En Sıcak Konular

Kimsesiz, garip ve yapayalnız bir karakol!

5 Ekim 2008 10:43 tsi
Kimsesiz, garip ve yapayalnız bir karakol! Aktütün’e 13 Eylül 1992’de düzenlenen ve 22 askerimizin şehit olduğu saldırıda Şemdinli Hudut Tabur Komutanı olan emekli Albay Erdal Sarızeybek, karakolu anlattı...

Aktütün: Kimsesiz, garip ve yapayalnız bir karakol 

Betondan bir kale gibi olması gereken Aktütün Jandarma Sınır Karakolu derme çatma barakalar ve çadırlardan oluşuyor.


Aktütün’e 13 Eylül 1992’de düzenlenen ve 22 askerimizin şehit olduğu saldırıda Şemdinli Hudut Tabur Komutanı olan emekli Albay Erdal Sarızeybek, karakolu Vatan’a anlattı: “Aktütün, PKK’nın K.Irak’taki Basyan kampına üç saatlik yürüyüş mesafesinde. Son derece stratejik bir konumu var. Teröristlerin Türkiye’ye ana geçiş istikametlerini kapatıyor. Bir tepe üzerinde ama çevresi sarp dağlarla çevrili.” 
 

Sarızeybek, “Aktütün kimsesiz, garip ve yapayalnız bir karakol. Havadan yardıma gitmek de imkansız. Çünkü havadan indirme, Mehmetçiği, teröristin uzun menzilli silahlarının açık hedefi haline getiriyor” diyor. Böylesine kritik bir noktada, bu kadar tehdide açık bir sınır karakolunu, ABD’lilerin Irak’ta kurduklarına benzer betondan bir kale haline getirmek bu kadar zor mu?

1992’de Aktütün’e yapılan ilk saldırıyı yaşayan tabur komutanı Erdal Sarızeybek, karakolun çevresinde hiç yerleşim birimi bulunmadığını ve terör kamplarına çok yakın olduğunu anlattı.

Hangi tarihlerde Aktütün’de bulundunuz?

Ben 1992 yılının Temmuz ayında Aktütün’de tabur komutanlığı görevine geldim ve 1994 yılının Ağustos ayına kadar bu görevde bulundum. Sıcak çatışmaların yaşandığı bir dönemde olağanüstü stratejik bir konuma sahip olan Aktütün’deydim. Batısında Basyan kampının, güneyinde Hakurk’un olduğu sınır üzerinde denilebilecek karakolumuzdur. Güneye doğru uzanan sırtlar üzerinde, adını aldığı mezra ile iç içedir.

İlk baskın nasıl olmuştu?

92 yılının 30 Ağustos’ta Alan Karakolu saldırıya uğramıştı. 7 Eylül’de Turgut Özal Cumhurbaşkanı’yken gelmişti. Biz teröristin Basyan’da, Şemdinli’de olduğunu söyledik. Bu ziyaretten beş gün sonra da ilk Aktütün saldırısı gerçekleşti. Gece sızma yaptılar günün ışımasıyla birlikte roket atar, geri tepmesiz toplarla atışa başladılar. Göğüs göğüse çarpışıldı ve ciddi darbe aldılar. İlk saldırıya 400-500 kişilik bir grupla gelmişlerdi ve 87 ceset bırakmışlardı.

Son saldırıda da Dağlıca baskınındaki taktiği izlediler. Aktütün’de arazinin dönüm noktası Bayraktepe’dir yine sinsice sızıp aniden sekiz, on roket atarak çatışma şoku yaratıldığını düşünüyorum. Bununla birlikte yılan gibi sürünerek mevzilere yaklaşıp el bombasıyla can kaybımızı artırmaya yöneldiler.

Aktütün’ün stratejik önemini anlatır mısınız?

Aktütün, Şemdinli’nin batısındaki Konur vadisinin içerisindeki tek karakolumuzdur. Batısında PKK’nın Basyan kampı vardır ve burası karakola 5 kilometre uzaklıktadır, yürüyerek üç saatte gidilebilecek mesafededir. Karakol vadinin tabanında değildir, bir tepe üstündedir. Konur vadisi ve Aktütün’deki karakolun önemi PKK’nın Basyan’dan, Hakurk’a intikali, geçişi sağlayan en kısa ulaşım kanalı olmasıdır. Aktütün’ün güneyinde kalan Hakurk’a uzaklığı 40 kilometredir ve on saatte bu mesafe katedilebilmektedir. Aktütün ile Dağlıca arası ise yine yürüyerek on iki saattir 30 kilometrelik bir mesafe vardır.

