Ariel Şaron’u kim diriltecek?

24 Eylül 2008 16:22 tsi
Ya da şöyle sorabiliriz; Şaron dirilmek için neyi bekliyor? Çoktan unuttuk ama İsrail’in kimine göre efsane lideri, kimine göre 'kasabı' Şaron, 2.5 yıldır komada. Ama yaşıyor. Peki ama bu kadar zamandır nasıl yaşatılıyor? İyileşme ihtimali var mı?

Doğrusu İsrail Şaron’un varlığına ihtiyaç duymayacak kadar karışık bir siyasi süreçten geçiyor. Ama Şaron’un varlığı olsaydı durum belki daha net olabilirdi!

Önce durumu bir anımsatalım. Çünkü Ariel Şaron’un komaya girdiği haberi duyulur duyulmaz neredeyse bir unutkanlık süreci başladı ve sanki Şaron ölmüş gibi kabul edildi. Oysa Şaron 2.5 yılı aşkın süredir yaşıyor. Bitkisel hayatta ama hayatta.

İsrail'in "buldozer" lakaplı eski Başbakanı Ariel Şaron, 3 Ocak 2006'da beyin kanaması geçirdi. Üç ameliyat atlattı. Sonra narkozdan çıkarıldı ama uyanmadı. Ve bu uzun uyku hala sürüyor.

Peki ama Şaron neden israrla yaşatılıyor? Tabii meramımız yanlış anlaşılmasın. Dünya üzerinde Şaron’dan nefret eden çok kişi bulunuyor ama bizim kastımız tıbbi açıdan bir hastanın bu kadar uzun süre yaşatılmasının gerekçesi.

Çünkü daha o günlerde hastane kaynakları, "Anestezi tamamen kesildiğinde düzelme olmazsa, Şaron'un komadan uyanması için mucize gerekir" demişlerdi. Ve o mucize gerçekleşmedi.

Doktorlara göre de, Şaron gibi 77 yaşındaki bir kişinin bilincinin yerindeliğine dair en ufak bir işaret olmaksızın gözlerini açmadan kaldığı süre uzadıkça (tekrarlayalım o günlerin açıklamaları bunlar) komadan çıkma şansı da o kadar azalıyor. Şaron bugün 80 yaşında.

Politik kader…

Bu işin tıbbi yönü. Bir de siyasi yönü var ve Şaron’un siyaset sahnesinden çekilmesi İsrail’in bugün içinde bulunduğu pozisyonda birebir etkili olmuş durumda.

Ariel Şaron’un beyin kanaması geçirdiği akşam bir başka siyasi figürün kaderini değiştirdi. Ve belki o da bugünün ve geleceğin liderlerinin kaderini!

Şaron’un durumu kötüleşince hükümet genel sekreteri Ehud Olmert’i aradı ve “Başbakan bilincini kaybetti. İktidar görevi artık sizdedir” dedi. O günden kısa bir süre önceye kadar da Olmert İsrail’in Başbakanlığını yürüttü.

O süreç içinde Adalet Bakanlığı görevine getirilen Tzipi Livni ise Dışişleri Bakanlığı’na oturdu. Sonra da Olmert’in ardından parti genel başkanlığına ve belki İsrail Başbakanlığı’na.

Şu an İsrail’de yaşanan siyasi gerginliğin özü, Şaron’un hastalığı yüzünden politikadan çekilmesiyle başladı yani. Tabii Livni karşısında yenilen Olmert için bu durum oldukça zor.

Peki Ariel Şaron yatağından kalkabilir mi? Görünen o ki “mucize” beklentisi hala sürüyor. En azından doktorların “Allah’tan umut kesilmez” dedikleri anlaşılıyor. Bitkisel hayat öyküleri içinde sayısız örnek var, hastaların bir gün gözlerini açık kaldıkları yerden hayatlarına devam ettiklerine ilişkin.

Bu Şaron için geçerli olur mu bilinmez ama şu sıralar Şaron’un “dönüşü” için dua edenler çok. Bunlardan biri de Olmert elbette ve kısa süre önce basına verdiği bir demeçte, "Birlikte geçirdiğimiz saatleri, sesinin tonunu, mizahını özlüyorum. Günün birinde gözlerini açıp yeniden aramıza dönmesini bütün kalbimle diliyorum" dedi.

Duanın kabul olup olmayacağını zaman gösterecek. Ama eğer Olmert’in temennisi gerçek olursa İsrail’in siyaset yaşamı tamamen değişecek. Bunun için biz aynı soruyu tekrarlayalım; Şaron dirilmek için neyi (kimi) bekliyor?

Bu haber 4,809 defa okundu.