AKP, DTP, TSK ve ötesi...

18 Eylül 2008 11:01 tsi
Türkiye, mahalli seçimlere doğru yol alıyor. A&G yöneticisi Adil Gür'e göre 10 gün önce seçim olsaydı AK Parti oyların yüzde 62'sini alacaktı.

DTP'ye yönelik kapatma davası sürüyor. DTP kapatılırsa, muhtemel ki, ona giden oyların önemli bir kısmı da CHP veya MHP'ye değil, AK Parti'ye gidecek. AK Parti'nin oy yüzdesi daha da yükselecek AK Parti hakkındaki kapatma davasında parti, "Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak" suçundan 10'a karşı 1 oyla mahkum edildi ve Ekim'in başında bu kararın gerekçeleri açıklanacak.

Gerekçelerin, siyasetin alanını önemli ölçüde daraltacağı tahmin ediliyor. Gerekçelerin, özellikle dindar toplum kesimlerini rahatsız edecek boyutlar taşımasından endişe ediliyor. Öte yandan "Dağa çıkış" henüz önlenemedi. Dağda 6 bin civarında terörist bulunduğu ifade ediliyor. DTP çoğu Doğu - Güneydoğu'dan olmak üzere Türkiye'den 2 milyon oy alıyor. DTP, bölgede Abdullah Öcalan adı "etkin" diye, onunla arasına mesafe koymayı kendi "reel politik"ine uygun bulmuyor.

DTP, PKK'yı "terör örgütü" olarak tanımlamaya da yanaşmıyor. DTP lideri Ahmet Türk, yaptığı savunmada, şiddeti politika olarak savunmadıklarını söyledi ve "DTP'yi kapatarak gençlere dağın yolunu göstermeyin" dedi. "Dağın yolu" demek, Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un ısrarla ve haklı olarak gündemde tuttuğu "Katılım"ın devam etmesi demek. Genelkurmay Başkanı olduktan sonra ilk ziyaretini Diyarbakır - Van'a yapan Genelkurmay Başkanı, "Dağa çıkış"ın önlenmesi, bunun için askeri yol dışında da tedbirler alınması gerektiğini söyledi.

Bunu, medya ile diyalog toplantısında da tekrarladı. "32 bin teröristi etkisiz hale getirmişiz. 46 bin yaralı var. Bu ciddi bir sayı. Ama 1990'lı yıllardaki terörist sayısı ne ise bugünkü de aynı, 6 bin. Bu ne demek? katılım. Katılım olayın en kilit noktası. Bunu engelleyemezseniz, üzülerek söylüyorum, bu devam eder." AK Parti kapatılsa DTP açık kalsaydı, bölgede ciddi bir temsil krizi yaşanacak ve oyların önemli bir kısmı daha DTP'ye gidecekti. AYM'nin kapatma kararı DTP'nin işine yarayacaktı.

Böylece bir yargı kararı, siyasi bir tanzimde de bulunmuş olacaktı. Şimdi DTP kapatılırsa, yine bir temsil krizi çıkacak ve oylar bu defa AK Parti'ye yönlendirilmiş olacak. Bu da bir "siyasi tanzim" anlamı taşıyor. Hem AK Parti'nin hem DTP'nin kapatılması ise, çok daha katı bir temsil krizi demektir ve bu bölge halkını bu defa "Dağa yöneliş" gibi, hiç istemediği çok daha olumsuz bir tercihe yöneltecektir.

Her iki partinin AYM'de yargılanmış olması, bu iki partinin temsil ettiği toplum kesimleriyle sistem arasında uyum sorunu bulunduğunu gösteriyor ki, bunu hiçbir devlet adamının önemsememesi mümkün olmamalı. Ahmet Türk son savunmasını yaptı. Bundan sonra karar verilecek. Parti kapatılırsa, yedeği hazır. Bugüne kadar gerçekleşen parti kapatmaları, bu siyasi çizginin söylemlerinin kamuoyuna bir şekilde yansımasını önleyemedi. Hem yeni partiler kuruldu, hem medyada, hem sokakta bölgeden yükselen mesaj var oldu.

Şu söylenebilir: Dağda 6 bin terörist var. Şehirlerde 6 bin teröristin "davası" na onay veren 2 milyon seçmen, artı onun etki alanındaki kitleler var. Sivili askeri ile "Devlet", dağdaki 6 bini azaltmanın hesabını yapıyor. Dağdaki 6 bin, sadece silahı ile mi sorun oluyor, yoksa onları silaha sarılmaya iten siyasi misyonları sebebiyle mi? Eğer siyasi misyon da bir sorun teşkil ediyorsa, aynı misyonu paylaşan kitlelerin durumu ne olacak? Dağdaki kırmakla bitmiyor. Şehirdekini de kıramazsın.

Öyleyse? Sorunun sağlıklı biçimde konuşulacağı zeminler üretmek ve sağlıklı iletişim kanalları açmak gerekiyor. DTP'li sözcüler, "Kürt oylar"ın yüzde 25'ini aldıklarını ifade ediyorlar. Yani demek ki, söylenen söyleniyor ve Kürt vatandaşlar, ancak yüzde 25 kesimiyle bu söyleme itibar ediyorlar. DTP'nin şu ana kadar durduğu yer ve seslendirdiği düşünceler, rahatsız edici olabilir.

Ama bunları seslendirmelerini önlemek, parti kapatılsa bile mümkün değil. Dünya böyle bir dünya artık. Öyleyse, bırakalım söylenmeye devam etsin. Belki daha ilerisini söyleyenler de olacak, onlar da söylesin. Bu noktada asıl belirleyici olan "Devlet"in, Kürt vatandaşlara karşı tutumu olacaktır. PKK'yı, 12 Eylül sonrasında Diyarbakır Cezaevi'ndeki işkencelerin doğurduğu biliniyor. DTP'ye yönelen 2 milyon oyun arkasında nasıl bir "Devlet tavrı" var, onu da irdelemek lazım.

CHP'nin MHP'nin değil de, AK Parti'nin bölgeden bu ölçüde oy almasının sebeplerini de incelemek lazım. Ben bir şey söylemek isterim: Öcalan serbest kalsa ve DTP safında seçimlere girse, DTP bundan fazla oy alamazdı. AK Parti, şu anda Devletin "Halkı kazanma" stratejisine tekabül ediyor, DTP ise, "daha ileri talepler" in sözcülüğünü temsil ediyor. Devlet ve AK Parti, DTP'nin seslendirdiği taleplerin makul olanlarını ne kadar sahiplenirse, bölgedeki sancı o kadar azalacak, diye düşünüyorum. Onun için şu an, en yanlış şey, DTP'nin kapatılması olacaktır, kanaatindeyim.

Ahmet TAŞGETİREN / Bugün

Bu haber 389 defa okundu.