Başbuğ kriterleri!

17 Eylül 2008 08:11 tsi
Gazetecilerle bir araya gelen Başbuğ, 28 Şubat'tan Ergenekon'a, terörle mücadeleden tezkere hazırlığına, Kafkas savaşından Montrö'ye geniş yelpazede 3.5 saat boyunca açıklamalarda bulundu..

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, üslup farkını dün bir kez daha ortaya koydu. Gazetecilerle bir araya gelen Başbuğ, 28 Şubat'tan Ergenekon'a, terörle mücadeleden tezkere hazırlığına, Kafkas savaşından Montrö'ye geniş yelpazede 3.5 saat boyunca açıklamalarda bulundu..

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, gazetelerin genel yayın yönetmenleri ve Ankara temsilcileri ile yaptığı toplantıda, 2 yıl boyunca izleyeceği yol haritasını çizdi. 3.5 saat süren toplantıda 28 Şubat sürecinden Kandıra Cezaevi'nde emekli orgenerallerin ziyaretine, terörle mücadeleden tezkere hazırlığına, Kafkaslar'daki savaştan Montrö'ye kadar geniş yelpazede açıklamalarda bulunan Org. Başbuğ, aynı zamanda kriterlerini ortaya koydu. Başbuğ'un toplantısında ilkler yaşandı. Genelkurmay İletişim Daire Başkanlığı'nı tuğgeneral seviyesine çıkaran Başbuğ, yeni iletişim stratejisini de gösterdi. Uzun aradan sonra ilk kez Star, Yeni Şafak ve Kanal 24'ün yöneticileri de Genelkurmay'a girdi. Başbuğ, medyayla ilgili şu mesajları verdi.

* MEDYA İLE DİYALOG: Medyanın kamu görevi yaptığını düşünmekteyiz. Halkın olayları ve gerçekleri öğrenmesine yardımcı olmak çok önemli bir görev. Kurum olarak medyanın görevini yerine getirmesinde bizim de yardımcı olmamız lazım. Karşılıklı anlayışa ve samimiyete dayalı bir diyaloga ihtiyacımız var.

* YENİ STRATEJİ: 1- 26 Eylül saat 11.00'de haftalık basın toplantısı faaliyetine başlayacağız. Her hafta rutin şekilde yapacağız. Savunma muhabirleri yeni dönemde ön plana çıkacak. 2- İletişim Dairesi'nde 24 saat ulaşılacak bir kanal açıyoruz. 24 saat, nöbetçi sistemi gibi arandığı zaman size cevap verecek.

* YETİŞMİŞ PERSONEL SIKINTISI: 1984'ten beri Türkiye bölücü terörle mücadele içinde. Peki "savunma-güvenlik" alanında ne kadar yetişmiş personelimiz var? Yetişmiş adam deyince uluslararası boyutta değer kazanmış kişiyi kastediyoruz. Örneğin, General Petraus bugün Irak'tan ayrılıyor. Danışmanı Avustralyalı bir emekli yarbay.

* AKREDİTASYON ÖLÇÜTÜ: Bir açılım yaptık. Bu konuda prensiplerimiz yok. Akreditasyon kriteri koyma durumunda değiliz. Gerek de yok. Kriter basın meslek ilkeleri. O ilkelere uyulsa ne bir kişinin ne de kurumun sorunu olur. Kurumsal temasta bulunacağız. Kişisel ilişki yok.

* YORUMDAN HABER ÜRETİLMESİN: Teyit ihtiyacı duyuyorsanız açın sorun. Amacımız otokontrol değil, yardımcı olmak. Ondan sonrası size bağlı. Eksik bilgiye dayalı haberler sorunlara neden oluyor. En çok rahatsız olduğumuz konu (kusura bakmayın meslek alanınıza giriyoruz) yorumdan haber yapmak.

* MESLEK İLKELERİ VE ERGENEKON: Kişileri kurumları eleştiri sınırları ötesinde aşağılayan, küçük düşüren yayın yapılamaz. Gazetecilik olanakları içinde olan konular soruşturulmaksızın yayımlanamaz. Suçlu olduğu yargı kararları ile belirlenmedikçe kimse suçlu ilan edilemez. Bunu ben söylemiyorum. Basın meslek ilkeleri söylüyor.

