Bu proje Doğan’ı aşar | " /> Bu proje Doğan’ı aşar | "/>

En Sıcak Konular

Tuzak: Bu proje Doğan’ı aşar

9 Eylül 2008 16:17 tsi
Tuzak: Bu proje Doğan’ı aşar Aydın Doğan ile Erdoğan’ın Cumartesi patlak veren kavgası ile ilgili iyibilgi’nin kulağına gelen iddialar pek hoş değil. Gerilimin tarafları görüldüğü gibi hiç değil… Bu haberde yer alan iddiaları duyduk ve sizden uzak tutamazdık. Dikkat

Türkiye haftaya yepyeni bir tartışma ile girdi. Taraflardan birisi Aydın Doğan diğeri Başbakan Erdoğan olunca ve kılıçlar bu kavgada açıkça çekilince reytingi yüksek bir gerilim yeni haftanın gündemi oldu.

Cumartesi günü Başbakan Erdoğan’ın sert açıklamalarıyla başlayan süreç Doğan’ın verdiği yanıtlar ve Başbakan Erdoğan’ın gittikçe sertleşen üslubuyla devam ediyor. Konumunu güçlü tutan Erdoğan Doğan’a ‘haberlerin nedenini açıkla, yoksa ben açıklarım’ diyor.

Türkiye uzlaşmamış mıydı?

Halbuki AK Parti ile ilgili kapatmama kararı çıktıktan sonra, Türkiye’de bir yılın alışkanlıkları geride bırakılmaya başlamıştı. Özellikle Doğan Grubu’nun amiral gemisi Hürriyet’ten ‘uzlaşma’ mesajları geliyordu. Ertuğrul Özkök’ün Başbakan Erdoğan’ı ziyareti ve yaptığı röportaj uzatılan bir el olarak algılanmıştı. Özkök bunu söylüyordu. Cevap da yine aynı gün Erdoğan’ın görüşmeye çağırdığı Zaman gazetesinden geliyordu: Hürriyet’in uzattığı eli tutuyoruz…

Türkiye’de uzlaşan sadece basın ya da hükümet değildi. Kapatmama kararı ülkenin normalleşmesi için önemli bir milat oldu. Yargıdan Türk Silahlı Kuvvetlerine, üniversitelerden sendikalara, toplumun tüm dinamik ve kesimlerine uzlaşı iklimi yayılmaya başladı. Herkes bir diğeriyle çekişmektense kendi gündemine odaklanmaya başladı. Tabii hükümet de bu uzlaşı ikliminden faydalanarak enerjisini dış politikaya harcamaya başladı. Kafkaslarda patlak veren savaşta izlenen politika, ABD-İran geriliminde arabuluculuk iddiları ya da Şam’da gerçekleşen ve Erdoğan’ın Sarkozy’nin methine ‘mazhar olduğu’ zirve ya da Gül’ün Erivan ziyareti bu iklimin ürünüydü. İç tartışmalarından sıyrılan Türkiye yeniden bölgesine bakmaya başlamış, Ankara yeniden dünya gazetelerinin ‘dışpolitika’ sayfalarındaki yerini almıştı.

Doğan neden harekete geçti?

İşte bu şartlar altında üç buçuk aydır çekmecede tutulan bir dosya masanın üstüne kondu. Almanya’daki Deniz Feneri derneği ile ilgili dava Türkiye’nin gündemine taşındı. Doğan grubuna ait gazeteler manşetlerini bu davaya ayırmaya ve Başbakan Erdoğan’ı bu soruşturma ile ilintilendirmeye başladı. Erdoğan’ı kızdıran da zaten bu oldu. Başbakan ‘hem bana uzlaşma için elçi gönderiyorsun hem de iftira atıyorsun’ diyor. Yani Doğan grubundaki keskin politika değişikliğine işaret ediyor.

