Türkiye vazgeçilmez olmak istiyor | " /> Türkiye vazgeçilmez olmak istiyor | "/>

En Sıcak Konular

Türkiye vazgeçilmez olmak istiyor

3 Ekim 2008 22:48 tsi
Türkiye vazgeçilmez olmak istiyor Bir Fransız yazarın ilginç Türkiye yorumu: Türk hükümetinin Kafkasya krizinde hem temkinli hem de usta bir tutum sergilediği doğru. Türkiye vazgeçilmez olmak istiyor...

Françoise Germain-Robin
L’Humanite

“Türkiye geçmişte sorunlar yaratmış olabilir, ancak bugün çözüm getiren bir konuma sahiptir. Avrupa’da kimse Türkiye’nin dahil olmadığı bir strateji düşünemez. Sizin Cumhurbaşkanınız Sarkozy bile konuşmalarını gözden geçirmek zorunda.” TBMM’deki geniş bürosunda bizleri ağırlayan Zeynep Dağı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün iktidardaki partisi AKP’nin Ankara milletvekillerinden. Kendisi ayrıca Avrupa Akdeniz Parlamenterler Asamblesi (AAPA) Türk Grubunun Başkanı ve Ankara Üniversitesi öğretim üyesi olup Rusya hakkında kitaplar yazmıştır. Uluslararası ilişkilere özel bir eğilimi olan Dağı, AKP’nin çok yönlü açılım politikası karşısındaki heyecanını gizlemiyor.

Etiketlerin hiçbir anlamı yok
Zeynep Dağı, AKP’nin “İslamcı değil, her şeyden önce reformcu bir parti” olduğunu ifade ediyor ve “etiketlerle klişelerin hiçbir anlam taşımadığına, tek önemli olanın icraat” olduğuna inanıyor: “AKP, iddialı ve cesur bir politika başlatmıştır.

Cumhurbaşkanımızın Ermenistan ziyareti, Başbakanımızın Gürcistan meselesindeki girişimleri, İsrail ile Suriye arasında, ayrıca ABD ile İran arasındaki arabuluculuklarına dikkatinizi çekerim. Tüm bunlar gereklidir ve ekseni olduğumuz bölgeye istikrar kazandırma yönünde gelişmektedir. Öğrencilik yıllarımda Türkiye’nin Batı ile Doğu arasında bir köprü olduğunu duyunca güler, bunu bir klişe olarak görürdüm. Şimdi artık bu gerçek oldu”.

Türk hükümetinin Kafkasya krizinde hem temkinli hem de usta bir tutum sergilediği doğru. 1952 yılından beri NATO’nun güçlü direklerinden biri olmasına rağmen, “soğuk savaşa dönmenin Türkiye için olduğu kadar Avrupa Birliği için de kötü bir gelişme” olacağı düşüncesiyle Bush yönetiminin savaşçı tutumuna destek vermemiştir. Türkiye’nin yaşananlara yakından tanık olduğunu hatırlamak gerekir. Gürcistan ile ortak bir sınırı olan ülkeye, ayrıca en az bir milyon Gürcü sığınmış vaziyette. Bunun dışında hesaba Gürcü asıllı olan Lazları da katmalı. Ayrıca Rusya, ülkenin bir numaralı ekonomik partneri ve enerji kaynağıdır. Dolayısıyla Erdoğan hükümeti stratejik konumunu, gerginliği hafifletmek ve diyalog yolunu açma yönünde kullanmakta, krizlerin çözümünde uluslararası mercilere başvurma yoluyla bölgede barış ve istikrarın tesis edilmesini sağlayacak bir “Kafkasya İşbirliği ve İstikrar Platformu” oluşturulmasını hedeflemektedir.

Dışişleri Bakanı Ali Babacan “ABD ile Rusya arasındaki dengenin korunmasının” istikrar için önemini vurgularken, Amerikan gemilerinin Karadeniz’e geçiş izinleri konusunda Montrö Antlaşmasının temel olduğunu ve uygulanmaya devam edileceğini açıkladı. Bu mesele, Karadeniz’de tonajını artırmak isteyen Washington ile Ankara arasında bir anlaşmazlık konusu. Bu konunun, önümüzdeki günlerde Brüksel’de yapılacak NATO toplantılarında gündeme gelmesi bekleniyor.

Kendini bölgenin -hem daha bağımsız hem daha açık- güçlü bir aktörü olarak kabul ettirme isteği içerisindeki Türk hükümeti bu yolda iki milliyetçi muhalefet partisinin engeliyle karşılaşıyor. Biri, “Bozkurtların” mirasçısı aşırı sağ çizgideki MHP, diğeri ise Atatürk’ün kurucusu olduğu, Sosyalist Enternasyonal üyesi CHP. Ana muhalefet partisinin eski NATO Büyükelçisi, CHP Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in öfkesi dinmiyor:
“Türkiye’yi, laik ve demokratik değerlerini paylaştığımız gerekçesiyle Avrupa’ya bağlamak için elimizden gelen her şeyi yapmamıza rağmen bugün Avrupalı dostlarımızın sadece İslamcı bir partiye inandıklarını görüyoruz...

Neden? Çünkü AKP, gözünüze girmek için her türlü fedakârlıkta bulunmaya hazır. AKP, Kıbrıs, Ermenistan ve Irak’taki ayrıca Kürtlerle ilgili milli ve tarihi çıkarlarımızı harcamaktadır. Kıbrıslı Türklerin ikinci sınıf vatandaş olmalarına izin vermeye, sınırlarımızı bile tanımayan Ermenistan’la utanç verici bir barış için dostumuz Azerbaycan’a ihanet etmeye hazırlar. Bu kabul edilemez.”

Kamuoyunda Destek Gören Açılım Politikası
Ancak Abdullah Gül’ün Erivan’a tarihi ziyaretinin ardından tepkisine bakılırsa halk tam tersini düşünüyor. Hükümetin, “arabulucu” rolü oynayarak imajını düzeltmesinden gurur duyan kamuoyu, açılım politikasına destek veriyor. Üstelik hükümet, Türkiye’nin birçok bölgesel, siyasi ve kültürel grubun kesiştiği bir coğrafi konumda olmasından istifade ederek, bu rolünü oldukça başarılı bir şekilde yürütüyor.

Laik bir ülke olan Türkiye aynı zamanda İslam Konferansı Örgütü üyesi. Bir Müslüman ülke olarak İsrail ile sıkı ilişkiler içerisinde, Hizbullah, Hamas veya son olarak bu yaz Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin de katıldığı Şam zirvesinde görüldüğü gibi Suriye ile de aracı konumunda. Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı AKP’li Murat Mercan, bu durumda Türkiye’nin “yararlı” olduğunu kabul etmekten başka bir yolu kalmayan Sarkozy için “sorumluluk insanı akıllandırır” yorumunda bulunuyor.

Türkiye, elindeki kartları en iyi şekilde kullanarak 45 yıldır “nişanlı” olduğu Avrupa Birliği için bir gün vazgeçilmez olma umudunu kaybetmiyor.
 
Çev: Dünya Bülteni gazetesi



Bu haber 860 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,529 µs