En Sıcak Konular

Hedefteki Gürhan ilk kez konuştu

18 Eylül 2008 17:22 tsi
Deniz Feneri e.V davasında hedefteki isim olan Mehmet Gürhan ilk kez konuştu. Gürkan, 16 milyon Euro'nun nereye gittiğini böyle açıkladı:

Frankfurt'ta görülen Deniz Feneri e.V. davasında 5 yıl 10 ay hapse mahkum edilen Mehmet Gürkan, tutuklandığı günden bu yana ilk kez konuştu. Mahkemede kısa bir açıklama yapan Mehmet Gürkan, olayların seyrini baştan itibaren anlattı.

Deniz Feneri e.V. olarak yapılanları sıralayan Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş'in belli odaklar tarafından şirkete sokulduğunun mahkeme sonucundan anlaşıldığını söyledi. Uzlaşma sürecinde Türkiye'nin aleyhinde konuşması için kendisine çok baskı yapıldığını gündeme getiren Gürhan, 16 milyon Euro'nun nereye gittiğini ve bunun nasıl belgelendiğini de anlattı.

Gürhan'ın avukatı aracılığıyla duyurduğu "kamuoyuna açık mektup" şöyle:

"Almanya’nın Frankfurt mahkemesince hakkımda verilen mahkumiyet kararıyla ilgili olarak siz değerli kamuoyunu aydınlatmak istiyorum.

1998 yılından beri, Avrupa’da, önce Media 7, ardından da Kanal 7 İNT televizyonunun yayınını sağlayan Euro 7 GmbH isimli şirketin ortağı ve tam yetkili genel müdürü olarak iş hayatımı sürdürmekteyim.

2003 yılında gıda sektöründe faaliyet göstermek üzere kurduğum European Food GmbH isimli şirketim herhangi bir ticari faaliyette bulunamayınca şirketin ismini Weiss GmbH olarak değiştirdim.

Kanal 7 İNT’in Avrupa temsilcisi olarak yayıncılık çalışmalarım devam ederken Deniz Feneri programını seyreden Avrupa’daki vatandaşlarımızın talebi üzerine Deniz Feneri e.V’yi 27.02.1999 tarihinde Almanya’nın Mörfelden şehrinde 7 arkadaşımla birlikte kurdum.

Bu tarihten 2006 yılına kadar, hem kendi ticari işlerimi, hem de gönüllü olarak Deniz Feneri e.V’nin hizmetlerini yürüttüm.

Başta Türkiye olmak üzere, Etiyopya’dan Endonezya’ya, Pakistan’dan Nijer’e, Mali’den Yemen’e, Sudan’dan İran’a, Irak’tan Azerbaycan’a kadar Afrika, Asya, Kafkaslar ve Balkanlar’daki onlarca ülkede, mazlum ve yoksul insanlara yardım ulaştırmaya çalıştım.  Dünyanın dört bir yanında açlık, kuraklık, deprem ve diğer doğal afetler yüzünden yardıma muhtaç duruma düşmüş on binlerce insana yardımsever insanımızın bir araya getirdiği gıda, giyim, sağlık, eğitim ve barınma yardımları ulaştırdım. Bütün bu faaliyetleri, az sayıda gönüllü arkadaşımla ve gündelik hayatımdan, hatta çocuklarıma ayırmam gereken zamandan fedakarlık ederek gerçekleştirdim.

Bu süreçte, özellikle Avrupa’ya üniversite eğitimi almaya gelen yoksul ve başarılı öğrencilerimiz için çeşitli kalıcı ve sosyal projeler ürettim.

Suçlandığım diğer bir konu ise elden para çekme iddiasıdır. Alman yasalarına göre elden para çekmek suç değildir. Nitekim elden para çekme hususu Frankfurt am Main savcılığında incelenmiş olup 26.04.2004 tarihinde takipsizlik kararı verilmiştir.

Zaten önemli olan paranın elden çekilip çekilmemesi değil, yardımın yerine ulaşıp ulaşmadığıdır. Mahkemenin kararında amaç dışı kullanıldığı belirtilen 16 Milyon Euro’nun tamamının yardım amacıyla kullanıldığı, mahkemenin elindeki 600 klasörde bulunan on binlerce yardım alındı belgesi ile sabittir. Bu belgelerin hiç birisini dikkate almayan mahkeme, Firdevsi Ermiş’in beyanlarıyla bu kanaate ulaşmıştır.

Tüm bunları yaparken kişisel hiçbir çıkarın peşinde olmadım derneği daha çok gelire kavuşturmak amacıyla hareket ettim.

Ben, Mehmet Gürhan olarak, kişisel bir çıkar, bir ikbal peşinde olsaydım kişisel hayatımda da bu durumun yansımaları olurdu.

Bilinmelidir ki, günlerdir Türk medyasını işgal eden haberlerin tüm gerçekliği anlattıklarımdan ibarettir.

Ancak, burada çok önemli bir hususu da ayrıca belirtmek istiyorum.

