En Sıcak Konular

Çocuğu boğulan anneye 6 yıl hapis verilmeli mi?

13 Eylül 2008 09:10 tsi
Adana’da Seyhan Baraj Gölü’nde boğularak ölen 9 yaşındaki çocuğun annesine, ölümünde ihmali olduğu gerekçesiyle 6 yıl hapis istemiyle dava açılmasına hukukçulardan farklı görüşler geldi.

Geçtiğimiz Seyhan Baraj Gölü’nde boğulan ilköğretim 2’nci sınıf öğrencisi 9 yaşındaki Mehmet Körümdük’e özenle bakmadığı iddiasıyla anne 38 yaşındaki Raziye Körümdük hakkında 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Hukuk tarihinde nadir açılan davalardan biri kabul edilen davanın iddianamesinde şu ifadeler yer alıyordu: “Şüpheli, oğlu olan Mehmet’i evinin önünde oynarken bırakıp alışveriş için evinden ayrıldığı, evine döndüğünde onu bulamaması üzerine yapılan araştırmalar sırasında oğlunun Seyhan Baraj Gölü’nde boğularak öldüğü, şüphelinin oğluna gerekli özenle bakmaması nedeniyle belirtilen suçu işlediği anlaşılmıştır.” Körümdük çocuğunun acısını yaşarken, ‘Taksirle ölüme neden olmak’ suçundan hakkında 6 yıl hapis istendiğini duyunca yıkıldı. Önümüzdeki günlerde tutuksuz yargılanacak olan iki çocuk annesi Raziye Körümdük, “Eşim Irak’ta çalışıyor. Ben de mecburen evi geçindirmek için çalışıyorum. Evimizin inşaatı için kardeşimle malzeme almaya gitmiştik. Oğlum evin önünde kuzeniyle oynuyordu. Uzaklara gitmezdi. Kendisini yalnız bırakmış değilim. Hangi anne oğlunun ölümünü ister?” dedi. 
“Davayı açan savcıyı kutlamak gerekir” diyen Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Türkay Asma, Konya’daki Kur’an kursundaki patlama ölen aileler hakkında da dava açılması gerektiğini söyledi. Adana Barosu Başkanı İbrahim Gazioğlu’na göre ise “Annenin kusuru var, savcı da dava açmakta haklı” ama yine de anneye ceza verilmeyebilir. “Bu dava önüme gelse, ‘annenin alışverişe gitmesiyle çocuğun gölette boğulması arasında nedensellik bağı yoktur’ diye rapor vereceğini belirten Ceza Hukuku Doçenti Dr. Ümit Kocasakal’a göre çocuğun yaşının 9 olması da kararda önemli rol oynuyor.

Avukat Türkay Asma (Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı):
O ANNE CEZA ALIR
Davayla ilgili olarak önce çocuk yüzme biliyor muydu, bilmiyor muydu? Anne onu güvenli bir yere teslim etti mi etmedi mi? Bunlar cezayı artıran ya da azaltan nedenler. Rastgele yolladıysa hiçbir kontrol mekanizması işletmediyse anne ağır cezalar alabilir. Ama her türlü güvenliği aldıysa buna rağmen kurtaramadıysa o zaman ceza almaz. Olayda anne çocuğunu alışverişe götürebilirdi. Dolayısıyla annenin ihmali var. Bunun ağırlığını mahkemeler, araştırmalar, keşifler, bilirkişi kurulları belirleyecek. Dosyanın tüm ayrıntılarını bilmiyoruz ama o anne ceza alır.

KONYA’DAKİ AİLELER DE SUÇ İŞLEMİŞTİR
Bu davayı açan savcıyı da kutlamak gerekir. Çocuklarımızın yaşam hakkını korumalıyız. Kimsenin aklına gelmedi ama biz çocuk hakları savunucularının aklına geldi. Örneğin; Konya’da Kur’an kursu yıkıldı, 18 çocuk öldü. Babalar ölen çocuklar için, “Onlar cennete gitti” dedi. Bence o anne babalar hakkında bile dava açılmalıydı. Orayı kontrol etmelilerdi. Oranın çocuklarının sağlığını, geleceğini güvence altına alacak bir kurum olup olmadığını, gerçekten iyi bir eğitim verilip verilmeyeceğini araştırmalılardı. Sırf ceza verilmesin diye çocuklara “Ben orada İngilizce dersi aldım” dedirten aile de suç işlemiştir.

“KAZAYLA ÖLDÜ, SORUMLU DEĞİLİM” DENİLEMEZ
Bu tür olaylar için yine 2005 yılında TCK’da yapılan değişiklikle ihbar hükümlülüğü de getirildi. Gerek şiddet uygulayan, gerek bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen anne baba için savcılıklara suç duyurusunda bulunmaları önerildi. 
Mehmet Körümdük 9 yaşındaydı.

