En Sıcak Konular

Savaşın gözde silahı medya

15 Eylül 2008 16:29 tsi
Savaşın gözde silahı medya 
Türkiye'de yaşanan çıkar savaşları diğer ülkelerde yok...

Kamu denetimi yapan medya, aynı zamanda birbirini de denetlemekte. Bu karşı medya grubunun açığını yakalamak yerine kurallara göre adımı atmasını sağlamak. Ama bu denetim ve kontrol bazen yoldan çıkarak hakaret ve saldırgan bir tutuma dönüşebilmekte. Medya gruplarının zaman zaman birbirlerine karşı yaptıkları hakaret dolu yayınları gözlemiyoruz. Bu yayınlar çok ciddi suçlamaları da kapsamaktadır. Tabii bütün bu kavgalar medya çıkarları için yapılmakta. Yaşanan bu kavgalara, sürtüşmelere medya savaşları da denilmekte. Bu mücadele her medya grubu için var olma savaşıdır. Eskiden küçük bir ilan yüzünden çıkan kavgalar, şimdi dev ihalelerde ve medyanın sahip olduğu şirketlerin çıkarları gibi konularda gündeme gelmekte. Belki bunların tek nedeni Türkiye'de medyanın asıl görevi dışında diğer uğraşlarla meşgul olması. Eskiden bazı basın yayın organlarının medya dışı iş olarak sadece tavuk çiftliği olduğunu göz önüne aldığımızda şu anda karşımıza nasıl bir manzara çıktığını net bir şekilde görebilmekteyiz.

Bütün medya savaşlarının çıkar savaşı olduğunu ifade eden deneyimli gazeteci Orhan Can Türkiye'de yaşanan çıkar savaşlarının bir benzerinin gelişmiş ülkelerde yaşanmasının söz konusu olmadığını söyledi. Can, Türkiye'de medya savaşlarının nedeni olarak şunları gösteriyor: "Batı ülkelerde ya da gelişmiş demokrasilerde medya, görevi dışında başka bir işle uğraşmaz. Uğraştırmazlar. Yasaktır. Başka şirketler kuramazsın. Ancak ona bağlı kitap yayınlayabilirsin, dergi çıkartabilirsin. Bizim gibi gelişmemiş, saldım çayıra mevlam kayıra, ülkelerde ise medya savaşları tamamen çıkar savaşlarıdır. Türkiye'de bu tür savaşlarının olması Türkiye'nin ekonomik ve sosyal yapısıyla da yakından ilgilidir."

İlk medya kavgalarının ilan yüzünden çıktığını anlatan Orhan Can, geçmişte bir gazetenin sigortasız işçi çalıştırmasının diğer basın organlarını nasıl etkilediğini bakın hangi sözlerle anlatıyor: "Bundan 20-30 yıl öncesi. Özellikle Milliyet ve Hürriyet'ten Güneş'e transferler oldu. Güneşin tirajı artmaya başladı. İlan nedeniyle Güneş ile Hürriyet arasında kavga çıktı. Seksenli yıllardan sonraki kavgayı anlatıyorum. İlanlar sinema ve gazino ilanlarıydı. O dönem Hürriyet Gazetesi'nin bütün çalışanı sendikalıydı. Keza Güneş, Cumhuriyet ve Milliyet Gazetesi çalışanları da sendikalıydı. Sonra, o dönemde Sabah, Hürriyet ve Milliyet arasında kavgalar çıkmaya başladı. Sabah kuralsız dövüşüyordu. Sabah çalıştırdığı muhabirlerin yüzde 90'ı sigortasızdı ve açıktan maaş veriyordu ve elbette sendika yoktu... Sabah, sigortasız olduğu için muhabirlerine iki kat fazla maaş veriyordu. Ayrıca Türkiye pazarında yer tutmak için can siperhane ilanlara falan her tarafa dalıyordu. Öbürleri de yaşamak için kendisini savunuyor. Zaman içerisinde de diğer gazeteler de insanları sigortasız çalıştırmak zorunda kaldılar. Sendikaya üye olanları işten attılar.. İnsanlar işten atılmamak için sendikadan istifa ettiler.. Bu da gazeteci arkadaşlar için maalesef bu sektörde, ta bugünlere kadar gelen kötü bir olayın başlangıcı oldu." Mesela, Türkiye'nin gazete alanında Amiral Gemisi sayılan gazetenin sahibi Erol Simavi'nin yıllar önce Pendik'te Pen Otel ve onun arkasındaki Kurtköy'de tavuk çiftliği dışında sektör dışında her hangi bir faaliyeti olmadığını söyleyen Can, şu an için o grubun hemen hemen her alanda faaliyet gösterdiğini söyledi.. Can, medyanın şu anda kuralsız rekabet yüzünden rakipleriyle rekabet edebilmek için her sektöre girdiğini ve ayakta kalmak için çeşitli hileli yollara başvurduğunu söyledi.

Orhan Can, "Emlak sektörüne giren medya ev satmak için yayınlarında fay hattının yerini gazete sayfalarında değiştiriyordu. Yayanladıkları haritalar üzerine yaptıkları grafiklerde fay hattını başka bir yere taşıyorlardı ya da fay hattını görmemezlikten geliyorlardı." diyor.

