın aslında kendi içinde başka bir yıkımı gizlediğini belirtti. Rusya’nın nüfus ve sağlık olarak çöktüğünü öne süren Feshback’in yazısını TIMETURK için tercüme ettik. 

MARTAVALCILIĞININ ARDINDAKİ RUSYA’NIN ÇÖKÜŞÜ

Ayı geri döndü. Rus birlikleri Ağustos’ta Gürcistan’ı ezdiğinden beri birçok gözlemcinin söylediği de bu, ülke diktatörü Vladimir Putin’in süper güç tırmalaması uyarısıyla birlikte. Gaz ve petrolden gelen kar rüzgârları, savunma harcamalarındaki büyük sıçrama ve ABD destekli güney komşusu Gürcistan’ı hırpalaması sırasındaki görüntüsündeki kibirli yaklaşımıyla yeni Rusya’nın yeniden dirilişini körüklendi. Birçokları artık Soğuk Savaş yıllarının güçlü Rus ayısının uykudan uyandığına inanıyor.

O kadar da hızlı değil. Rusya’nın yeniden güçlü, zengin ve etkili olacağına dair öngörüler içeride güce yürüyüş yolunu kapatan bazı dehşet verici problemleri yok sayıyor. Tabi ki Rus ordusu küçücük Gürcistan’ı alabilecekti. Ancak Putin’in ordusu hala paçavralar içerisinde, paslı silahlarla donatılmış ve lakayt askerlerle dolu. Bu arada azalan nüfus, ordudan yeni asker neslini çalıyor. Rusya’nın ekonomisi neredeyse tamamen petrolün fiyatına bağlı. Daha da kötüsü felaket eşiğine yaklaşan halk sağlığı kriziyle yüz yüze.

Muhakkak Rus şehirlerinin siluetleri vinçlerle hıncahınç dolu. Endüstriyel tavan araları Moskova’da çok moda, Rus turistleri Tayland’dan Karayipler’e kadar yaygın bir kalabalık oluşturuyor ve Rus kodamanları, neredeyse İran körfezindeki petrol zengini benzerleri kadar, hızlı şekilde Londra’da mülk ve sanat eserlerini kapışıyorlar. Fakat bu parlak yüzeyin altında, Rus toplumu Sovyetler döneminde olduğundan bile gerçekte çok daha zayıf olabilir. Kremlin’in yakınlardaki askeri maceraları ve sert konuşmaları zayıfın martavalı, güçlünün kabadayılığı değil.

Rusya etkileyici şekilde petrol endüstrisinde kapitalistleşirken, dünya petrol pazarının kırılganlığı Putin’in yüksek petrol fiyatlarından akan damarına uzun süreli güvenemeyeceği anlamına geliyor. Petrolde varil başına oluşacak 3’te 1’lik öngörülen düşme kesinlikle Putin’in içerideki ve dışarıdaki ihtiraslı ajandalarını yürütme yeteneğini sınırlayacaktır.

Bu da Moskova’nın açıkladığı ordusunu son sistem silahlarla donatmak için 2009 itibariyle savunma harcamalarını yüzde 26’ya çıkarma planını riskli bir öneri haline getirecektir. Dünyanın Gürcistan’da gördüğü çok eski silahlardır. Ülke 200 milyar doları karşılayabilecek bile olsu bunları değiştirmek yıllar alacaktır. 

Bundan daha büyük başka bir sorun Rusya’nın yürüyüşüne engel olmaktadır. Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasından beri en dikkat çeken şey, Rus nüfusunun sağlığının son yıllarda dehşet verici bozulmasıdır. Bu da Rusya’yı gelişmiş ülkelerin ön sıralarına değil ulusların en arkasına atmaktadır.

Bu muazzam oranlarda bir trajedidir. Fakat özellikle sürpriz değildir, en azından benim için. Sovyetler Birliği’nde onlarca yıldır nüfus, sağlık ve çevre konularını takip ettim. Yakın zamanda Rus nüfusunu kasıp kavuran HIV/AIDS gibi salgınlar üzerine raporlar hazırladım. Rusya’yı yıllar içinde 50’den fazla ziyaret ettim. Bu nedenle ulusal afetin bir anda olmadığını ilk elden söyleyebilirim. Felaket karşı konulamaz şekilde oluyor.

BM rakamlarına göre, bir Rus erkeği için ortalama hayat süresi 59 yıldır. Bu da ülkeyi dünya uzun yaşama piyangolarında 166’ncı sıraya Gambiya’nın hemen üstüne koyuyor. Kadınlar için durum biraz daha pembe: Onlar Moldovyaları az bir farkla geçerek ortalama 73 yıl yaşamayı umabilirler. Ancak üzerilerinde daha fazla yaşamayı planlayan 126 ülke daha var. Kadınlar ve erkekler arasındaki 14 yıllık ortalama hayat süresi farkı, gelişmiş ülkeler arasındaki en büyük uçurum.

