En Sıcak Konular

Kirli hava soluyoruz

0 0 0000 00:00 tsi
Kirli hava soluyoruz Son yıllarda hava kirliliğine bağlı olarak özellikle kış aylarında artan üst solunum yolu rahatsızları en çok çocukları ve yaşlıları etkiliyor. İyi ama nereden çıkıyor bu hava kirliliği? Etkileri neler ve en önemlisi de, dünyamızı bu kirlilikten kurtarman

Gelişen teknolojiler getirdikleri kolaylıklar yanında istenmeyen zararlar da oluşturmakta. Bunlardan bazıları hava kirliliği, gürültü kirliliği, nükleer kirlilik, manyetik alan ve ışınım kirlilikleridir.

Atmosferde gaz, sıvı veya katı şeklindeki maddelerin, canlı sağlığına ve yeryüzünün çevresel dengesine zarar verecek yoğunluğa ulaşması ve belirli bir süre devam etmesine hava kirliliği denilmekte. Atmosferin alt tabakasında normal şartlarda kuru havanın bileşimi hacim olarak yüzde 78.09 azot (N2), yüzde 20.95 oksijen (O2),  yüzde 0.93 argon (Ar) ve yüzde 0.03 karbondioksit (CO2) ve diğer gazlardır.

Hava kirliliği doğal veya insan kökenli kaynaklardan gaz, toz veya sıvı halde atmosfere atılan maddelerin doğrudan veya dolaylı olarak diğer maddelerle kimyasal tepkimeye girmesiyle oluşmakta. Doğal yollar; volkanlar, tozlar, orman yangınları, su yüzeyinden olan atılmalardır. İnsan kaynaklı hava kirliliği temelini fosil yakıtlar oluşturmaktadır. Hava kirliliğinin 3 temel kaynağı sanayi, ulaşım ve ısınmadır. İnsan etkinlikleri sonucu havaya atılan bazı maddeler insanların, hayvanların, bitkilerin hatta cansız maddelerin yapısına zarar verebilmekte.
Parçacık maddeler, karbon monoksit ve kükürt dioksit gibi hava kirleticiler doğrudan kaynaktan çıkarken azot dioksit, ozon ve fotokimyasal sis gibi kirleticiler kaynaktan çıktıktan sonra havada kimyasal tepkimeye girerler.

Bilhassa 19. yüzyıldan itibaren sanayiye bağlı olarak artan hava kirliliği günümüzde başta büyük şehirler olmak üzere bütün dünyayı tehdit etmektedir. Hava kirliliğinin küresel bir tehdit oluşturmasında atmosferik hareketlerin sınır tanımayışı önemli bir rol oynamaktadır.

Hava kirliliğinin kısa ve uzun vadeli etkileri var

Bilim insanları hava kirliliğinin zararlı etkileri üzerinde çalışmalar yapmaya devam etmekte... Hava kirliliğinin başlıca etkileri arasında ozon tabakasındaki ozon yoğunluğunu azaltarak güneşten gelen kısa dalga boylu zararlı ışınların yeryüzüne kadar gelerek canlılara zarar vermesi, şehirler üzerinde oluşan kirlilik sisi, asit yağmurları ve olası iklim değişiklikleri sayılabilir.

Sera gazları olarak isimlendirilen su buharı, karbondioksit, metan, azot oksitler ve kloroflorokarbon gazları gibi kirleticilerin dünyadan yansıyan uzun dalga boylu ışınımı tutarak yer yüzeyinin fazla ısınmasına sebep olmaktadırlar. Önlem alınmadığı takdirde yapılan senaryolara göre iklim değişiklikleri oluşacak ve yer yüzeyinin birçok yeri sular altında kalacak.

Örneğin trafiğin yoğun olduğu yerlerde yaşayanlar, ulaşım araçlarında fosil yakıtların tam yanmaması sonucu atmosfere bol miktarda atılan karbon monoksiti soluyarak farkına varmadan hayatlarını zehirlemekte. Rengi ve kokusu olmayan karbon monoksit insan sağlığı için en tehlikeli kirleticilerden biridir.

Hava kirliliğinin kısa ve uzun süreli etkisi vardır. Değişik yollardan insanları etkileyen hava kirliliğinin kişiler üzerindeki etkileri de farklı olabilmekte. Hava kirliliğinden çocuklar, astım, kalp ve akciğer sorunu olanlar daha fazla etkilenirken, etkilenme zaman ve süresi değişkenlik göstermekte. Hava kirliliğine karşı vurdumduymaz tavırlar takınan ve gerekli önemi vermeyen insanlar potansiyel hasta haline gelebilmekteler ve akciğer kanserleri, kalp rahatsızlıkları, beyin ve sinir hastalıkları ile karşılaşabilirler. Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmalarına göre her yıl 2 milyonun üzerinde insan hava kirliliği sonucu ölmekte veya sağlık tedavisi için yüklü paralar harcanmaktadır.

Atmosferdeki kirleticiler sürekli hareket halinde

Dünyamızı saran atmosferdeki hava ve dolayısıyla bileşenleri sürekli hareket halindedir. Kaynaktan çıkan kirletici havaya karışır ve atmosferde yatay ve düşey yönde uzun bir yolculuğa çıkar. Düşey taşınımlar ile yeryüzünden troposferin üst katmanlarına ve hatta bazı kirleticiler stratosfere kadar gidebilmekte ve ozon seyrelmesi veya ozon deliği diye isimlendirilen ozon tabakasında ozon yoğunluğunun azalması ve zararlı ışınların bu tabakada tutulmayıp yer yüzeyine gelmesine neden olabilmektedir. Bu yolculuk yılları kapsayabilmekte.