Son zamanlarda da yaşan D-smart, Digiturk kavgasının bir benzeri geçmişte yaşanmıştı. O dönem CINE5 Türkiye 1. ligi maçlarının naklen yayın haklarını satın almıştı. Erol Aksoy'un o dönem başına gelen olayı gazeteci Orhan Can şöyle anlatıyor: "Cine 5'te maçların yayınladığı dönem bir gün Reha Muhtar, ben ve Erol Aksoy Reha Muhtar'ın odasında oturuyoruz. O arada Erol Aksoy'un telefonu çaldı. Erol Bey, 'benim bir tane Cine 5'im var, kimseye veremem, siz bunu nasıl söylersiniz, sizin yanınızda ben kimin olduğunu biliyorum' dedi kapattı. Erol Aksoy'un konuştuğu, dönemin başbakanıydı. O sırada 2 büyük medya grubu birleşmiş Cine 5'e, Erol Aksoy'a saldırıyor. Büyük futbol kulüplerini de bağlamışlar. Büyük kulüpleri Cine 5'ten çıkartarak maçlarını kendileri yayınlamak istiyorlar... Yine o dönem 12-15 milyon dolar arasında parayı büyük kulüplere dağıtmışlar. Dönemin başbakanı bir medya patronuna telefon açıyor ve diyor ki "bu savaşı durduruyorum. Cine 5'in yüzde bilmem kaçı senin, yüzde bilmem kaçı şunun, yüzde bilmem kaçı şunun olacak." Tabii Erol Aksoy kabul etmeyince ertesin gün Erol Aksoy için yok altın kaçakçısıydı, yok Latin Amerika'dan bilmem nerelerden para transfer ediyor diye yayın yapmaya başladılar. Dönemin medyası böyle bir medyaydı. Böyle kirli çıkar şavaşı peşindeydi o yıllarda..."

D-Smart-Digiturk, Turkcell ve POAŞ savaşları

Gazeteci Orhan Can'ın da sözü ettiği medya savaşları hala devam ediyor. D-smart, Digiturk rekabeti, Turkcell ve POAŞ vergi olayı medya grupları arasında yaşanan son medya savaşları olarak akıllarda kaldı. Piyasaya yeni çıkan D-Smart, pazardan pay almak için rakibi Digiturk'le rekabete girdi. Bu rekabet sırasında Doğan Grubu'nun hükümete yönelik yaptığı ciddi eleştiriler tepki çekmişti. Basında, Doğan Grubu'nun D-Smart'ın lig maçlarının naklen yayın haklarını alması için hükümete baskı yaptığını yönünde yorumlara ve eleştirilere yer verilmişti.

DIGITÜRK'le, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) arasında imzalanan ve 2010 yılı sezon sonuna kadar geçerli olan Türkiye Süper Lig Televizyon Yayın Hakları Sözleşmesi ile ilgili D-Smart'ın, hukuki ve fiili hiçbir dayanağı olmayan ‘İhale bedelinin gerçeğinden daha az olduğu' yolundaki açıklamaları sonucu Digiturk yargıya başvurmuştu. Bu rekabet izleyiciyi de etkilemekte. Anderlecht-F.Bahçe maçını yayınlayacağını iddia ederek reklam yapan D-Smart, o dönem Digiturk'ü kızdırmıştı. Maçın TRT'de de yayınlanacağının açıklanması üzerine Digiturk harekete geçti. TRT1'in dışında maçı Kanal D veya Star'ın yayınlaması bekleniyordu. Ancak Digiturk yönetimi, "maçı yayınlayacağız" diye reklam yapan D-Smart'ın tüketiciyi aldattığını iddia etti.

Aydın Doğan'a ait Doğan Medya Grubu'na bağlı gazeteler ile Mehmet Emin Karamehmet'in sahibi olduğu Çukurova Grubu'na bağlı basın kuruluşları arasında kızışan kavga manşetlere kadar taşarken, kavganın asıl nedeninin reklam pastasından pay kapma yarışı olduğu ifade ediliyor. Turkcell'in Doğan Grubu'na reklam ambargosu uygulamasının kavgayı kızıştırdığı belirtilirken, Çukurova Grubu, Turkcell reklamını vermedikleri için iki taraf arasında gerginlik yaşandığını doğruladı. Doğan Grubu'nun amiral gemisi Hürriyet Gazetesi'nde "Karamehmet, Show TV'nin kayıtlarını kendine saklıyor", "Karamehmet'in Aksoy'u Show'dan silme planı Yargıtay'dan döndü, "Aksoy, Karamehmet'e 'çaktırmadan Show'u satıyorsun' davası açıyor" şeklinde ard arda haberler çıkmasının ardından, başta Akşam olmak üzere Çukurova Grubu'na bağlı gazeteler, Aydın Doğan ile Erol Aksoy arasında geçmişte yaşanan kavgaları ön plana çıkartan, "Şer İttifakı", "Doğan'ın yalan rüzgarları dinmiyor" manşetleri ile karşılık vermişti.

Peki tüm bunların ışığında bu, son savaş mı? Bu son çekişme son rekabet mi? Hayır değil. Bundan sonra da medya savaşları yaşanmaya devam edecektir hiç kuşkusuz.

Cihan



Bu haber 625 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,399 µs