O zaman Rusları ne öldürüyor? Tüm olağan şüpheliler: HIV/AIDS, tüberküloz, alkolizm, kanser, kalp ve solunum hastalıkları, intiharlar, sigara ve trafik kazaları… Fakat bunlar alarm zilleri çaldıracak büyük sayılarla vuku buluyor. Gidişatı durduracak Moskova’nın ne kaynağı ne de isteği var. Şunlara bakın:

Her 100 bin kişi arasında Amerikalı ya da Avrupalılara oranla Ruslar 3 kat daha fazla kalp hastalıklarından ölmektedir.
Rusya’daki tüberküloz ölümleri Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) salgın olarak nitelediği her 100 binde 50 vakanın 3 katıdır.
Kişi başı alkol tüketimi WHO’nun sağlığa zararlı tanımlamasının 2 katıdır.
WHO’nun tahminlerine göre Rusya’da 1 milyona yakın HIV ya da AIDS hastası vardır.
Sene ortası rakamlarına göre 2007’ye göre bu yıl yeni HIV/AIDS vakalarında yüzde 25 artış beklenmektedir.
Bunlardan hiçbiri de yakın zamanda iyiye gidecek gibi görünmüyor. Birleşmiş Milletleri’in salgın için oluşturduğu UNAIDS’ın başı Peter Piot bu yaz yaptığı bir basın toplantısında, “En az ilerlemenin yaşandığı Rusya ve Doğu Avrupa’daki durum hakkında çok kötümser olduğunu” söyledi. Bu çok kaygı verici çünkü Rusya’da risk altında olan genç nüfustur. Birleşik Devletler ve Batı Avrupa’da HIV/AIDS’li erkeklerin yüzde 70’i 30 yaşın üzerindedir; Rusya’da ise hastaların yüzde 80’i 15-29 yaş arasındadır. Rusya vakalarının yüzde 65’i şırıngalı-uyuşturucu kullanıcıları olmasına rağmen, ülke resmi olarak AIDS’e yol açan HIV enfeksiyonlarını potansiyel olarak azaltan ilacı tedavi olarak reddetti.

Bir de tüberküloz var. Tüberkülozu hatırlıyor musunuz? 303 milyonluk Birleşik Devletler’de 2007’de 650 kişi bu hastalıktan öldü. Toplam 142 milyon nüfuslu Rusya’da aynı sene tam tamına 24 bin kişi tüberkülozdan hayatını kaybetti. Ülkenin önde gelem kamu sağlığı doktorlarından Gennady Onishchenko’nun Rus tüberküloz hastanelerinin sadece yüzde 9’unun hijyen standartlarını sağladığını, yüzde 21’inin soğuk ya da sıcak su eksiğinin olduğunu, yüzde 11’inin kanalizasyonun olmadığını ve yüzde 20’sinin de tüberküloz ilaç eksiği yaşadığını açıklaması bir rastlantı mı? Hiç de değil.

Öte yandan cankurtaran halatının öteki ucu da daha iyi değil. Rusya’nın doğum oranı 10 yıldan fazla süredir düşme eğiliminde ve yakın zamandaki doğumlardaki artış da sınırlı zira 20-29 yaş arası kadınların (tüm doğumların 3’te 2’sinin müsebbibi) sayısı 1980’lerin sonları ve 1990’lardaki doğum oranının yüzde 50 düşüşünü yansıtacak şekilde önümüzde 4-5 yıl içerisinde belirgin olarak düşecek. Daha da üzücü olan Rusya’nın yenidoğanlarının sağlığının oldukça zayıf olması. Bebeklerin yüzde 70’i doğumlarda komplikasyonlar yaşıyor.

Geçtiğimiz yaz UNAIDS’tan Piot, Rusya’nın HIV/AIDS salgının kontrol altına almanın “siyasi liderliği ve politika değişikliği” meselesi olduğunu söyledi. Devasa ülkeyi tehdit eden daha büyük kamu sağlığı krizi hakkında da aynı şeyleri söyleyebilirdi. Ancak Rus ayısı, felaket doğurucu yersiz öncelikler ve güceniklik-güdülü siyasi liderliğin kör edici gerçek dışı beklentileriyle hantalca yürürken bu politikalar değişecek görünmüyor. Moskova, ezici gerçeği yok saymaya kararlı görünüyor: Ulus sadece hasta değil aynı zamanda ölüyor da.

Oğuz ESER / Timetürk



Bu haber 660 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,740 µs