En Sıcak Konular

Tesadüfün böylesi

25 Eylül 2008 12:19 tsi


Tesadüfün böylesi Fischer, dalgalı kur için bastırdı. Şubat 2001 Krizi'nde Citibank 1 milyar dolar aldı. Fischer daha sonra Citibank'ın başına geçti.

Meclis, Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, Şubat 2001 Krizi'nin karanlık kalan yönlerini gün ışığına çıkarırken, bir dönem IMF'nin etkili ismi konumundaki Stanley Fischer da hedef adam haline geldi.

IMF Birinci Başkan Yardımcısı iken Türkiye'ye "dalgalı kur" baskısı yapan Fischer, daha sonra bu görevinden ayrıldı ve Citibank'a geçti. Fischer'ın tepe noktasına çıktığı Citibank'ın, kriz sırasında Merkez Bankası'ndan düşük kurla en yüksek miktarda döviz çeken banka olması milletvekillerinin dikkatinden kaçmadı. Citibank, o tarihte Merkez Bankası'ndan tam 1 milyar 63 milyon dolar çekti ve ilk sıraya oturdu.

DALGALI KURU O İSTEDİ
Kur politikaları konusundaki uzmanlığı ile tanınan Fischer, 1999 yılında Türkiye ile imzalanan stand-by düzenlemesinde, önce "kur çıpası" modelini önerdi. Ancak Kasım 2000'de başlayan mali kriz sırasında, kamuoyuna çok yansımayan bir öneriyi gündeme getirdi.

O sırada, Fischer'la, zaman zaman 7.5 saati bulan tele konferans trafiği yürütülüyordu. Fischer, Kasım Krizi'nin ortasında, "Program darbe aldı. Dalgalı kura geçmekten başka seçeneğiniz yok!" dedi ama hükümet karşı çıktı.

Demirbank'ın, Fon'a devredilmesi ve IMF'nin 10 milyar dolarlık ek rezerv kolaylığı yaratmasıyla sonuçlanan Kasım Krizi'nden sonra, 11 Aralık'ta, Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp ve Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel önce Frankfurt'a ardından New York'a geçti. Döviz desteğine ihtiyaç duyan Türkiye, Citibank'tan 6 ay için 1 milyar dolar kredi buldu ve bu kredinin 6 ay opsiyonla uzatılması olanağı da elde edildi. New York'ta, Türk ekonomi kurmayları ile görüşen Fischer, şubat ayındaki senaryosunun ipuçlarını da verdi ve şöyle dedi "Köpek balıkları bir kere kan kokusunu aldı. Bundan sonra sizi rahat bırakmazlar. Bu işi birincisinde halletmek lazımdı!"

İşler karışmış
Takvimler, 19 Şubat 2001'i gösterdiğinde, kasım-aralık aylarının sancılı günlerini atlatan ekonomi bürokratları, İstanbul'da önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyorlardı. G-20 Maliye Bakan Yardımcıları Türkiye'deydi. "Ankara'da siyasi kriz çıktı" haberini alan Fischer, Müsteşar Demiralp'le karşılaştı ve ona "Bu iş bitti. İşler karışmış" dedi. Fischer, 19 Şubat akşamı Ankara'ya geçti.

O gün saat 18.30'da Başbakan Ecevit'le görüştü ve "serbest dalgalı kur" istedi. Ecevit, bu talebi gayet soğukkanlı bir şekilde dinledi ve "Koalisyon ortakları ile değerlendireceğiz" dedi. O gece yapılan zirvede ekonomi yönetimine, "Ya dalgalı kura geçin ya da IMF desteğini unutun" mesajını veren Fischer, bu mesajın Başbakan Bülent Ecevit'e iletilmesini istedi.

Fischer, 20 Şubat sabahı erken saatlerde Merkez Bankası yetkilileriyle son kez görüşüp, öğle saatlerinde Türkiye'den ayrıldı.