Artık insanlar çocuklarına sahip çıkmayı öğrenmeliler. Yaşam hakkı her şeyin üstünde bir hak. Bu hakkı kim koruyacak? Önce elbetteki anne baba koruyacak. Anne babanın “Kaza oldu, öldü, ben sorumlu değilim” diyememesi gerekir. 2005 yılında TCK 97. maddede yapılan değişiklikle yaşı ve hastalığı dolayısıyla kendisini idare edemeyecek durumda olan kişilerin yükümlülüğü anne babaya bırakıldı. Onlar bu yükümlülüğü yerine getirmezlerse çocuğun ölümüne ya da çocuğun herhangi bir nedenle yaşamını tehlikeye düşmesine sebebiyet verirlerse cezalandırılması kuralları getirildi. Çocuklarımıza sahip çıkmak zorundayız. Eğer o çocuk yüzme bilmiyorsa, orada tek başına kalcaksa o çocuğu koruma görevi önce anne babaya aittir. Anne ve baba bu yükümlülüğünü yerine getirmelidir.

Türk Ceza Kanunu’nun, “Koruma, Gözetim, Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün İhlâli” ve “Terk” başlığını taşıyan maddesi şöyle:
Madde 97 - (1) Yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan bir kimseyi kendi hâline terk eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Terk dolayısıyla mağdur bir hastalığa yakalanmış, yaralanmış veya ölmüşse, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine göre cezaya hükmolunur.

İbrahim Gazioğlu (Adana Barosu Başkanı):
CEZA VERİLMEMELİ
Bu dava Türk Ceza Kanunu’nun 85/1 maddesine göre taksirle ölüme neden olmaktan açılmış. Burada önemli bir madde daha var: Türk Ceza Kanunu’nun 22. maddesi 6. fıkrası “Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevî durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez” der. Savcı bu maddeden de istemiş olabilir. Bu tür davalarda genellikle böyle yapıyorlar. Bu madde uygulanırsa ceza verilmemesi lazım. Tabii ki mahkemenin takdirine kalmış.

ANNENİN KUSURU VAR AMA...
Davanın taksirle ölüme neden olmaktan açılması doğru. Annenin burada bir kusuru var, bu bir gerçek. Savcı da dava açmakta haklı. Annenin 9 yaşındaki çocuğunu bırakmaması gerekiyordu. Bundan dolayıda zaten çok büyük bir elem ıstırap içerisinde; evladını kaybediyor insan. T.C.K’nın 22. maddesinin 6. fıkrası uygulanırsa o zaman ceza verilmeyeceği kanısındayım. Tabii ki bu yargılama neticesinde belli olacak.

Doç. Dr. Ümit Kocasakal (Galatasaray Üni. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi):
ÇOCUĞUN YAŞI DA ÖNEMLİ
Yargıtay’ımızın bu olaya benzer bir kararı var. Bir köy yerinde ocakta yemek pişirirken o sırada başı boş kalan çocuğun kuyuya düşerek ölmesi şeklinde gelişen olayda Yargıtay uygun bir nedensellik bağı görmedi. Benim kanaatim, bu çerçevede annenin sadece ve sadece çocuğu evin önünde bırakmasıyla ve çocuğun baraj gölünde boğulup ölmesi arasında uygun nedensellik bağı yok.

Çocuğun yaşı da çok önemli. Çocuğun idraki az çok belli bir noktaya gelmiş. Bu açıdan da çocuğun yaşını da dikkate aldığınızda arada uygun nedensellik bağı yok diye düşünürüm. Bu dava önüme gelse, “nedensellik bağı yoktur” diye rapor verirdim.

BİLİRKİŞİ RAPORU ÖNEMLİ
Bu tür olaylarda genellikle bilirkişiye gidiyor. Bilirkişinin raporu önemli; eğer taksir var derse... Yeni kanunda taksir-bilinçli taksir farkı var. Aradaki fark şu; bilinçli taksirde kişi öngörmesi gereken neticeyi, dikkat ve özeni göstermemesi sebebiyle ve öngeremediği için sorumlu tutuluyor. “Sen belli bir dikkati gösterseydin, öngörebilseydin, gerekli özeni gösterirdin ama öngöremedin”. Bilinçli taksir, öngörmesine rağmen gerekli özeni göstermemesidir. Burada bilinçli taksir çok zor. Dolayısıyla bir sorumluluk kabul edilirse taksirden dolayı olacaktır. Taksirli suçların özelliği de şu; mahkumiyet halinde süresi ne olursa olsun adli para cezasına çevrilmesi mümkün. Bilinçli taksirde bu yol kapatılıyor belli bir sınırdan sonra.

ntv



Bu haber 754 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,246 µs