* BİLDİRİ SAYISI AZALACAK: TSK internet sitesini bilgilendirme amacıyla daha yoğun kullanacağız. Basın bildirilerinin adedini azaltmayı, diğer iletişim olanaklarını kullanmayı düşünüyoruz. Orgeneral Başbuğ'un medya ile buluşmasına Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, Genel Sekreter Tümgeneral Ferit Güler ve İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak eşlik etti. Toplantıda Genelkurmay'ın 24 saat iletişim kanalının bilgileri de verildi. Telefon numarası 0 312 -402 10 36. e-posta adresi: gnkur@tsk.mil.tr

Gizli belgelerin yayını TSK'nın imajını zedeler

Bu tip şeyler yazıldığı zaman rahatsız oluyoruz. TSK'nın güvenli imajı zedeleniyor. TSK'nın güvenlik algılamasına zarar veriyorsa yazmayın..

Org. Büyükanıt'ın döneminde karargâhı en çok zor durumda bırakan konuların gizlilik dereceli belgelerin sızması oldu. Org. Başbuğ, bu konudaki soruları şöyle yanıtladı:

* BİZE ZARAR VERİYOR: Bu tip şeyler yazıldığı zaman TSK olarak rahatsız oluyoruz. TSK'nın güvenli imajı zedeleniyor. Sızan haber, "haber olmasın" demiyorum. Çözüme yardımcı olacaksa 5 yazıyorsanız lütfen 100 yazın. TSK'nın güvenlik algılamasına zarar veriyorsa yazmayın. Herhangi medya kuruluşundan TSK'ya sızılarak haber alınması suçtur. (Sert ifade ile) Buna müsaade edemeyiz. Demokrasiye hukuk devletine saygımız var deniliyor. Sanki demokrasinin hukuk devletinin baş savunucu. Madem saygılısınız. TSK'ya sızarak kişiler elde ederek hangi amaçla bilgi elde edilmesini hangi hukuk ve demokrasi kavramına sokuyorsunuz? Bazıları, "Orada adamlarım var" diyor. Bu bizi rahatsız ediyor.

PKK terörü

Oradaki gençleri kazanmak lazım
Başbuğ'un Kara Kuvvetleri Komutanlığı döneminde "dağa çıkışları önleyemedik" yönündeki açıklamaları büyük yankı uyandırmıştı. İlk yurtiçi ziyaretini de Güneydoğu'ya yapan Başbuğ; terörle mücadele politikasını şöyle çizdi:

* GAP PLANI'NA ÖVGÜ: Bölgede özellikle sivil toplum kesimlerinde GAP Planı'ndan umut gördüm. O izlenimi aldım. Bölgedeki insanlar o plandan ümitli.

* ÖRGÜTE KATILIMI ÖNLEMEK GEREK: Bölücü terör örgütü ile mücadelede kilit bir konu var. 1984-2008 arasında 32 bin teröristi etkisiz hale getirmişiz. Yaralı, sağ ele geçenlerle birlikte 46 bin. Bu ciddi bir sayı. Ama 1990'lı yıllardaki terörist sayısı ne ise bugün de aynı, 6 bin. Bu ne demek? Katılım. Katılım olayın en kilit noktası. Bunu engelleyemezseniz üzülerek söylüyorum bu devam eder.

* KATILIMIN KAYNAKLARI: Üç boyutu var. 1-Türkiye içinden katılım. 2- Suriye ve İran'dan katılım. 3- Avrupa'dan, Avrupa'daki Türk vatandaşlarından katılım. Zannetmeyin ki bölgeden katılım daha fazla. Örgütün mevcudunun 1/3'e yakını Suriyeli. İran'dan gelenler var, bir de Avrupa'dan gelenler. Bunlarla etkili mücadele edemezsek korkarız devam ederiz.

* GENÇLERE YÖNELİK POLİTİKA: Katılım bağlamında hedef kitle 14-18 yaş arası. Bu genci biz örgütün elinden kurtarabilirsek çok önemli bir şey yapmış oluruz. GAP Planı'nı önemsiyor ve destekliyoruz. Ama beni güvenlik boyutunda o gençlere yönelik projeler daha fazla ilgilendiriyor. Sadece Diyarbakır demiyorum İstanbul'da da böyle. Keşke bir kampanya açsanız da işsiz çocuklar ile ilgili tespit yapılsa. Meslek liseleri bu işin en kilit noktası. Keşke meslek liseleri fazlasıyla açılsa da bunları eğitsek. 1- Ekonominin bir coğrafyası var. Zor bir coğrafya. 2- Bölgenin sosyal sorunu nitelikli adamı yok.

* GÜNEYDOĞU İZLENİMLERİ: İki şey benim için çok önemli. 1- En son gittiğimizde uzman astsubay genç teğmenin gözünde gördüğüm ışık dünden daha fazla. Havacısı, karacısı, jandarması, bazı yerlerde denizcisi var, hepsi kararlı. "Görev verin" gidelim diyorlar. 2- Van'daki durumu gördünüz. Hiç planlı bir faaliyet değildi. Cumhuriyet Caddesi'nde iki kaldırım hınca hınç dolmuş. Benim için rakam önemli değil. O insanların bize bakışı önemli. Biz o gün Van'da araçtan indik. 20-25 dk. yürüdük, konuştuk. Kimsenin gözünde farklı bir şey görmedim. Herkesin gözünde sevgi gördüm. Terörün olduğu yerde insanlar o sevgiyi kolay kolay gösteremez. Ama insanımız bize sevgiyle baktı.

