En Sıcak Konular

Kod-864: İşte AKP’nin Köşk planı!

0 0 0000 00:00 tsi
Kod-864: İşte AKP’nin Köşk planı! AKP’nin “seçilmişler yüksek heyeti”, 2007 Cumhurbaşkanlığı Seçimi için çok ayaklı planını başlattı. İlk ama küçük adımı AKP kongresinde sonuçlanan plan, çok yönlü manevralar içeriyor... Teknik ve pratik maddelere dökülen zihin planına ha

Başbakan Erdoğan’ın Köşk’e çıkıp çıkmayacağına ilişkin bol gerilimli tartışmalar, adaylığını açıklayacağı güne göre aslında çok daha yavan! Zira AKP’nin “en üst yönetimi”-ki buna Erdoğan sırdaşları demek daha doğru olur-Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin plan yaparken bu ön beklentiyi temel alıyorlar.

Bir diğer deyişle, partinin gelecek tasarımcılarına göre “gerilim olacak ve bundan kurtuluş yok.” İşte planın hallice bölümü bu yüksek ısının etrafında soğuk su döndürme projeksiyonuna dayanıyor.

Pazar günü yapılan AKP kongresi birçok politik uzman tarafından Köşk’e giden yolun ilk adımı olarak nitelense de-ki bu çok da yanlış sayılmaz-aslında planın “teknik” aşamalarının ilkiydi. Parti tabanının “hukuksal” zemini mümkün olduğunca “sorun çıkartamaz” hale getirildi ve Başbakan’dan boşalacak koltuğu “herkesin” aday olma ihtimali engellendi.

Kongre’de hayata geçirilen iki madde üzerinde durmak yeterli. Bunların üstünde analizler hakkından fazlasına isabet ediyor. Birinci yüzde 20’lik baraj getirilerek, Erdoğan’dan doğan boşluğu iyi kullanabilecek adayların önü kesildi. Şu anki delegasyonun hakim yapısı zaten Erdoğan’a bağlı olduğundan “sürpriz adayların” bu beşte birlik oranı yakalamaları oldukça zor.

Genel kanı bu oranın en güçlü aday Abdullah Gül’ün önünü temizleme operasyonu şeklinde tezahür etti ama yapısı itibariyle asıl yapılan yeni adayların önünü tıkamak! Bunlardan biri de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek. Gökçek, son derece sakin çalışan bir isim ama özellikle AKP’nin taşra örgütleri üzerinde denemelerde bulunduğu, bunların bir kısmında da etkin olduğu biliniyor.

Gökçek’in tavrını en açık gösteren gelişme olarak, Kongre’de herhangi bir çıkış yapmaktan imtina etmesi. Fakat AKP’nin son anketi Gökçek’in Ankara’dan uzak yerlerde de popülerliğini artırdığını söylüyor!

İkinci değişiklik ise AKP il ve ilçe teşkilatlarındaki erkin bir kısmını törpülemek. Zira büyük kongreye giden süreçte görüldü ki AKP teşkilatları “kendi demokrasilerini” uygulamak konusunda heveskar olabiliyorlar ve bu heves zaman zaman Genel Merkez’in tercihini aşıyor. Çok çekişmeli hatta kavgalı geçen il-ilçe seçimleri bunun iyi örneklerinden.

AKP tüzüğü, görevden alınan teşkilatların yerine yeni seçim öngörüyordu. Bu değiştirildi ve “genel merkez yenisini atar” dendi. Böylece iktidar-biraz gayr-ı demokratik-olsa da kesin olarak Ankara’ya çekildi.

Bunlar planın aslında oldukça basit teknik adımlarıydı. Kolaylıkla yapıldı ve Kongre’den istenen fazlasıyla elde edildi. Bundan sonra planın nasıl işleyeceğine gelince. AKP kurmayları gelişimi “Rolling start” kelimesiyle açıklıyor. Bu Amerikan terminolojisine ait bir tanımlama ama politik değil, askeri!

Son Irak savaşında ABD komuta heyetinin geliştirdiği bir muharebe konsepti olan bu kavramın net Türkçe karşılığı bulunmuyor. Ancak açıklanabilir. “Yavaş yavaş gelişme veya adım adım başlama, sonuca ulaşma”. Neden böyle bir deyimin seçildiğine gelince.

Bir kere kavram “danışmanlardan” çıkmış. Erdoğan’ın kurmayları Cumhurbaşkanlığı sürecinin sancılı olacağının farkında. Bunun için planın en temel argümanı “serinkanlılığı korumaya” dayanıyor. Seçime kadar geçecek süre boyunca toplumun ve devletin hiçbir kesimi ile çekişmeye girmemek ana prensip. Bu ilke kayıtsız-şartsız uygulanacak.

İkinci aşama toplumun nabzını iyi tutmak. AKP, seçildiği günden beri hem sistematik olaratk (ayda bir) hem de toplumu etkileyen olaylardan sonra anket yaptıran tek parti. Bunu oldukça önemsiyorlar. Bu anketlere göre Başbakan olarak Erdoğan’ın kredibilitesi hala yüksek. Özellikle diğer liderlere kıyasla. Ancak Cumhurbaşkanlığı makamı için gelen rakamlar aynı sevindirici unsurları taşımıyor.