Atmosferdeki yatay hareketler sonucu ise kaynaktan çıkan kirleticiler atmosferde kısa veya uzun mesafe yol alarak alıcılara ulaşmaktadır. Dolayısıyla kirleticilerin uzun mesafeli yatay taşınımı ile ülkeler arası hava kirliliği kavramı gündemini korumaktadır. 

Ülkemizi Sovyetler Birliği’ndeki sanayi tesisleri de tehdit ediyor

Ülkemizi etkileyen hava hareketleri çoğunlukla Avrupa üzerinden geldiği için oralarda atmosfere giren kirleticiler ülkemize kadar gelebilmektedir. Bilhassa eski Sovyetler Birliği’nde ilkel teknoloji ile kurulmuş bulunan sanayi tesisleri de ülkemizi tehdit etmekte. Aynı şekilde bilhassa ilkbaharda ülkemize faydalı Afrika kumları gelmekte. Bununla birlikte oralarda sanayi tesisleri kuruldukça oralardan çıkan kirleticiler de ülkemizi tehdit edecektir.

Büyük şehirler tehdit altında

Türkiye’de ısınma ve sanayide doğalgaz kullanımına geçtikten sonra hava kirliliği değerleri, dünya hava kalitesi standartlarına göre tehlike oluşturmamakta. Bununla beraber hava kirliliğini etkileyen en büyük etken meteorolojik şartlardır. Başta İstanbul olmak üzere büyük şehirleri her zaman tehlikeler beklemekte. 2006 yılı kışında olduğu gibi doğalgazda oluşabilecek bir kısıtlama veya kötü meteorolojik şartlar sonucu bu tehlikelerle burun buruna gelmek hiç de uzak görünmüyor. 1952 yılında Londra’da meteorolojik şartların kötüleşmesi sonucu yoğun hava kirliliği oluşmuş ve birkaç gün içinde 4 bin insan ölmüştü. İstanbul gibi büyük şehirlerde oluşabilecek durağan bir hava, yüksek basınç ve/veya yükseklikle sıcaklık yükselmesi sonucu, kaynaktan çıkan kirleticiler şehir üzerinde hapsedilecek ve şehirde yaşayanları olumsuz etkileyebilecektir.

Bireysel ve kurumsal çözümler

Sağlığımız için öncelikle atmosferi kirletmemeliyiz. Bunun için sanayi tesisleri su ve hava kirliliğine karşı arıtma tesislerini kurmalı ve çalıştırmalı. Kitle iletişim araçları hava kirliliğine karşı eğitici ve öğretici yayınlara daha çok yer vermeli. Birey olarak bizler ise araçlarımızın egzozlarında süzgeçler kullanmalı, kaliteli yakıt kullanmalı ve yakıt kaçaklarını önlemek ve tam yanma meydana gelmesi için araçların muntazam bakımını yaptırmalıyız. Evlerde kullandığımız kalorifer ve sobalarda da kaliteli yakıt kullanılmalı ve tam yanma için gerekli baca temizliği veya havalandırma gibi tedbirleri almalıyız. Denetimi yapan kurumlar ise denetleme ve kontrollerini belirli gün ve saat yerine değişken gün ve saatlerde yaparak ani baskınlarla kötü niyetli kişileri cezalandırarak toplum sağlığına katkı sağlamalıdırlar.

Hava kirliliğine karşı en büyük önlem çevremizi yeşillendirmektir. Bunun için evlerimizin bahçesi yanında balkon ve çatılarda da mümkünse her mevsim yeşil kalan ağaç, çiçek gibi bitkiler ekmeliyiz. Karayolları ve belediyeler başta ana yollar olmak üzere bütün cadde ve sokaklarını ağaçlandırmalı. Sık yapraklı ağaçlar ayrıca gürültü kirliliğini de azaltacaklardır. İmkânı olan emekliler mümkünse büyük şehir yerine kırsal alanları tercih edebilirler. Bu konuda belediyeler şehir dışlarında yeni konut yerleri oluşturabilirler. Özel ve kamu kuruluşları hava kirliliğinin zararlarını azaltmak için çevre ve meteoroloji mühendisleri istihdâm ederek plan ve programlarını uzun vadeli yapmalılar.

Dr. Hüseyin TOROS
Meteoroloji Y. Mühendisi
İTÜ Bilişim Enstitüsü Öğretim görevlisi

Fotoğraflarla ilgili not:
Dr Hüseyin Toros’un İstanbul Kağıthane civarında çektiği bu fotoğraflar, hava kirliliğinin en büyük etkenlerinden olan fabrikaların ve işletmelerin kendilerine kanunen yasaklanmış olan saatlerde ve de uygun filtre sistemlerini kullanmadan üretim yaparken çekilmiş fotoğraflarıdır. Bilinçli bütün bireyleri çevrelerinde gördükleri kirlilik potansiyellerine karşı sessiz kalmamaya çağırıyoruz. Bu tür bir kirliliğe tanık olursanız lütfen bağlı bulunduğunuz belediyenin ilgili birimine şikayette bulununuz. Yaptığınız şikayetlerle ilgili çalışmaları denetleme hakkınız olduğunu ise unutmayınız.



Bu haber 524 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,373 µs