* HAİN YAKIŞTIRMASI: Terörün bitmesini en çok isteyen biziz. TSK'nın terörün devam etmesini istediğini söyleyen yazan çizen haindir. Subayın astsubayın şehit olması düşünülebilir mi? Zararı kim görüyor? Anne baba. Anne babadan sonra en çok acı duyan biziz. Niye? Bizim sorumluluğumuzda. Bir er şehit olduğunda," Bir eksiğimiz var mı?" diye sorarız.

Bir can bile bizim için çok önemli. Can kaybını azaltabilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Lütfen kimse şehitler üzerinden ucuz siyaset yapmasın..

* TEZKEREDE SORUN BEKLEMİYORUM: Sınır ötesi harekât yetkisi veren tezkerenin süresi 17 Ekim'de doluyor. Hükümetin tezkereyi uzatıp uzatmama konusunda kararsızlığı yok. Beklentimiz tezkerenin normal süreci ile çıkacağı yönünde.

* ŞEHİTLER ÜZERİNDEN SİYASET OLMASIN: Kamuoyu da Türkiye'yi İsviçre yerine koymasın. Türkiye'nin gerçeği bu. Bir can bile bizim için çok önemli. Can kaybını azaltabilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Ama maalesef oluyor. Lütfen kimse şehitler üzerinden ucuz bilmem ne, ucuz siyaset yapmasın. "Yine şehit verdik", "Niye şehit vermeye devam ediyoruz?" soruları bizi rahatsız ediyor. Kim ister şehit vermeyi? Elbette şehit vereceğiz. Terörle mücadeleyi tenkit edebilirsiniz ama şehit olayları üzerinden yorumlar bizi ve toplumu rahatsız eder. Evladını vermiş, ikinci evladını da vereceğini söylüyor. Bunu verin, büyüterek, manşetten verin. Bu bize destektir. Ne olur bunu verin. Feryat edenleri bağrımıza basalım ama onları ne olur lanse etmeyelim. Toplumun moralini bozuyor. Zaten terörün amacı bu.

* TERÖR ÖRGÜTÜ KIRILMA NOKTASINDA: Şu anda bölücü terör örgütü bir kırılma noktasına doğru yol alıyor. Önemli olan bundan nasıl istifade edeceğiz. İyi istifade edebilirsek hakikaten bir kırılma noktasına götürebiliriz. 24 yılda örgüt çok kılma noktasına geldi. Bunlardan istifade edebildik mi? Bazılarında istifade edemedik. Kırılma noktası gerçekleşti mi? Hayır. Kırılma, emir komuta zincirini çökmesi, örgütün parçalanması demek.

Vefa ziyareti

Org. Başbuğ'un göreve geldiğinin hemen ertesinde, Kocaeli Garnizon Komutanı Korg. Mendi'nin Kandıra Cezaevi'nde Ergenekon tutuklusu emekli orgeneralleri ziyareti büyük tartışma konusu oldu. Başbuğ, ziyaretin gerekçesini açıklarken yine "yargıya saygılıyız" mesajı verdi.

* KANDIRA EMRİNİN GEREKÇESİ: Bu iki eski komutanla ilgili henüz iddianame hazırlanmış değil. Ama yapılan ziyaretin şu boyutta görülmesi doğrudur. 1- Uzun yıllar silah arkadaşlığı yapmışız. 50 yıl, yarım asır. 2-Uzun süre onların TSK'ya hizmetleri var. Bunu silemezsiniz. Bu bir vefa borcudur. 3- İnsani boyutta görülmesi gerekir. Bunun dışında başka bir neden aramayın. TSK olarak dün ne isek bugün de aynıyız. Hangi bağlamda? Yargıya olan güvenimiz tam. Aksini düşünmek çok yanlış olur.

* NEDEN TSK ADINA: Korg. Galip Mendi Kocaeli Garnizon Komutanı. Ziyaret tabii ki TSK adına olacaktır. Ziyaretten sonra kendisi ile görüştüm. İki emekli komutan 65 yaş üzerinde. Bunu gözden kaçırmamak lazım. Herkes zor durumda olabilir. Moral desteği vermemizi kimse yadsımamalı. Bu faaliyeti planlarken çok dikkatli davrandığımızı değerlendiriyorum. (Ergenekon sempatizanları cesaretlendi iddiasını ima ederek)

* ERGENEKON'DAKİ ASKERİ BELGELER: Yargı sürecinde bir konu. Yargı süreci devam ettiği noktada detayına ilişkin yorum yapmamız doğru olmaz.

