Ergenekon inzivası: İçerde ne var?

27 Eylül 2008 13:32 tsi
Gözaltına alınanların ‘suskunluğu’, serbest bırakılanların çekildiği ‘derin inziva’ iddianamede yer alandan daha fazlasının Savcı Öz’ün elinde olduğu izlenimi uyandırıyor. Şimdi soru şu: sanıklarda ‘derin’ sessizl

Ergenekon soruşturması bir yılını geride bırakırken geçtiğimiz hafta başlayan sekizinci dalgada tutuklananlar arasına, aralarında Gazeteci Tuncay Özkan, Organize Suçlar Şube eski Müdürü Ali Serdar Saçan, Esenyurt Belediyesi eski Başkanı Gürbüz Çapan’ın da bulunduğu altı kişi daha eklendi. Şimdi soru davanın başlamasına bir aydan kısa bir süre kala Ergenekon operasyonunun ne yöne gideceği? Yeni dalgalar gelecek mi yoksa tutuklamalar bununla mı sınırlı kalacak?

Dün iyibilgi.com’da Emniyet İstihbarat eski Daire Başkanı Bülent Orakoğlu’nun anlattıklarını okudunuz. Orakoğlu yeni dalgaların gelebileceğini, bunun da asker ya da yargı mensuplarını hedefleyebileceğini belirtiyor.

Ergenekon operasyonunun burada bitmeyeceğini gösteren en önemli verilerden birisi şüphesiz savcı Öz’ün elinde iddianamede ortaya koyduklarının dışında da bazı bilgiler olduğu intibası… Öyle ki Ergenekon kapsamında gözaltına alınan ve sorgulanan her isim üstelik serbest bırakılsa da derin bir sessizliğe bürünüyor.

Bunun ilk örneği şüphesiz Cumhuriyet Başyazarı İlhan Selçuk ve Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay. Her iki isim de Ergenekon operasyonu çerçevesinde göz altına alınmıştı. Ancak serbest bırakıldıktan sonra bu konuda konuşmamayı tercih ediyorlar. Sessizliklerini özenle koruyorlar.

Gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra derin bir sessizliğe bürünen diğer isim şüphesiz gazeteci Erol Mütercimler. Mütercimler serbest kaldıktan sonra kesin bir inzivaya çekildi. Üstelik o gün söyledikleri hala hafızalarda. Mütercimler serbest kaldıktan sonra bir gazeteye verdiği röportajda gözaltında kendisine ne kadar iyi davranıldığını anlattıktan sonra şunları söylüyordu: Nefret ettim. İnternetten de nefret ettim, cep telefonundan da. Artık cep telefonu kullanmayacağım. Gördüm ki özel hayatımız diye bir şey yok.

Elbette Mütercimler’in bu sözleri ‘o halde kendisine iddianameye yansımayan bazı görüşmeler de hatırlatılmış’ dedirttiriyor.

Nitekim geçtiğimiz haftalarda yine Ergenekon soruşturması kapsamında göz altına alınan ve serbest bırakılan Nurseli İdiz’in ‘gözaltında kendisine ne kadar iyi davranıldığını anlattıktan sonra söylediği’ şu sözler de manidar: Bu ülkede cep telefonu kullanılmaz. Artık cep telefonu kullanmayacağım.

Anlaşılan Ergenekon operasyonu çerçevesinde gözaltına alınan ve sorgulananların hepsi aynı süreçten geçiyor. Kendilerine iddianame yansımayan ilişkiler, dosyalar, bilgiler gösterilip fikirleri soruluyor, eğer o ilişkiler ağındaysa söz konusu kişi Tuncay Özkan örneğinde olduğu gibi tutuklanıyor. Nitekim yine Nurseli İdiz’in şu sözleri oldukça ilginç: Geldiklerinde Ergenekon soruşturması diye resmi bir belgeyle geldiler. Zaten Ergenekon’un içeriğini sorgu sırasında öğreniyorsunuz. Kapsamını idrak ediyorsunuz.

O halde Ergenekon iddianamesinden tam olarak o şeyi ‘idrak edemiyoruz’. Anlaşılan gözaltındaki soruşturmalarda belki de sürpriz belge ve dosyalarla idrak ettiriliyor. Anlaşılması kolaylaştırılıyor.

Peki, soruşturmanın geleceği ne olacak? Şimdi Nurseli İdiz ile birlikte sorgulanan Sisi lakaplı Seyah Soylu’nun şu sözlerine bakalım:  Ergenekon soruşturmasında daha birçok dalga olacak ve sonunda tsunami olacak.

Soruşturma kapsamında sorgulanan ve belki de kendisine bazı belgeler gösterilen Seyhan Soylu’nun iddiası bu… Belki de bu yüzden ‘beni de alın’ diyerek meydan okuyan ve bugün mahkemece tutuklanan Tuncay Özkan’ın yüz ifadesi bu kadar karamsar.

iyibilgi.com

Bu haber 840 defa okundu.