En Sıcak Konular

Lehman Brothers, Bush'un imaj kurbanı

17 Eylül 2008 15:33 tsi
Bush, zengin kurtarıcısı imajı üzerine yapışmasın diye düşününce, bankaları kurtarmadı ve bilinen son böylece geldi...

Daha önceki krizleri hazine yardımıyla atlatan Amerika, devlet kapitalizmine geçmekle suçlandı ve Amerikan seçmeni de, kendi vergileriyle zenginleri kurtardığı yönünde imajı Bush yönetimine yapıştırdı.

Son krizde Lehman Brothers ile Merrill Lynch batma noktasındaydı. ABD Hazine Bakanı Henry Paulson bankaları satın almak yerine, Wall Street devlerini biraraya toplayarak, bankaları yok pahasına bu şirketlere satmaya çalıştı. Böylece Amerika, devlet kapitalizni imajından kurtuldu ama bankalar imaj kurbanı oldu.

Krizin ekopolitik arkaplanını analiz eden Süreyya Seyyahoğlu küresel sermaye ile Amerika ve Çin rekabeti göz önüne alınmadan krizin anlaşılamayacağını yazıyor.

Süreyya Seyyahoğlu / Washington

ABD ekonomisinin uzunca bir süredir ciddi problemlerle yüzyüze olduğu söyleniyordu. Geçen hafta sonu ve bu hafta başında yaşananlarla krizin boyutları artık gizlenemez hale geldi. Zira Pazartesi günü iflasını isteyen ABD'nin en büyük 5 yatırım baknasından biri olan, ancak işlem hacmi ve yayılma alanı açısından "çok da büyük sayılmayan" Lehman Brothers'ın varlığı 700 milyar dolara yakın. Yine bu kriz sonucu 50 milyar dolara satılan 5 devden biri olan Merrill Lynch'in toplam varlığı ise 1 trilyon dolar civarında. Türkiye'nin GSMH'na 650 milyar dolar civarında olduğunu düşündüğümüzde krizin boyutu biraz daha netleşir. Yine krizin boyutunu göstermesi açısından önceki hafta devlet tarafından el konulan Fannie Mae ve Freddie Mac'in toplam değeri 5 trilyon dolar civarındaydı. Peki kriz nasıl oluştu? Bu krizin siyasi sonuçları neler olabilir?

GÖÇMEN-BÜYÜK SERMAYE İTTİFAKI BATIRDI

Krizin temel nedeni artık herkesin bildiği gibi ipotekli ev alımlarında, tüketiciye kredi kullandıran bankaların tüketicilerin mali durumlarını araştırmadan dalgalı faizle kredi vermesi ve bunun neticesinde kredilerin faizleri yükselince geri ödeme yapamayan ev sahiplerinin kredilerini batırmasıydı. Bu batma olayının asıl mağduru ise ABD'de yasal olarak bulunma sorunuyla karşı karşıya olan, çoğunlukla Orta Amerika ve Meksika'dan kaçak yolla gelen işçilerdi. Kredi batıkları o kadar ileri boyutlara ulaştı ki toplam 10-11 trilyon dolar olan ipotekli ev piyasası geri ödenmeyen krediler yüzünde batma noktasına geldi. Sahipleri tarafından yakılan ya da zarar verilen evler kelepir fiyata dahi alıcı bulamazken, kredi kullandıran bankalar da teker teker zarar etmeye başladı. Aslında başlangıçta kredi standartlarını düşüren bankalar yüksek faizlerle inanılmaz kar etmişler, bu firmaların yöneticileri de en iyi yönetim ödüllerini toplamışlardı. Ancak piyasada zincirleme devam eden çöküş, kredileri, fonları, bu kredileri sigortalayan şirketleri, bu şirketlerden borç alan ya da bunların hissesine yatırım yapan şirketleri de beraberinde sürükledi. Krizin ilk aşamasında Avrupa Merkez bankalarının da müdahalesiyle ilk darbe atlatılmıştı. Ancak ardından 6 ay önce Bear Stearns adlı piyasa devlerinden biri de batma noktasına gelince ABD Devleti bu bankaya el koyarak sorunu çözme yoluna gitti.