Bundan sonra bu denge sağlanmaya çalışılacak. Yani kamuoyunun Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan’ı neden istemediklerini gösteren maddeleri eritilmeye çalışılacak. AKP, özellikle kırsal alan hem partinin hem de liderinin diğer bölgelere nazaran daha mütevazı destek bulduğu kanısında. Anketler de bunu doğruluyor. Kaldı ki Karadeniz’de durum Fındık fiyatları yüzünden iyice tatsızlaşmış gibi.

İşte tüm açılımların çözümü olarak bir yeni, daha doğrusu iki yeni uygulama geliyor. KÖYDES ve BELDES! Bu projelerle köy ve beldelere 2007 yılı boyunca büyük kaynak aktarılacak. Ve genel seçimlere değin sürdürülecek. Bu uygulamanın Erdoğan’ın hem lider olarak hem de Cumhurbaşkanlığı adayı olarak popülaritesini artıracağına inanılıyor.

Ancak iş kamuoyuyla bitmiyor. Parti içinde de bir takım sıkıntılar bekleniyor. Bunların başında parti içinde konumu güçlü olan kişiliklerin desteğini almak, Cumhurbaşkanlığı konusunda rızalarını almak da var. Örneğin Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener bu isimlerden. 

Bunlar sadece örnek ve AKP Meclis gurubu içinde Erdoğan’ın adaylığının iyi fikir olmayacağını düşünenler de var. Bunların bir kısmı Köşk’e çıkışın AKP’nin geleceğini ve birliğini tehdit edeceğine inanırken bir kısmı da AKP’nin bu gerginliğe ihtiyacı olmadığını, 2007’deki genel seçimleri de nasıl olsa kazanacaklarını dillendiriyor. Bu munis itirazlar Erdoğan tarafından pek istenmiyor. Eğer aday olursa zaten çekişmeli bir süreç başlayacağından, kendisini Köşk’e gönderecek milletvekillerinin topyekun arkasında durmasını arzu ediyor. Doğrusu da bu! Aksi halde, yani TBMM AKP grubunun çatlaması ihtimali-şu an böyle bir olasılık çok zayıfsa da-başa gelebilecek en tatsız iş olarak görülüyor.

Yani planın bir aşaması da parti ileri gelenlerini ve milletvekillerini birlik halinde tutmak. Bu tam saha presi sağlam zor değil. Daha öncede yapıldı ve başarılı olundu. Fakat mesele şu ki, Cumhurbaşkanlığı seçimleri genel seçimlerden önce! Yani milletvekilleri yeniden seçilebilmek için yoğun güven hissine muhtaçlar. Bu halde milletvekili adaylarını kimin seçeceğini tam olarak bilmeleri gerekiyor. Erdoğan mı Gül mü?

Dezavantaj gibi görünse de bu hal Erdoğan ve kurmayları için aslında bir avantaj. Erdoğan, Başbakan olarak kendi istediği ismi seçtirmek istediğinden, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce grubuna ne yapılması gerektiğini “milletvekili kozunu”da-eğer gerek olursa-kullanabilecek. Abdullah Gül’ün bu duruma bir itirazı olmayacağı anlaşılıyor.

Gül elbette genel seçimlerde kendi adaylarını da TBMM’ye sokacak ama bu baştan başa bir yenilik kesinlikle olmayacak. Erdoğan’a Köşk yolunda destek vermek istemeyen milletvekilleri olursa da, genel seçimler de iyi bir “sıra” elde etmeleri zorlaşacak.

Bu genel hatlara rağmen planın en kritik noktası ise şu... Erdoğan ve kurmaylarının Köşk’e yönelişi “kesin” değil. Plan, sürecin herhangi bir noktasında “geri dönüş” öngörüyor. Bunun için mümkün olan son ana kadar-ki bu adaylık için gerekli hukuki sürecin başlama tarihi-adaylık açıklanmayacak.

Bunun kıstasları da şimdiden belirlenmiş durumda. Eğer son anketler AKP’nin oy oranlarını şu anki seviyede veya üstünde göstermeye devam ederse (%26-27), kamuoyunun Köşk meselesine tepkisi ılımlı bir hal alırsa veya en azından şu anki seviyesinde kalırsa, devlet kurumları (!) içinden ve TBMM işi ve dışı politik odaklardan gelen reaksiyon tolerans boyutlarını aşmazsa, tüm bunlardan etkilenmesi olası ekonomik göstergeler sabit kalırsa ve elbette AKP içi dengeler oynamazsa, Tayyip Erdoğan’ın adaylık süreci işlemeye devam edecek.

Aksi halde ilk söylenen söz yeniden gündeme taşınacak. “TBMM içinden birisi Köşk’e çıkacak.” Ama kim derseniz. iyibilgi olarak bunun da özel bilgisini şimdiden söyleyelim. Erdoğan olmazsa muhtemelen bir “takas” söz konusu olacak!



Bu haber 205 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,796 µs