en büyük tehlike | " /> en büyük tehlike | "/>
Ergenekon operasyonu, Türkiye tarihinin en büyük soruşturması şüphesiz… Her gün yeni bir isim, yeni bir delil, yeni bir bağlantı çıkıyor önümüze. Her ‘yeni’yle birlikte de iş çözüleceğine dallanıp budaklanıyor. Sadece bizim için değil, soruşturmayı yürütenler için de… Sanki bu gerçek değil de bir dizi olsa, alacağız elimize çekirdeklerimizi, izleyeceğiz saatlerce. Gerçi kesin Türkiye reyting tarihine yazılırdı o dizide…
Neyse biz konumuza dönelim. Herkes merak ediyor dedik. Herkes, bütün toplum. Hatta son dönemlerin moda deyimiyle, ‘her kesimden insan…’
Tehlikenin farkında mısınız!
Evet, artık bu sözü çok sık kullanıyoruz. Bir laik kesimimiz var, bir dincimiz; ulusalcımız, Ergenekoncumuz var. Yok yok! Aman ne çeşitlilik!
Bu soruşturmanın yürütülmeye başlanmasıyla birlikte, toplumda hâlihazırda bölünmüş olan gruplar keskinleşti. Siyasetçiler kavga ederken, siyasi kavgalara halkı alet ederken görmüyorlar en büyük tehlikeyi: Önü alınamayacak bir kutuplaşma…
Hepsinin başına bela olabilecek bir ayrışma, bölünme. Bu kutuplaşmanın doğuracağı sonuçları düşünmek bile ürpertiyor insanı.
Toplumda bir kesim, “Allah belasını versin bu Ergenekoncuların” derken, bir diğeri, “Gelip beni tutuklasınlar, Ergenekon benim!” diyor. Hepsi aynı mahallenin insanları. Belki altlı üstlü komşular. Birinin bakkal dükkânı var belki, bir diğeri memur. Sıradanlar, kendilerince ülkelerini düşünüyorlar.
Evet, Ergenekon bir suç örgütü. Devletin en üst kademelerinde bile örgütlenmiş, kendini kral ilan etmiş bir yapı.
Ama sokaktaki adamın, örgütle hiçbir alakası olmayan vatandaşın safiyane duygularla Ergenekon’u suçsuz sanması ya da inanmaması onu suçlu kılmıyor ki…
Sorumlu kim?
Toplumda kutuplaşma çok derin. Ergenekon’la birlikte durdurulamaz bir hale geliyor. Aslında bu durum, acil önlem gerektiriyor. Siyasiler kavga edip duracağına, artık birlik duygusunu nasıl aşılayacağını oturup düşünmeli. Bütün siyasiler birlik olmalı. Ama sadece siyasiler değil. Sivil toplum örgütleri, basın, hatta asker…
Herkes tehlikenin farkında olmalı. ‘Baronlar ve müfteriler’ de, ‘avukatlar ve savcılar’ da. Artık bu ülkenin gündeminden ‘kutuplaşma’ kavramını çıkarıp, ‘yerine ‘birlik’ kavramını koymak zamanı.
iyibilgi.com
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle