"Tanrı’m, Ortadoğu’yu ülkemin şerrinden koru!"

0 0 0000 00:00 tsi
Ortadoğu’daki karışıklığa ABD’nin sebep olduğu ve bu ülkedeki dindar Hıristiyanların başkan Bush’u desteklediği artık herkesin mâlumu. Böyle bir ortamda Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman bir grup ABD’li, Ortadoğu’ya barışın yeni

Ortadoğu’da ardı ardına çıkan çatışmalar, bölge insanının dramını katlarken, savaşa taraf ülkelerin duyarlı insanlarını da yürekten yaralıyor. Şiddete muhalefet eden ve mağdur insanların korku ve dehşetlerine bigane kalmamayı tercih edenler, Ortadoğu’ya barış gelmesi ve politik güçlerin sağduyuya kavuşmaları için çeşitli vesilelerle bir araya gelip topluca dua ediyor. Pensilvanya-Rosemont’ta aynı adı taşıyan koleje ait küçük bir kilisede, yüzü aşkın Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi bir araya gelerek, Ortadoğu insanının huzur ve birliğe kavuşması için dua etti. Üç büyük dinin temsilcileri, bu dinlere ait grup ve kişilerin iştirak ettiği dua gecesinde, insanlığa dair şiirler okundu, sevgi şarkıları söylendi ve barış için mumlar yakıldı.

Üç dinin temsilcilerinin yaptıkları açılış dualarıyla başlayan gecede ilk sırayı, Rabbi Linda Holtzman aldı. ‘Hayatın Sahibi’ Allah’a “Üzerimize; bütün kullarına ve dünyaya huzur, iyilik ve merhamet yağdır.” diye seslenen Holtzman, “Barışı özlüyor ve onun için dua ediyoruz. Barış ve selam için birlikte çalışıyoruz. Allah’ın kulları olarak ve birbirimizi sadece insan görerek birleştik. Biliyoruz ki barışı ancak beraber sağlayabiliriz.” dedi. Hıristiyan temsilci Jeanne Marie Hatch ise insanların aynı soydan geldiğini vurgulayarak huzurlu bir aile gibi olmaları ve sevgi içinde birleşmeleri için dua etti. “Dualarımızı işit ve zamanımıza barış ver ve böylece rahmetinde sevinip Seni durmadan övelim.” diyen Hatch şöyle konuştu: “Mükemmel huzurun sahibi Allah, birbirleriyle huzur içinde olanları, onları birleştiren bu iyi şeye sıkıca sarılmalarını, düşman olanların nefretlerini unutmasını ve bundan kurtulmalarını sağla. Savaşı yok et ve dünyevi kibri azalt. Şiddeti içimizden at, bizi nefretin silahlarından emin kıl. Hepimizi, birbirini anlamayı sağlayan barışa ulaştır. Bu gece burada toplanırken dualarımızı işit ve dünyadaki bütün halkını barışa ve huzura erdir.”

‘O topraklara barış ver’