Citibank bu parayı nereden buldu?
Citibank, 20 Şubat'ta yabancı müşterilerini arayıp, "Biz dolara dönüyoruz" mesajını iletti

Yerli bankalar Türk Lirası sıkışıklığından kırılırken, Şubat 2001 krizinde devalüasyon kararı çıkmadan önce Citibank'ın parayı basıp Merkez Bankası'ndan 1 milyar dolar aldığı operasyonu yöneten adam ortaya çıktı. O dönem Citibank Hazinesi'nin başında Ali Karaali vardı. Peki o gün Citibank piyasada yüklü miktarlarda Türk Lirası yokken bu parayı nereden buldu?

DOLARA DÖNÜYORUZ
'Anayasa kitabı fırlatma' krizinin yaşandığı 19 Şubat 2001'den bir hafta önce Citibank, bono piyasasında satışa geçerek TL'ye dönmeye başladı. Bankalararası piyasada yerli bankalara TL borç vermek için hat açmayan banka para biriktirmeye koyuldu. Açık pozisyonlarını kapatmak için Merkez Bankası'ndan döviz talep eden bankaların 19-21 Şubat arasında satın aldığı 5.3 milyar dolardan 1 milyar doları tek başına alan Citibank, devalüasyon tedirginliğinin had safhaya çıktığı 20 Şubat günü sabahı ise operasyonda ikinci adıma geçildi. Citibank'ın Hazine Birimi'nden kurumsal müşterilerine telefonla şu mesaj geçildi "Dolara dönüyoruz. Siz de dolar alın."

Bu mesajın ardından bankanın Türkiye'de kurulu yabancı ortaklı firmaların mevduatlarını da devreye sokarak Türk Lirası cephanesini güçlendirdiği belirtildi.

Bir yandan da banka bir telefonla Londra kaynaklı finansörlerden dolar toplamaya koyuldu. O gün yabancı bankaların dolar kotasyonları bir anda fırladı. Merkez'in kuru 686 bin lirayken yabancılar 750-800 bin liradan dolar satıyordu. Yabancı şirketlerin dolar almak için yarıştığı gün TL'ler Merkez'den dolar almaya koşan yabancılara aktı.

'Merkez dolar satışını bıraksın'
21 Şubat'ı 22 Şubat'a bağlayan gün Başbakanlık'ta 13 saati aşan bir toplantı yapıldı. Başbakanlık'taki ekonomi zirvesi, saat 13.15'te Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'la start aldı. Başbakan Ecevit ise saat 14.10'da zirveye başkanlık yapmaya başladı. Zirvenin en kritik konusu, "kur çapası" modelinden "dalgalı kur" modeline geçiş kararının verilmesi idi. Dikkatli gözlerden kaçmayan bir ayrıntı, Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in cebinde gizliydi. Erçel, Başbakan'ın, dalgalı kura geçiş kararını açıklama metni olarak kaleme almış, hazırlıklı gelmişti.

Erçel, bir kur hedefini savunmak pahasına döviz rezervlerinin erimesini göze alamayacaklarını belirtti ve "Bu kararı almak zorundayız. IMF desteğini çeker. Yalnız kalırız" yorumunu yaptı.

Başbakan Ecevit, bu zor karar öncesinde son bir kez IMF Başkanı ile görüştü. IMF'nin tavrı keskindi ama program yenilenirse destek gelecekti. İlerleyen günlerde ABD Başkanı da Ecevit'i aradı. ABD açıkça, "IMF ile anlaşın" diyordu.

Ancak iş bu noktada bitmedi. Bir grup bürokrat kritik bir konuya dikkati çekti. Bürokratlar, "Madem serbest dalgalı kura geçiliyor, o halde Merkez Bankası döviz satışını hemen durdursun" uyarısını yaptı.

 Okan Müderrisoğlu/Sabah



Bu haber 465 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,951 µs