27 Nisan Bildirisi

27 Nisan bildirisi TSK adına ve barış zamanındaki başkomutan olan Genelkurmay Başkanı tarafından yapılmıştır, o konuda yorum yapamayız..

* TSK ÜZERİNDEN SİYASET YAPILMASIN: TSK üzerinden medya dahil hiçbir kurum siyaset yapmasın. TSK'yı kimse kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya kalkışmasın. TSK'yı günlük olayların içine lütfen çekmeyin. Bu konuda hassasız.

* 27 NİSAN BİLDİRİSİNİ YORUMLAMAM: O bildiri TSK adına ve barış zamanındaki başkomutan olan Genelkurmay Başkanı tarafından yapılmıştır, o konuda yorum yapamayız. TSK'da emir komuta birliği vardır. Emir komuta birliği Genelkurmay Başkanı tarafından temsil edilir. Benim o konuyla ilgili bakışım olamaz.

* SERT Mİ DAVRANACAK: TSK'nın ana konulara bakış açısı değişmez. Kim böyle bir şey beklerse çok büyük yanılgı olur. Üslup farkları olabilir. Özellikle göreve atanmadan önce dış basında bazı yorumlar çıktı ama onlar bizi etkilemiyor. Birisi şöyle yazdı diye ona göre kendimizi değiştirmeyiz.

* CEMAAT ANALİZİ: (Genelkurmay'daki devir teslim konuşması anımsatılınca) O konunun (cemaat) bağlantısı sosyal devlet kapsamında idi. Sosyal devlet kavramının tam olarak uygulanamadığı yerlerde insanları toplumlaşmaya itiyorsunuz. Cemaat deyin, toplum deyin, ne derseniz deyin. Bu birleşmenin de temel çıkış noktası ekonomik çıkarlardır. M. Weber'in dediği gibi her türlü faaliyetin altında ekonomik çıkar var. Ekonomik çıkarlar için din devamlı bir amaç olarak kullanılıyor. Sonra ne oluyor? Bu olay eğitim ve siyaset alanına sıçrıyor.

* ÖĞRENCİ VE YURT ÖRNEĞİ: Bu sisteme (cemaat) karşı iseniz o zaman sosyal devleti doğru algılayacaksınız. Sosyal devlet nasıldır? Anayasamızda açık. Ama dozajı nasıl olacak? Bu kanunlara ve siyasetçiye bırakılmış. Başka ilde okuyan fakir çocuk bir yurtta kalacak. Kim sağlayacak bu yurdu? Devlet sağlayacak. Devlet olarak o olanağı verirseniz çocuğu korursunuz.

Dış ilişkiler

* AB SÜRECİNE DESTEK ŞARTLARI: AB ile Türkiye'nin şu andaki ilişkileri için buzdolabı demek yanlış olur ama devam ediyor. TSK çağdaşlığın ve ilericiliğin simgesi olmuştur. Farklı düşüncemiz yok. AB'den beklentimiz Türkiye'ye de diğer ülkelerle eşit davranması. Ama diyoruz ki "Ulus devlet yapımla oynama, üniter devlet yapımı zayıflatma." Bu konuda taleplerde bulunma.

* ABD'YE MESAJ: Türk- ABD ilişkileri kapsamlı ve ilgi alanlarımız çok. Bu ilişkileri bir konuya kilitlemeyelim. Bence kısa vadeli küçük sorunları idare edip, esas uzun dönemli büyük konulara konsantre olmalı.

* GÜRCİSTAN POLİTİKAMIZ DENGELİ: TC devleti Gürcistan olayının başından itibaren bu olayı dengeli götürmüştür, doğrusu da bu. Gürcistan kadar Rusya ile ilişkilerimiz de var. Dengeli götürmemiz en doğrusudur. Bizim için kritik olan BTC boru hattı.

* MONTRÖ UYGULAMASI: Montrö Antlaşması'nı tarafsız uygulamak zorundayız. Uyguluyoruz. Savaş gemilerinin insani amaçlı yardımlar için kullanılması Montrö'de var.

* NATO VE TÜRKİYE: Türkiye'nin NATO ile bağlantısı zayıflayacak yorumları var. Kesinlikle yanlış.

* ERMENİSTAN ZİYARETİ: Sayın Cumhurbaşkanı karar vermiş ve gitmiştir. O konuda yorum yapamayız.

Okan Müderrisoğlu / Sabah

 

 

Bu haber 514 defa okundu.