ANAP’ta tali hedef: Yüzde 6-8

Anavatan Partisi ve Erkan Mumcu, nadiren açık biçimde genellikle de örtülü olarak ANAP’ın 2007 genel seçimlerinde barajı aşmayacağına ilişkin gözlemlerini belirttiler. Ancak bu analiz hiçbir zaman Mumcu’nun liderliğine veya ANAP’ın başarısızlığına dayandırılmadı.

Dayandırılmaması da haklıydı. Zira ne ANAP kendini gösterecek herhangi bir icraat imkanına sahipti ne de Mumcu liderliği süresince herhangi bir hata yapmıştı. Tersine, Mumcu’nun ANAP’a bir “heves”, hatta oylarına da bir artış getirdiği sadece ANAP’ta değil değişik anketlerde ve Ankara’nın politik mahfillerinde dillendiriliyor.

ANAP için nedenler biraz daha farklı. Birincisi Mumcu’nun kamuoyunda algılanan kişiliği ile ilgili. Mumcu kesinlikle seviliyor ve bir lider olarak görülüyor. Ancak genç bir lider olarak! Mumcu’nun bizzat partililere söylediği üzere halk Erkan Mumcu’nun biraz daha pişmesi gerektiğini düşünüyor.

Bu pozitif bir hal. Keza ANAP’a ilişkin beğeni kriterlerinin yükselişi bu dönemde hep Mumcu’nun konuşmalarıyla oluyor. Yani Mumcu konuştukça dikkatler daha çok ANAP’a dönüyor. Burada fazla bir sorun yok.

Ancak iki mesele ANAP’ın canını oldukça sıkıyor. İlki, partinin ekonomik durumu. Mumcu ile birlikte partinin dayanma sınırlarını çok aşan borçların bir kısmı hal yoluna koyuldu. Ama yeterli değildi. Ek olarak ANAP-daha sonra yeniden hukuki itiraz yapılmış olsa da-bir devlet yardımı geldi ve sorunlar biraz daha çözüldü. Yine de tam bitmiş değil.

İkincisi ise kamuoyunda yaygın biçimde bulunan ANAP’ın barajı aşamayacağı inancı. Bu o denli keskin bir bıçak gibi ki, zaman zaman ANAP’a oy verecekleri ya da siyasi geçmişi boyunca hep ANAP’ı destekleyenleri bile tereddüde düşürüyor. Adeta kendini gerçekleştiren bir kehanet gibi işlev görüyor.

ANAP kulislerine gelince... Anavatanlılar, bugüne kadar birçok anketle yüz yüze gelmiş durumdalar. Her biri farklı sonuçlar sunsa da partililerin inancı oy oranların 5 ile 7 arasında olduğu. Ancak bu anketlerin ortalaması genellikle 5’e denk düşüyor. Seçime kadar bu oy oranının barajı aşacak denli parlaması-özel bir durum gerçekleşmezse-zor.

Bunun için parti içi uzmanlar ve yönetici kademesi “baby steps” adımlarını kullanmayı ama adımları hızlandırmayı planlıyorlar. Seçimlere iki ay kala bu oran yaşanırsa, yine bir seçim öncesi dönem klişesi olan-her partinin oyları yükselir-prensibine dayanarak yüzde 10’a aşmayı planlıyorlar.

Esasen her partinin oylarının-anketler dışındaki-“asal” oylarının yükselmesi istatistiksel bir gerçek. Sebebi ise yine iki tane. Partiler seçim sırasında daha çok halkın karşısına çıktıklarından ve artık yüz yüze gelmeye başladıklarından sınırlı bir sempati oyu topluyorlar. İkinci olarak ise seçim zamanı yaklaştıkça-yine çoğu zaman güçlü partiler lehine de olsa-“kararsızlar” yerini bulmaya başlıyor.

İşte bu noktada, yani son iki aylık döneme kadar yüzde 7-8’lik oya ulaşılması başarılırsa, bu etkenlerin etkisiyle kıl payı da olsa yüzde 10 barajın aşılabileceği ve TBMM’ye girileceğini düşünüyor ANAP. Bunun için de seçim çalışmalarını kararlı ve iyi hesaplanmış biçimde oldukça “erken” başlatmak planlanıyor.