ABD BANKA KURTARMAYA KARŞIYDI

Sonun başlangıcını da aslında bu el koyma oluşturdu. Zira ABD'de yaşanan kriz tam olmasa da Türkiye'de yaşanan bankalar krizine ve TMSF'nin batık bankalara kamu adına el koymasına benziyordu. Ancak Türkiye'deki TMSF operasyonları ya da benzer banka kurtarma operasyonlarının yaşandığı Japonya, Brezilya, Arjantin gibi ülkelerde ABD, batık bankaların devlet tarafından kurtarılmasına kaynak israfı olduğu gerekçesiyle kesinlikle karşı çıkmış ve bu yüzden bu ülkeleri sert şekilde eleştirmişti. Şimdi ise vahşi kapitalizmiyle meşhur Wall Street devletten yardım istiyor, kamu parasıyla bankaların kurtarılmasını talep ediyordu. Bear Stearns gibi bir çok alanda yatırımı olan bir devin batması diğer sektörleri de zincirleme etkileyeceğinden ve zararın boyutunun öngörülemez olmasından dolayı devletle Wall Street bir uzlaşmaya giderek bankayı kurtardı. Ancak bundan 6 ay sonra asıl büyük darbe geldi.

5 TRİLYON DOLARLIK OPERASYON

ABD ipotekli ev satımı (mortgage) piyasasının yarısına yakınını elinde tutan, devlet destekli kredi kurumları Fannie Mae ve Freddie Mac iflas noktasına geldiler. Toplam değerleri 5 trilyon doları bulan iki şirket de başlangıçta 120 milyar dolar olmak üzere, toplam 200 milyar dolara kadar yardımı içeren bir Hazine planıyla kurtarıldı. Bu iki şirketin batması ABD'deki inşaat sektörünü batırmak bir yana tüm ABD ekonomisini felç etme etkisine sahip olabilecekti. 1929 krizine benzer bir krizin yaşanabileceği tam da bu zamanda konuşulmaya başlandı. Bu banka kurtarma operasyonlarına bu şirketlere milyarlarca dolar yatırım yapan, bu şirket hisselerini satın alan başta Çinli sermaye sahipleri olmak üzere tüm dünyadan da destek geldi. Zira iki şirketin batması demek ABD iç borcunu finanse eden Çin, Hindistan ve Körfez-Arap sermayesinin ABD'den çekmesi anlamına gelecekti. Zaten parasını ABD'de kaybeden bu sermaye sahipleri bundan sonra ABD'ye yönelmeyecekler, böylece ABD için kaçınılmaz bir iflas süreci başlayabilecekti. Böylece Fannie Mae ve Freddy Mac operasyonları küresel sermayenin uzlaşması sonucu hem sermaye sahiplerini hem de ABD'yi iflastan kurtaran başarılı bir oparasyon olarak işledi.

DEVLET KAPİTALİZMİ Mİ?

Bu operasyonun ABD açısından kötü tarafı ise dünyada ABD'nin adeta devlet kapitalizmine geçtiği şeklindeki eleştirilerdi. Sanki ABD, Wall Street devlerinin yatırımlarını devlet olarak garantiliyormuş gibi bir imaj oluştu. Kapitalizm şampiyonu ABD için bu kabul edilemez bir imaj sorunu haline geldi. Maddi açıdan bakıldığında ise bu bankaların borcunu üstlenen hazineye 200 milyar dolarlık bir ek maliyet yükü binmişti. Bu ise hem ABD iç siyaseti açısından kabul edilemezdi hem de ABD ekonomisi benzer bir operasyonu tekrar üstlenirse ciddi risk almış olacaktı. İç siyasette bu konu "vergilerimizden toplanan paralarla Wall Street zenginlerini kurtarıyorsunuz " şeklinde formüle edildi. Bu iki olumsuzluğu gidermek isteyen ABD Hazinesi'nin eline istediği fırsat hafta sonunda geçti.

