En Sıcak Konular

Niçin tepişip duruyoruz?

0 0 0000 00:00 tsi


Biz ‘siyaset’ diyoruz ama, Türkiye’deki kavganın siyasetle ilgisi yok. Klasik ‘ilerici-gerici kavgası’ da değil bu!

Ne?

İmtiyazlılar kastıyla, o kasta direnen ya da o kast içinde yer almaya çalışan ve siyaseten, iktisaden dışlanmış yığınların kavgası. Daha doğru bir ifadeyle, tepişmesi...

Bazıları ‘kent kültürü’yle ‘köy kültürü’nün, bazıları doğuyla batının, eh bazıları da ‘ileri’yi temsil eden güçlerle ‘geri’de direnen yığınların kavgası şeklinde formüle ediyor.

Fark etmez... Hepsi aynı kapıya çıkar.

Muhtemelen Emre Kongar da ‘Feodallerle, feodaliteyi ortadan kaldırmaya çalışanların kavgası’ diyecektir bizi güldürmek için.

Bu arada, her akşam izliyoruz ve çok gülüyoruz. Niçin mi gülüyoruz? Bilmiyorum, üzerime gelmeyin.

HHH

Denilebilir ki, Türkiye gibi, farklı kültürel-etnik özellikler gösteren, türlü karşıtlıkların kesişme noktasında bulunan bir ülkede böyle bir çatışma doğaldır ve kaçınılmazdır.

Doğrudur.

Kültür de, uygarlık da, zenginlik de, demokrasi de, (böyle bir şeye inanıyorsak şayet) ‘ilerleme’ de bu çatışmadan doğar.

Fakat Türk entelijansiyasına bakılırsa, cennet vatandaki tepişme, ‘dönüşebilir’, ‘demokrasiye evrilebilir’ bir çatışma değil. Çünkü, kavgada taraflardan birini ‘Nesli giderek tükenmekte olan ve bir bakıma Beyaz Türkler olarak anılabilecek olan iyi giyimli, aydın, orta gelir grubundan, onurlu, Atatürk’e inançlı bir zümre’ oluşturuyor.

Yani, imtiyazlılar.

Bir ara ‘Euro-Türk’ tesmiye olunuyordu.

Sonra isimlerinin önündeki ‘Euro’ takısını atıp, ‘Çılgın’ sıfatını ekleyiverdiler. İyi de oldu. Böylece kendisini ‘imtiyazlılar’ kastına dahil edenlerin çağdaşlık, ilerleme, demokrasi gibi bir dertleri bulunmadığı ortaya çıkmış oldu.

HHH

Ertuğrul Özkök, geçenlerde, dışlanmış yığınların, yani ‘öteki’ kategorisine sokulan kara kalabalıkların siyaset sahnesinde yer almasıyla birlikte, Türkiye’de belli bir ‘yaşam tarzı’nın tehdit altına girdiğini yazıyordu.

Bir başka cin fikirli yazar da, 28 Şubat’ta ‘sopa tehdidiyle’ iktidardan uzaklaştırılan unsurların siyaset sahnesinde yeniden etkin olmaya başladıklarını, dolayısıyla ‘iyi giyimli, aydın, orta gelir grubundan, onurlu, Atatürk’e inançlı zümre’nin, bu mujik ve narodnik kalabalığa karşı devletin yanında saf tutması gerektiğini öğütlüyordu.

Demek ki ‘onursuzlar’ı iktidardan men etmenin yolu, ‘onurlular’ın destekleyeceği darbeden geçiyor.

Şunu söylemeye çalışıyorum.

Bizim ‘siyasal kavga’ zannettiğimiz şey, aslında ‘sınıf çatışması.’

Daha sert, hatta ‘kanlı’ geçmesi beklenebilecek bu çatışmayı, daha uygun enstrümanlar bulamadığımız için, şimdilik belli semboller üzerinden yürütüyoruz. Bütün o ‘laiklik’ ve ‘kamusal alan’ tartışmaları biraz da bu amaca hizmet ediyor.

İyi mi oluyor?

Bence iyi oluyor.

Bu çatışmadan ‘ortak akıl’ ve ‘birada yaşama kültürü’ üretebilirsek, daha da iyi olacak.



Bu haber 240 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,581 µs