İmam Yusuf Didona ise Fatiha Sûresi ve tercümesiyle başladığı duasında, çeşitlilik içinde bütün insanlığın Adem (as)’den geldiğine vurgu yaptı. Aynı Allah’a inandığımızı ve bütün peygamberlerin aynı mesajla geldiğini şu sözlerle dile getirdi: “Adem, Nuh, İbrahim, İsmail, Musa, Davut, İsa ve Muhammed (as) bir cevher gibi Sen’in nurunu alıp sözlerinde ve hayatlarında dağıttı. Onların hepsi Sen’in birliğini anlattı, herkesin hayatını kendi hayatımızmış gibi değerlendirmemizi ve Sen’in özelliklerin olan sabır, sevgi, merhamet, hoşgörüye sahip olmamızı teşvik etti.” “İnsan vicdanını paralayan savaşlarla dolu zamanımızda, açgözlülük, kıskançlık, fanatikliğin yol açtığı ölüm ve yıkımlar karşısında bize yardım et.” diyen Didona, “Rabbimiz, dinsel, ırksal ve kültürel bağnazlıklarla beslenen nefretimizi gider. Rabbimiz bize ayna ol ve yardım et ki, bakışımızı içimize çevirelim ve bizi birbirimizden dolayısıyla Sen’inle birlikte olmaktan ayıran şeylere karşı savaşı orada başlatalım. Lütfen bize ve savaş altında yaşayanlara her nefeste varlığını hatırlat, böylece kalplerimizden sevginin nuru yayılsın, karanlığı dağıtsın ve birbirimizde en iyi olanı ortaya çıkarsın.” ifadelerini kullandı. Her ülkenin liderlerine vicdanın ve bilincin yerleşmesini, kalpleri Allah’ın adaletine ve ilkelerine bağlı kalanları güçlendirmesi için yakaran Didona, “Rabbimiz, o topraklara ve orada olanların yanan kalplerine barış getirmen için yalvarıyoruz. Kalpleri Sen’in adaletine ve yoluna bağlı kalanları güçlü kıl, işitmeyenleri Sen yen. Barış ve birlik için burada ettiğimiz duaları cevapsız bırakma. Sen’in bizi gördüğün gibi birbirimizi aynı şekilde görmemiz için yardım et.” dedi.

Küçük Hope’un umudu

Duanın gücüne inanan, adalet, barış ve uzlaşmaya götüren bir enstrüman olacağına güvenenler de bu arada kendi dualarını yaptı. Yetişkin katılımcılar arasında 10 yaşındaki Hope Lewis adlı küçük bir kızın duası ise herkesi duygulandırdı. Hope, Allah’ın birliği vurgusu, O’nun sunduğu ibadet yolları için şükür ve insanların yarattığı bütün ihlaller için af diledikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü: “Bize ve liderlerimize, sözlerimizde ve işlerimizde karşılıklı saygı, güç kullanımından kaçınma ve adaletle barışı kurmak için hepimize irade bağışla. Bize yardımını gönder ve yeryüzünün yüzünü yenile. Bize, bütün insanlığa karşı merhametli olmayı öğret. Adalet ve barış için çalışanları güçlü kıl ve dünyanın veremeyeceği bu huzuru bize ver.”

Duanın tesellisi

Programın bitiminde, ellerde yanan mumlar ve dillerde ‘yeryüzünde barış olsun ve benimle başlasın’ şeklinde süregiden şarkı eşliğinde, Filistin ve Lübnan’daki son kriz için de para toplandı. Yapılan duaların dileklere tercüman olduğu gecede, katılımcılar böyle bir programa katılmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Marilyn Sutton program hakkında şunları söyledi: “Ne zaman şiddet patlaması yaşansa barışseverlerin çabaları işe yaramadı diye cesaretimiz kırılır. Böyle hemfikir insanların bir araya gelerek gerçekleştirdiği bu program bize amacımızı hatırlatmak ve şevkimizi artırmak için iyi oldu. Şu anda barış için çalışmaya devam etmek için cesaretimi tekrar kazanmış hissediyorum.” Dua programına katılan Myra Diaz ise, cahilce yanlış anlamalarla parçalanan dünyamızda, ötekinde en iyiyi arayan insanlarla bir araya gelmenin yarattığı teselliye vurgu yaptı. Bu uzlaştırma ruhunu ve karşılıklı saygıyı bütün insanlık ailesine yaymak için sonsuz sabırla çalışıp kalpleri açık tutmak gerektiğine inandığını söyledi. Programı organize eden ve sunan Ulusal Öğrenci Barış Birliği’nden Rosemont College öğrencisi Jennifer Ayoub’un kapanış cümlesi, gecenin amacını özetliyordu: “Ben insanım; çünkü sen insansın. Benim insanlığım seninkine bağlı. Eğer sen aşağılanırsan ben aşağılanırım. Kızgınlık, dargınlık ve cezalandırma insanlar arasında olması gereken mükemmel harmoniyi kemirir.”

Zaman

Bu haber 233 defa okundu.