Çatışmanın saatlerce sürdüğü biliniyor ve 15 şehit...

Aktütün kimsesiz, garip ve yapayalnız bir karakoldur. Benim görev yaptığım dönemde bu karakola yürüyerek bir saat uzaklıkta bulunan Üzümkıran köyü vardı. Bu köyün yaz kış erzağını biz sağlardık ve kadınıyla erkeğiyle hepsi silahlıydı, vatanperver bir köydü. Dağlıca ile Aktütün arasındaki tek yerleşim alanıydı. 1995 yılında bu köy boşaldıktan sonra Aktütün yalnız kaldı.

Konur Vadisi’ne havadan indirme yapmak olanaklı değildir. Berhabin ve Leylek dağı bölgelerine havadan indirme yapmak mehmetçiği, teröristin uzun menzilli silahlarının açık hedefi haline getirmektir.

Üç saldırıda 43’ün şehit verildi, Aktütün için bir önlem yok mu?

Siz Basyan’daki, Hakurk’taki teröristi eğer seyrederseniz, maalesef o da gelip seni vurur. Hükümetin artık terörle ilgili gerçekten etkili mücadele kararları alması gerekmektedir. Basyan kampı deyince aklınıza barakalar filan de gelmesin ormanlık alanda büyük naylonlarla üstü kapatılan alanları örgüt kendine kolaylıkla kamp haline getirmektedir.

Dağlıca baskını ile Aktütün arasında bir benzerlik var mıdır?

Irak’taki Avaşin alanının Hakkâri’ye açılım noktasında Dağlıca karakoludur. Basyan alanının Şemdinli’ye açılım noktasında ise Aktütün karakoludur. Her iki karakol da kritik bir arazide bulunmakta olup teröristlerin Türkiye’ye ana geçiş istikametlerini kapatmaktadır. Saldırılar taktik olarak benzerdir. Sızma, ağır makineli ve bunu destekleyen bombalama izlenmiştir.

Saldırı nasıl farkedilemedi?

Teröristlerin sınır geçişlerini mevzide bulunan kuvvetlerin tespit etmesi de çok zordur bir sürüngen özelliğine sahip robotik teröristlerin kaya altlarından geçişleri ve tırmanışlarıyla termal kamera gözünden kaçması doğaldır. Bu durumda sınır koruma görevi üstlenen karakollar tehdide karşı çaresiz midir, hayır, değildir. Tehdidi bulunduğu yerde yok etmek gerekir.

Türkiye, PKK terörünü nasıl bitirir?

Otuz bin teröristi etkisiz hale getiriyorsunuz ama halâ dağlardasınız ve dağdaki terörist bitmiyor çünkü dağa çıkış sürecine siyaset dönüp bakmıyor, böylesi bir mücadeleden sonuç çıkabilir mi? Siyasetin ulusal çıkarları göz ardı ederek siyasi çıkarlar peşinden sürüklenmesi Türkiye’yi tehditlere açık hale getirmiştir siz ABD ile stratejik müttefikiz diyorsunuz, Barzani ve AB ile ilişkiler geliştiriyorsunuz ve teröre karşı onlarla mücadele ettiğinizi söylüyorsunuz ama bu teröristi yaratan da besleyen de büyüten de onlar ama bu söylendiğinde gerçeği görmezden geliyorsunuz, böyle mücadele olur mu?

‘Yerini değiştirmek doğru olmaz’

Çatışma açısından nasıl bir yer?

Aktütün ve Bayraktepe’deki asker, ağaçların içindeki teröristleri göremez. Basyan Kampı da görünmez. Dik, yamaç ve sık ağaçlar vardır. Ama, kamp bir nefes kadar yakındır. Bu kamptan çıkan teröristler, 3 gün 5 gün bir ağacın altında dere yatağına gizleniyorlar. Sonra oradan çıkıp, bir kilometre ileri gidiyor. Orada bir süre kalıyor.. Bir hareket serbestileri var. Elindeki silahları da katırlarla geceleri yürüterek sınırın dibine kadar getiriyor. Ama, arazi o kadar ağaçlı ki Bayraktepe’den teröristlerin hareketliliğini görmek mümkün değil. Sınır mevzilerine ulaşmak için ise ağır silahları sırtlarına alarak sürünüyorlar. Sürünerek, sınıra geliyorlar. Orada mevzileniyorlar.

PKK’nın buraya yönelik 3. büyük saldırısı bu. Karakolun yerini değiştirmek bir çözüm olamaz mı?

Terörle mücadelede böyle bir şey mümkün değildir. Öncelikle psikolojik olarak böyle düşünülmez.

 

 



Bu haber 1,570 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,110 µs