Türkiye projesini arıyor

6 Ekim 2008 14:54 tsi
Aktütün karakoluna düzenlenen saldırı ‘artık yeter’ çağrılarına neden oluyor. Tüm Türkiye ‘o yeni stratejiyi’ merakla bekliyor. Herkes ‘dağa çıkışlar engellensin’ diyor, ancak nasıl sorusunun yanıtı yok. Yeniden gündeme

Aktütün karakoluna gerçekleştirilen saldırı kamuoyunda iki türlü reaksiyon yaratmışa benziyor. Birincisi bu saldırının milliyetçi duyguları beslediği sonucu. İkincisi ise artık bu çatışmaların hala nasıl sürdüğü sorusu etrafında şekilleniyor. Aktütün saldırısından sonra basının ağırlıklı olarak üzerinde durduğu ikinci reaksiyon ile ilgili. Bu çatışma neden hala sürüyor ve biz nerede hata yapıyoruz?

‘Nerede hata yaptık’ sorgulaması Türk demokrasisi için umut verici bir yaklaşım. Öte yandan uzun bir süredir, hatta neredeyse 1992’den beri tartışılan bir konu tekrar gündeme geliyor. Org. Başbuğ’un da sıklıkla sorduğu o soru yeniden revaçta: Teröristle değil, terörizmle mücadele ederken dağa çıkışları nasıl engellemeli? Bu elbette askeri seçenekten daha kapsamlı bir projeyi gündeme getiriyor. Son aylarda konuşulan ‘Türkiye’nin yeni stratejisi’ bu açılımın kod adı. Ancak herkes ‘yeni bir yaklaşım’dan bahsetse de bunun nasıl yapılacağına ilişkin ortada net bir proje yok. Üstelik iyibilgi’ye konuşan Ali Bulaç’a göre eski algılamalar ve önkabullerle bu adımı atmak zor.

Türkiye’de Aktütün saldırısı sonrası ‘yeni önlemler’ tartışmasının daha da alevlendiğini söylemek gereksiz. Ancak Genelkurmay’ın tekrar OHAL talebinde bulunduğu yani ‘çözüm odaklı somut proje’ sıkıntısı çektiğimiz günlerden geçiyoruz. Bu yüzden iki isme ‘dağa çıkışlar nasıl engellenir’ ve ‘OHAL çözüm mü’ diye sorduk. Ali Bulaç bölgeyi ve Türkiye gerçeklerini en iyi bilen isimlerin başında geliyor. Mahir Kaynak ise emekli olduğu görevi gereği konulara hakim. İşte iyibilgi.com’a verdikleri yanıtlar…

Ali Bulaç /Gazeteci-Yazar:
Kapsamlı reform gerekli

Dağa çıkışlar nasıl engellenecek?

Dağa çıkışları önlemek mümkün görünmüyor. Sorunun kaynağına inilmiyor çünkü. Sorunun kaynağında etnik bir mesele yatıyor. Dönü dolaşıp yine aynı konuya geliyoruz. Ekonomik önlemler alınmalı ama adım atılamıyor. Kürtlerin kimliği tanınmalı. Kuzey Irak’la iyi ilişkiler kurmak gerekli. Şunu da vurgulamalı: Çok kapsamlı bir reform, yeni bir anayasa gerekli. Türkiye’nin AB perspektifini kaybetmemesi gerekiyor. Ancak dediğim gibi bu adımlar atılamıyor. Sivil siyaset bu adımları atmalı ama askere havale ediyorlar. Öyle görünüyor. Askerler daha çok inisiyatif alıyor. Karamsar olmak istemem ama ümitvar değilim.

OHAL çözüm mü?

Çözüm olmaz, yıllarca denendi. Daha ağır tedbirler de denendi. PKK terör örgütünün yurtdışındaki ve içerdeki tüm üyeleri ortadan kaldırılsa yine sorunun temeline inilmediği için terör sorunu bitmez yeni yeni örgütler ortaya çıkacaktır. Bu palyatif önlemlerle bu sorun çözülmez.

Mahir Kaynak /Prof- Emekli MİT mensubu:
OHAL gereksiz, sorun ordaki halk değil

Dağa çıkışlar nasıl engellenecek?

Dağa çıkışların hepsini engelleseniz bu kez Suriye’den İran’dan topluyorlar. Aslına bakılırsa terör örgütüne Türkiye’den katılımlar da rakamsal olarak azaldı. Bunlar laf. Bundan ziyade şunu sormak gerekiyor: Buna payı kim salıyor. Finansmanı nereden geliyor? Diyelim PKK başarılı oldu. Kur devletini dediğinde kurabilecek mi? böyle bir örgüt, idealleri uğruna savaşan bir örgüt yok ortada.

OHAL çözüm mü?

Ben bölgede büyük bir mukavemet görmüyorum ki OHAL tekrar geri getirilsin. Cumhurbaşkanı da Genelkurmay Başkanı da bölgeye gitti. Bir protesto bile yapılmadı. Aksine Cumhurbaşkanı Eskişehir’de protesto edildi. Yani bölge halkından kaynaklanan bir şey yok. Bizim modelimiz yanlış. PKK diye bir örgüt var deniyor. Ben büyük güçlerin hangi politikaları uyguladığını bilin PKK bir taşerondur diyorum. PKK aktör olarak kabul edilemez.

iyibilgi.com

Bu haber 1,138 defa okundu.