Avukatlarımın hazırlayıp Alman mahkemesine sunduğu ifademin içeriği avukatlarım, savcılık ve mahkeme heyeti arasında yapılan bir uzlaşmanın sonucudur. Çok kötü şartlardaki ağır tutukluluk halimin ve üzerimde oluşturulan baskının bir an önce sona erebilmesi için avukatım, önerilen uzlaşmayı kabul etmiştir. Dolayısıyla “uzlaşma ifadem”de yazılı olan hususlar, gerçekleri tam olarak yansıtmamaktadır. Hakimin uzlaşma olmasaydı dava sonuçsuz kalırdı cümlesi de bunun açık bir göstergesidir. Uzlaşma sürecinde bana Türkiye ile ilgili suçlamalarda bulunmam için sürekli telkin ve pazarlık ya pılmıştır. İfadem anlattığım bu durum dikkate alınarak değerlendirilmelidir.

Koparılan bunca fırtınanın ve girişilen bu aşağılık linç kampanyasının neredeyse tek dayanağı olan Firdevsi Ermiş isimli şahıs, ortağı ve yöneticisi olduğum şirketlerin ve Deniz Feneri e.V’nin muhasebe bölümlerinin tek sorumlusu, ayrıca Deniz Feneri e.V’nin imza yetkisi olan ikinci adamıdır.

Mahkeme sürecinde gösterdiği tavırlarla bu şahsın, Deniz Feneri e.V’ye ve yöneticisi olduğum şirketlere zarar verebilmek için bazı çevrelerce özel olarak görevlendirildiğini düşünüyorum. Zamanı gelince bu müfteri işbirlikçiye, şahsıma ve ortağı olduğum şirketlere vermiş olduğu maddi ve manevi zararların hesabını her türlü hukuki hakkımı kullanarak mutlaka soracağım.

Öte yandan, adının Abdurrahman Vural olduğunu bile gazetelerden öğrendiğim, kendisiyle hiç tanışmadığım bir şahsın ortaya attığı iftiraların hiç biri kesinlikle doğru değildir. Hiç bir belge ve bilgiye dayanmamaktadır. Doğru olan bir şey varsa o da bu şahsın, kurduğu derneği dolandırmış olma suçundan mahkumiyet almış olmasıdır.

Şahsıma karşı yürütülen bu kampanya, üzülerek söylüyorum ki adeta bir linç kampanyasıdır. İmzasız bir mektupla  aile hayatımı ağır şekilde yaralayabilecek çirkin bir iftiraya maruz kaldım. Hayatı boyunca karakola dahi düşmemiş biriyken bir anda büyük bir terör örgütü üyesi muamelesine tabii tutuldum. 

Geriye dönüp baktığımda en başından beri bu operasyonun siyasi bir operasyon olduğunu düşünüyorum. Aksi takdirde toplam 27 kişinin çalıştığı bir binaya 340 polisle ve binanın tüm açık kapıları kırılarak bir baskın yapılmış olmasının mantığı nasıl izah edilebilir ki? Bu provokasyonun tüm amacı, dünyada yükselen “yoksul ve mazlumlarla  dayanışma” kültürünü yok etmektir. Soruşturmayı yürüten şahsın, soruşturma sürecince sergilediği tavırlar ve mahkeme salonundaki siyasi şovu da benim bu düşüncemi destekler niteliktedir. Fakat asıl üzücü olan taraf bu şov değil, bu provokasyona Türkiye’de bazı çevrelerin verdiği açık destektir.

Geldiğimiz noktada,

Bugün itibariyle mali müşavirlerin ve işbirlikçi Firdevsi Ermiş’in yanlış yönlendirmelerine aldanmam sonucu, hukuki hatalarım nedeniyle Alman mahkemesi tarafından mahkum edildim. Bir diğer yanlışım ise, kimi iddialı projelere imza atmaya çalışmak oldu.

Bu yüzden öncelikle Deniz Feneri e.V derneğimize bugüne kadar maddi-manevi hiçbir desteklerini esirgemeyen bağışçılarımız bilmelidirler ki bir kuruşlarını bile yardım dışı bir amaç için kullanmadım .

Bana sonsuz güvenlerini hep yanımda hissettiğim, Almanya’daki şirketlerinin yönetimini bana bırakan ortaklarımdan, Kanal 7 camiasından ve tüm kamuoyundan bu siyasi komployu zamanında fark edip önleyemediğim ve boşa çıkaramadığım için özür dilerim.

Kendi küçük siyasi ve ticari hesapları için büyük bir provokasyonun parçası olmaktan bir an olsun çekinmeyen o yaygaracılara gelince… Onlara, sadece bir acıma borçluyum. Keşke, bir yoksulun göz bebeğindeki sevinci anlayabilecek kadar iyi insanlar olabilselerdi.

Tekrar belirtmek isterim ki, Deniz Feneri e.V derneğine bağışlanan paraların bir kuruşunu bile şahsi ve ticari emellerim için kullanmadım. Bu yardımları başkalarının benzer amaçları için kullandırtmadım.

Hukuki hatalarım olmuş olsa bile, ahlaken ve vicdanen hiçbir hatam olmamıştır.

Allah’ın adaletinin bu büyük haksızlığı cezasız bırakmayacağına inancım tamdır.

Saygılarımla… "



Bu haber 604 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,486 µs