En Sıcak Konular

Ladin ölüyor: İşte El Kaide’nin yeni lideri!

0 0 0000 00:00 tsi
Ladin ölüyor: İşte El Kaide’nin yeni lideri! iyibilgi çok özel ve heyecanlı bir casusluk-terör öyküsü sunuyor... Usame bin Ladin’in tahtına kim geçecek? ABD, İran'ı bu Mısırlı eski albayı korumakla suçluyor. Kimilerine göre ise bu İran'a açılım yapmak isteyen Avrupa ülkelerine Washington'

Çok değil ama yeni global dünyanın zaman birimiyle oldukça uzun bir zaman önce, 2002-03 yıllarında ABD, her zaman yaptığı gibi İran’a “El-Kaide militanlarını korumaması için çağrıda bulundu.” Ancak bu kez çağrı sıradan bir talep değildi.

ABD istihbarat servisleri bazı El-Kaide liderlerinin İran’da bulundukları yolunda istihbarat alındığını Beyaz Saray’a bildirmiş, Dışişleri Bakanlığı da hemen aynı zamanlamayla Tahran’ı ikaz etmişti. CIA’ye göre birçok El-Kaide militanıyla birlikte üst düzey iki yönetici de İran’ın Afganistan sınırı yakınındaki “Meşhed ve Zabol” bölgelerinde tutuluyordu ve bazı oteller ile konukevlerinde yaşıyorlardı. İran Dışişleri Bakanlığı iddiayı reddetti ve ABD’yi asılsız haberler yaymakla suçladı.

ABD o günlerde elindeki istihbaratla ilgili daha detaylı bilgi vermeyi reddetti ve sadece Tahran’ın bu teröristleri korumasını istemediğini açıkça söyledi. Beyaz Saray, elindeki istihbaratı detaylandırmadığı için iki üst düzey teröristin kimlikleri de öğrenilemedi ve olay soğumaya bırakıldı.

Bu iki kişi gerçekte Afgan, Pakistanlı ya da Ortadoğu’nun merkez ülkelerinden kişiler değildi. Biri Moritanyalı diğeri de Mısırlıydı. Moritanyalının ismi “Mahfuz Kuld Velid”di ve bir Müslüman’dı. Daha çok “Ebu Hafız” ismiyle biliniyordu. Ancak o ana kadar Afganistan’daki bir operasyonda öldüğü sanılıyordu. İkinci kişi ise “Saif El-Adil” adını taşıyordu ve Mısırlıydı. FBI izini uzun süredir takip ediyordu ve hakkında belki tüm teröristlerden daha fazla bilgi sahibiydi. Zira El-Adil bir subaydı ve Mısır ordusunda Albay rütbesine kadar yükselmişti.
iyibilgi’nin kaynaklarına göre o tarihteki istihbarat notunun son paragrafında şu cümleler yazıyor; “Bu iki kişi örgüt içinde yeni ve daha önemli görevlere geliyor. Yeni görevlerinde kendilerini göstermek liderliğe ispatlayabilmek için yeni ve sarsıcı eylemler planlayacaklardır.”

O günlerin hengamesi arasında bu çekişmeli konular neredeyse unutulup gitti. Ancak ABD, bir süre sonra İran’dan ülkesinde bulunan El-kaide militanlarını teslim etmesini yine sahip olduğu istihbarata dayanarak istedi. Bir farkla. Resmi açıklamasında aynen bu cümleleri kullandı ama İran’a gönderdiği gizli bir mesajda Saif El Adil’i açıkça istedi ve başka bir isme yer vermedi. Washington El Adil’i istiyordu!

Ancak Tahran hükümetinin yanıtı gizli-kapaklı olmadı ve “tutukladığı” bir grup El-Kaide militanı arasında, ABD’nin aradığı Saif El Adil adlı örgüt liderinin de bulunup-bulunmadığından emin olmadıklarını söyledi. Tahran için El-Adil’in başka bir anlamı vardı. 

Bu sinirli yazışmalar sürerken ABD istihbaratına gelen yeni bilgiler Washington’un öfkesini biraz daha artırdı. Adil, 1998 yılında Doğu Afrika’daki iki Amerikan Büyükelçiliği'nin (Kenya ve Tanzanya) bombalanmasıyla bağlantılı görünüyordu.