Bu anlattıklarımızdan elbette Almanya’daki Deniz Feneri derneği ile ilgili yapılan haberleri ya da manşetlerin haklılığını sorguladığımız çıkarılmamalı. Bu bir mahkeme süreci ve yolsuzluk yapan, fakir fukaranın hakkına dokunan cezasını çekecektir. Bu adli, ahlaki ve vicdani bir mesele… Ancak biz bir adım öne çıkıyor ve neden bu gerilimin yaşandığını sorguluyoruz. Bahsettiğimiz konu Aydın Doğan’a bir günde Hilton’a verdiği parayı borsada kaybettirecek kadar tehlikeli bir konu. Emin Çölaşan’ın iddialarına bakarsak daha önce ‘fazla kayıp yaşamamak için’ hükümetle anlaşabilen Doğan Grubu neden bu kez anlaşmama yolunu tercih etti? Böylesine para kaybettirecek bir çatışmaya neden girdi? Üstelik kapatmama kararından sonra dengelerin yeniden kurulduğu bir atmosferde belki de yalnız kalacağını bilerek? Medyada yeni yapılanmalara gidilirken, Karamehmet grubu ile Ciner grubu doğacak bir boşluğa yayılmak için beklerken, Doğan’ın kendisine darbe vuran bu girişimi neden başlattığı çok önemli bir soru işareti. Daha önce ‘uzlaşan’ Doğan neden şimdi kılıcını kınından çekti? Bunu isteyerek mi yaptı, yoksa buna zorlandı mı? Aile fertlerine ‘ya her şeyimizi kaybedersek’ sorusunu sorduran böylesine riskli bir adım neden atıldı?

Bu oyun Doğan’ı aşıyor mu?

Belki de bu proje Doğan grubunu aşıyordur. Belki de bu uluslar arası bir tepkidir ve Doğan grubu bu tepkinin içine çekilmiştir. Çünkü Doğan grubunun yurtdışında önemli ortaklıkları bulunuyor. Özellikle Almanya’da…

Şöyle açıklayalım: iyibilgi’nin kulağına gelen iddialar pek hoş değil. Kulaktan kulağa fısıldanan bir iddiaya göre Türkiye’nin bölgedeki hareketlenmeleri gelişmelerin dışında kalan bir ülkeyi fena halde kızdırıyor. Bir ülkenin hesaplarıyla Türkiye’nin hesapları örtüşmüyor. Rusya sözkonusu olduğunda konuşması gereken ilk ülkelerden birisi Almanya… Ancak Berlin Kafkaslarda savaş patlak verince sessizliği tercih ediyor. Sarkozy AB Dönem Başkanı adına ziyaretlerini gerçekleştiriyor ancak Moskova’da da Şam’da da onun varlığı hissediliyor. Açıkçası AB Rusya’ya nasıl yanıt verileceği konusunda kafa karışıklığı yaşıyor. Bu kafa karışıklığı ABD’nin Irak’a saldırısı öncesinde yaşanan ayrışma ve kafa karışıklığına benzemeye başlıyor. Aslında uzun bir süredir Almanya ile Fransa’nın yolları birbirinden ayrılıyor.

Almanya’nın ne yapmak istediği soru işareti. Berlin’in Rusya ile güçlü ilişkileri ve Moskova’ya enerji konusunda bağımlılığı bulunuyor. Berlin Kafkasya konusunda ya da Orta Doğu konusunda tam olarak ne söylüyor, bu belirsizliğini sürdürüyor.

İddia o ki Türkiye ile Almanya’nın da çıkarları bölgesel anlamda örtüşmüyor. Berlin Ankara’nın aktif politikasından rahatsız ve bir şekilde Türkiye’nin içine kapanmasını diliyor. İşte fırtına bu noktada kopuyor… Kimi uluslar arası ilişkiler uzmanlarının Türkiye’nin gündemini belirleyen iç tartışmalara yaklaşımı böyle.

iyibilgi.com



Bu haber 4,794 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,097 µs