LEHMAN İMAJ KURBANI

ABD'nin en büyük 5 yatırım bankasından tarihi iç savaş öncesine kadar giden Lehman Brothers ile Merrill Lynch batma noktasındaydı. ABD Hazine Bakanı Henry Paulson bankaları kurtarmayı reddederek ciddi bir risk aldı. Paulson bankaları satın almak yerine, Wall Street devlerini biraraya toplayarak bankaları yok pahasına bu şirketlere satmaya çalıştı. Gerekirse bu satın almalara garanti verileceğini de söyledi. Piyasa devleri ise Hazine'nin şirketlerin borçlarını devralması durumunda bankaları satın alacaklarını söylediler. Bunun sonucunda Merrill Lynch piyasa değerinin neredeyse yirmide birine, 50 milyar dolara Bank of America'ya satıldı. Lehman Brothers ise İngiliz alıcı Barclay'in vazgeçmesi üzerine iflasını istedi. Böylece ABD Hazinesi de dar alanda yatırımları olan Lehman Brothers'ın batmasına seyirci kalarak hem Wall Street'in garanti altında olmadığını göstermiş oldu, hem de seçim döneminde zor anlar yaşayan Cumhuriyetçileri halkın parasının zenginlere harcanmadığını göstererek rahatlatmış oldu. Ancak piyasalar henüz durulmuş değil. Zira Lehman Brothers'a yatırım yapan Japon bankalarının hisseleri inanılmaz oranlarda düşüş gösterdi. Bu panik dalgası tüm dünyayı sardı. Türkiye ve Rusya da dahil tüm Avrupa ve Asya borsaları yaklaşık yüzde 5-7 arasında değer kaybettiler. ABD Borsası 504 puanlık düşüşle 11 Eylül 2001'den beri en büyük günlük düşüşü yaşadı. Bu krizi en ucuz atlatan ülke ise milyarlarca dolar kaybına rağmen bankalarını ve piyasasını tam olarak dışarı açmayan Çin oldu. Her ne kadar Çinli yatırımcılar zarar etse de, ülkenin banka yapısı sağlamlığını ve korunaklılığını gösterdi.

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

ABD'de kriz henüz bitmiş değil. İlk tartışılan konu devasa sigorta şirketi AIG'in kaderinin en olacağı. AIG diğer iki şirketten farklı olarak bir çok farklı alanda yatırıma sahip. Batmasının sonuçları tahmin dahi edilemiyor. Zira kredilere verilen sigortalarla da iyice batağa saplanmış durumda. Wall Street devleri aralarında toplanıp 70 milyar dolarlık bir acil yardım fonu oluşturdular, AIG ise kendi kaynaklarından 20 milyar doları kurtuluş umudyla kullanma izni kopardı. Bunların AIG kurtarıp kurtarmayacağı belli değil. Ancak eğer AIG düşerse bunun ardından son kalan iki yatırım bankası Goldman Sachs ise Morgan Stranley'nin de batma ihtimali konuşuluyor. Bu iki devin batmsının ise ABD'ye maliyeti inanılmaz boyutlarda olabilir. Halen mezarlıkta ıslık çalma gibi bi tavır geliştiren ABD Hükümeti, krizin boyutunu küşük göstermeye çalışarak piyasalardaki paniği dizginlemeye çalışıyor. Ancak bu iki şirket de batarsa öncelikle sadece yatırım bankası olan şirket kalmamış olacak. Böylece yatırım bankacılığının sonunun gelmesi çok büyük bir ihtimal. Bu da kapitalizmin ve Wall Street'in tamamıyla yeniden yapılanması anlamına geliyor. Ancak asıl büyük risk Körfez ve Asya sermayesinin riski görerek ABD piyasalarından çekilmesi olur. Halen devam ettirdiği iki savaşı bu sermaye ile finanse eden ABD asıl sonun başlangıcı bu çekilen sermaye olur. Bunun neticesi ise en iyi ihtimalle küresel sermayenin dünyanın yeni merkezi olmaya aday Pasifik'e kayması olabilir. Ekonomik krizle başı bela da olsa da dünyanın tartışmasız en büyük askeri gücü ABD'nin buna vereceği cevap ise önümüzdeki onyılları belirleyecektir.

 

 



Bu haber 732 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,784 µs