Baykal gitmezse rejim krizi çıkar

25 Eylül 2008 11:33 tsi
Bir kriz söylemi de Cemil Çiçek'ten...

Hükümet Sözcüsü Çiçek, başarısız muhalefet liderlerinin demokratik rejimi zora soktuğunu belirterek ekledi: Seçim kaybeden gitmiyor. Bu durum parti kapatmaları ve Ergenekon tipi çeteleşmeleri körüklüyor

BAŞBAKAN Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, parti kapatma ve Ergenekon tipi çeteleşmelerin temelinde iktidar alternatifsizliğinin yattığını belirterek, ‘Rejimin muhalefet ayağı alçıdadır, umarım 29 Mart’ta bu alçı çıkarılır. Aksi halde hukuk ve demokrasi dışı arayışlar yoğunlaşıyor’ dedi.

Bakan Çiçek, star’a yaptığı açıklamada, Ergenekon soruşturmasının artık mahkemede aleni olarak görüleceğini ve hiç kimsenin davaya müdahale etmemesi gerektiğini belirterek, bu vesileyle rejime yönelik hukuk ve demokrasi dışı arayışların son bulmasını umut ettiklerini söyledi. ‘Şimdiye kadar Ergenekon’un hep adliye yönü gündeme geldi, oysa temel sorun şudur’ diyerek tartışmaya siyasi açıdan yorum getiren Çiçek, şunları söyledi:

SORUN İKTİDAR ALTERNATİFSİZLİĞİ

‘SORUNUN kaynağı güçlü bir muhalefetin olmamasıdır. Batılı demokrasilerde böyle değildir, iktidar zayıflarsa muhalefet güçlenir, biri gider diğeri gelir. Onun için iktidarı ele geçirmeye yönelik olarak hukuk ve demokrasi dışı çabalar olmaz. Türkiye’de böyle değil. Rejimin iki ayağı var, muhalefet ayağı alçıdadır. Onun için demokrasiyi sıkıntıya sokan, hukuk sınırlarını zorlayan girişimler oluyor. Parti kapatmaları dahil Ergenekon tipi çeteleşmeler, arayışların hepsinin temelinde iktidar alternatifsizliği yatıyor. Muhalefet sorununun bedelini de biz ödemek zorunda kalıyoruz.’

SADDAM GİBİ ÖMÜR BOYU KOLTUKTA

İKTİDAR karşısında başarısız olan muhalefette hücre yenilenmesi yaşanmadığı için rejim açısından sıkıntının büyüdüğünü anlatan Çiçek, ‘Demokrasiler kendi hücrelerini yenileme imkanına sahiptirler. İki yolu var; birincisi, iş başında kalanlar Amerika’da olduğu gibi belirli süre işbaşındadır. İkincisi, batılı demokrasilerde olduğu gibi seçimi kaybedenler görevi bırakıyorlar. Bizde kaybeden gitmediği için demokraside hücre yenilenmesi olmuyor. Bu durum parti kapatmaları, Ergenekon tipi çeteleşmeleri körüklüyor’ diye konuştu. Geçmişteki tek iyi örneğin Erdal İnönü olduğunu belirten Çiçek, ‘Başarısız olan siyasetçiler bırakır giderler. Onun için 29 Mart’ı çok önemsiyorum’ dedi. Çiçek, kaybeden tasfiye olmadığı için muhalefet liderlerinin doğru işler yapmasını gerektirecek sebepleri bulunmadığını ifade ederek, ‘Onun için Saddam Hüseyin gibi, Hafız Esad gibi ömür boyu koltuklarında oturuyorlar. Onun için demokratik rejim problemli hale geliyor’ dedi. ANKARA

Karıncanın kazancını deve götürüyor

ÇİÇEK, Türkiye’nin gelenekleri korurken çağdaşlaşma hedefinden şaşmayan, demokrasiyi benimseyen ve istikrarı yakalayan bir ülke olarak dünyanın parlayan yıldızı olduğunu, ancak kimi çevrelerin Türkiye’nin bu itibarına zarar verdiğini anlattı. ‘Karıncanın kazancını bir deve geliyor havurtuyla götürüyor’ diyen Çiçek, şöyle devam etti: ‘Dişimizle, tırnağımızla çalışarak ülkeyi daha ileri noktaya taşımaya çalışırken hukuk ve demokrasi dışı yollarla ülkenin huzurunu bozmaya çalışıyorlar. Onun için muhalefetin bir an önce toparlanması lazımdır. Yoksa faturayı biz ödüyoruz.’

Terör zirvesinin gündemi dağa çıkışlara önlem

Bayramdan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Terörle Mücadele Zirvesi’nin yeniden toplanacağını ve ekim ayındaki Milli Güvenlik Kurulu’na ön hazırlık yapılacağını anlatan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, terörün önlenmesi konusundaki faaliyetler, sonuçları ve alınması gerekli görülen yeni tedbirleri değerlendireceklerini söyledi. Çiçek, ‘Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın açıkladığı dağa çıkışı önleme projeleri de değerlendirilecek mi?’ sorusuna ‘Bu tür tedbirler alınır ve uygulanır, kamuoyunda tartışmayı doğru bulmuyorum’ karşılığını verdi.

Vaktiyle bildiri kuyruğuna girenler neden suskun

HÜKÜMET Sözcüsü Çiçek, Deniz Feneri ile ilgili iddiaları gündeme getiren CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Cesur savcı arıyorum’ sözlerine de tepki gösterdi: ‘‘Cesur savcı arıyorum’ demek görev yapan 2 binin üzerinde savcıya hakarettir. Ancak beni rahatsız eden bir başka husus, hükümet yargıya baskı yapıyor, kamuoyunda yıpratmaya çalışıyor diyerek bildiri kuyruğuna girenlerden ses çıkmamasıdır.’

Yargı kuruluşlarından savcıların haklarını koruyan hiçbir açıklama yapılmadığına dikkat çeken Çiçek, ‘Savcılar emirle, talimatla soruşturma açmazlar. Daha önce hükümeti yargıya baskı yapmakla suçlayanlar şimdi savcılara baskı yapılsın diyorlar. Bu ikilemden kurtulmamız lazımdır. Eğer ortada suç unsuru varsa araştıracak olan yargıdır. Sapla samanı karıştırıyorlar. Yanlış yapan varsa hesabını mahkemede verir. Kimse de ‘hükümet nerede’ diye yargıya baskı yapmamızı istemesin’ diye konuştu.

Çiçek, hükümetle Genelkurmay arasında sınırötesi operasyonla ilgili yetki tezkeresine ilişkin herhangi bir görüş ayrılığının olmadığını ve kararı mutabakatla aldıklarını belirtirken, ‘Sanıyorum tezkere Ekim’in 7’si, 8’i gibi Meclis’ten geçer. Devlet kurumları arasında bu konuda herhangi bir tereddüt yoktur, tam bir fikir mutabakatı vardır’ dedi.

Çiçek, ASO toplantısında, Deniz Feneri’ne ilişkin Türkiye’de başlatılan soruşturmayla ilgili savcılara yönelik eleştirilere sert çıktı: Bunlar ne muhalefetin savcısı ne de basının. Cumhuriyet’in savcıları.

Star

Bu haber 1,195 defa okundu.