ne yapmalı? | " /> ne yapmalı? | "/>

En Sıcak Konular

Hükümet krize karşı ne yapmalı?

25 Eylül 2008 13:57 tsi
Hükümet krize karşı ne yapmalı? Küresel krizle ilgili bütün dünya 'ne önlem almalıyız' diye düşünürken, biz bugün Fırat ve Kılıçdaroğlu'nun tartışmasına kilitlendik. Ama kriz güme gitmesin. Alınması gereken önlemler gözden geçirilsin. İşte Ekonomi yönetiminin dikkate alması gereken u

Küresel krize karşı hükümet yeterince tedbir aldı mı? 
  
İbrahim Öztürk / Zaman
 
Geçen perşembe "Türkiye krize ne kadar direnebilir?" diye sormuş, detaylı olarak tartışmıştım. O analizde şu sonuca varmıştım: Eğer krizin ortasından geçerken ortak akıl devreye girer ve toplumsal mutabakat aranırsa, temel ekonomik veriler açısından Türkiye'nin krize direnebileceği, hatta bunu fırsata çevirebileceği anlaşılmaktadır.
Bu sonuca nasıl ulaştığımı merak edenler, internetten o analizi okuyabilir. Ancak dikkatimi çeken husus, bizim analizimizin ardından benzer çalışmaların bir anda patladığı. Hatta bu hafta başında Başbakan'ın "direnebiliriz, hatta fırsata çevirebiliriz" konulu konuşması benimki ile neredeyse birebir örtüştü.

Bugün bir adım daha atalım ve kamuoyu adına "krize karşı hükümetin gerekli tedbirleri alıp almadığını" tartışalım. Büyük işadamlarına sorulursa bu sorunun cevabı kesinlikle ve kocaman bir "hayır"dır. Gerçekten de günlerdir medyadan işadamlarının beyanatlarını okuyorum. Hatta bir ekonomi gazetesi beyanatla yetinmemiş, işadamlarının hükümete not vermesini istemiş. İnsaflı bir-iki tanesinin notu da olmasa, maazallah hükümet 5 üzerinden bir notunu alıp, sınıfta çakacakmış. Siz benim yerimde olsanız, bu kelli-felli sıfırcı işadamlarının verdiği nottan sonra şikâyet ve önerilerini merak etmez misiniz? Ben ettim. Günlerdir beyanatları dikkatle okuyor, önerileri arıyorum. Ara ki, samanlıkta iğne bulasın!

İşadamı ağız birliği etmişçesine "Kriz geliyor, hükümet gerekli önlemleri almıyor, seyrediyor." diyor. Bu arada hiçbirinden "mümkün olup da hükümetin ihmal ettiği ne tür önlemlerin olduğunu" bir türlü öğrenemiyorum. Zira düğmeye basınca "kişiye özel kur" elde edilemeyeceğini, enerji-gıda-emtia fiyatları bu hallerdeyken sihirli dokunuşla enflasyonun düşmeyeceğini, enflasyon düşmeden ve ulusal tasarruflar artmadan da faizin emir-komuta zinciriyle düşürülemeyeceğini hepsi biliyor.

Öte yandan bu sorunlara rağmen ben hükümetin gerekli tedbirleri hem de uzun zamandan beri büyük bir titizlikle aldığını ve bu yüzden krize hazır ve dirençli hale geldiğimizi iddia edeceğim. Ve şimdi bu tedbirleri sıralayacağım.

1) Her şeyden önce mali disiplin, "gereğinden fazla" iyi. Yıl sonu bütçe açığı hedefi 18 milyar YTL iken, ilk sekiz ayın sonucu 4,6 milyar YTL fazla var. Sıkı durun, istenirse bütçe fazlası verilebilir. Borç dinamikleri açısından esas belirleyici kriter olan faiz dışı fazla hedefi yılın tamamı için 39 milyar YTL iken, ilk sekiz ayda 40 milyar olmuş bile. Borç dinamiklerinde risk yok.

2) Hazine'nin borç yönetimi harika. Borcun vadesi, kur kompozisyonu, risk dağılımı oldukça başarılı. Büyük borçlanmalar yapıldı, yılın sonuna ise hafifi kaldı. Borçlanma gereği düşük. Ayrıca Hazine'nin Merkez Bankası (MB) nezdinde 15 milyar dolardan fazla "yedek akçesi" var. Özel sektörün yerinde olsam, Hazine'den risk yönetimini, yeni modelin mahiyetini öğrenir, şimdi feryadı basmazdım.

3) Keza, Merkez Bankası'nın 75 milyar dolar civarında bir rezervi var. Bankaların ise bundan çok daha yüksek. Meraksızları için not edeyim, rezervlerin turşusu kurulmaz, lüzumu halinde kullanılır. Ayıp olmaz yani!

4) Türkiye'nin bilinçli politikalarla dış ticarette Avrupa pazarına olan delice bağımlılığı % 70'ler bazından, bugün % 50'nin altına çekildi, bunun yerine komşu ülkeler, Afrika ve hatta Avrasya ikame edildi, pazar çeşitlenmesine gidildi. ABD'nin dış ticaretimizde etkisi olmadığında, bu kanaldan içeriye sıkıntı giremez.

5) Bir yandan dünyadaki durgunluk, öte yandan spekülatörlükten para kazanan küresel eşkıyalar iflas ettiğinden, oynak (hedge) fonların emtia, gıda ve enerjiden çıkması söz konusu olacağından, bunların fiyatları düşecek, Türkiye'nin cari açığı ve enflasyondaki direniş de gevşeyecek.

6) Umarım döviz birazcık artacak ve bu da rekabet gücünü olumlu etkilediği ölçüde içeride üretimi ve ihracatı destekleyecektir.

Peki neden bu yok sayma? Hemen açıklayayım; "güzele güzel demem, güzel benim olmayınca!"

 



Bu haber 1,222 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,112 µs