İran, durumun çetrefilleşmeye başladığını gördüğünden, krizin tek bir isim üzerinde odaklanmasını bozmak istedi. İran Dışişleri Bakanlığı, Adil’in İran’da bulunması durumunda, ülkesi Mısır’a iade edileceğini duyurdu.
Tüm bunlara rağmen Amerika’nın El Adil konusunda ısrarlı olmasının başka nedenleri de vardı ve bu gerekçeler istihbarat dosyalarının daha tozlu sayfalarında yer alıyordu. ABD’yi hırslandıran da daha çok bu notlardı. Saif El Adil, hem El-Kaide’nin hem de Mısır’da yasadışı olan İslami Cihad örgütünün önde gelen bir üyesiydi. Son derece katı ve acımasız karakteri ile biliniyordu. El Adil aynı zamanda çok yetenekliydi ve CIA ve FBI Adil’in kısa sürede daha etkin pozisyonlara gelebileceğini kestiriyordu.

Ve öyle de oldu... El-Adil, bin Ladin’in korumalığından, 11 Eylül saldırılarının planlayıcısı Halit Şeyh Muhammed'in yakalanmasının ardından örgütün askeri kanadının komutanlığına getirildi. Adil’in özellikleri bu göreve seçilmesini sağlamıştı. Adil, gizliliğe çok önem veren paranoyak seviyede dikkatli biriydi. O şimdi örgütün iki numaralı koltuğunda oturuyordu.

Şaşırtıcı olan, İran’ın 2001 güzündeki Afganistan işgalinden sonra Kaide'nin en çok aranan bazı üyeleri için sığınak teşkil ettiğinin unutulmuş olmasıydı. Tahran da bunu kabul etmiş, Kaide tertipçilerinin 'ev hapsinde' tutulduğunu ve yargılanacaklarını öne sürmüştü. Ancak bunlar gerçekleşmedi. Mısır, Suudi Arabistan, Özbekistan, Kuzey Afrika ve Avrupa'dan gelen Kaide mensupları ve elbette başkomutan Saif el Adil İran'da özgürce faaliyet gösteriyorlardı.
Bir Alman istihbarat yetkilisi; “Hapsetme veya ev hapsi değil bu. Kaide üyeleri istedikleri gibi hareket edebiliyorlar. Hatta Devrim Muhafızları Kaide'ye lojistik destek ve eğitim veriyor" diyordu.

Küresel terörün yeni ismi

Günümüze geliyoruz. Başta İngiltere olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin, Irak meselesinin halli için Washington’un İran’la görüşmelere başlaması önerisi daha doğrusu dayatması, iki gün önce Başkan Bush’un açıklamalarına tosladı. İran, Başkan’ın bu konuşmasını, bu fikri reddettiği şeklinde yorumladı ve İran'ın El Kaide'nin yeni liderini hazırlamaya başladı. Kuşkusuz bu özellikle İngiliz ve ABD istihbaratına dayanan bir bilgi ve Tahran’ın bir günde aldığı bir karar değil. İran bunu zaten düşünüyordu.

Çünkü hallice süredir Usame bin Ladin’in sağlık sorunları gittikçe artıyor. Artık bir sona yaklaşıldığı iddiası aşılıyor. İstihbarat kaynaklarına göre İran bu durumdan, kendine yakın bir ismi, hazır el altındayken El Kaide’nin liderliğine hazırlıyor ve bunda da kararlı. Farklı istihbarat örgütlerinin farklı bir bakış açısı daha var. Bu istihbarat bilgileri, İran’la ilişki öneren Avrupa ülkelerine seslerini kısmaları için yapılan bir dezenformasyon. İngiliz Başbakanı Blair’in, yüksek tondan ABD’yi İran’la yakışmaya zorlamasına karşılık sert bir yanıt olarak analiz ediyorlar. İngiliz The Daily Telegraph gazetesi de bugünkü manşetinde bu konuya eğiliyor ve Ladin'in yerine gelecek kişinin hakkında ipuçları veriyor.

Fakat çelişki şuradaki, bu bilgilerin hallice bir kısmı da İngiliz istihbaratına ait. Ve bu bilgeler, İran’ın, Mısır ordusundan eski bir albay olan Saif el Adil'in örgütün lideri olmasını istediğini, Adil 2001’de Afganistan'dan kaçmasından bu yana Tahran'da İran devrim Muhafızları'na ait bir konukevinde kaldığını, El Kaide, El Adil ve İran'daki diğer kişilerin üst düzey görevlere getirilmesini kabul ederse, İran’ın da örgüte eğitim tesisi ve teçhizat sağlama sözü verdiklerini belirtiyor. Kısaca, örtülü politik manevralar ortaya çıkaracağı sürprizler saklı olmak üzere görülüyor ki, El Kaide’nin lider postuna El Adil hazırlanıyor. 



Bu haber 190 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,211 µs