Ortadoğu'da füze savaşları

8 Eylül 2008 14:49 tsi
Silah uzmanı ve startejist Aydın Çetiner ile İsrail'den sonra İran'ın da nükleer kapasitesini ve füzelerini konuşuldu. Bakın neler söyledi

İran'ın dünya gündeminden düşmeyen nükleer çalışmaları hakkında bilinmeyen gerçekleri uluslararası silah trafiği konularında tecrübeli silah uzmanı Aydın Çetiner ortaya koydu.

Stratejist ve Silah Uzmanı Aydın Çetiner, tüm dünyanın dikkatlerinin üzerine odaklandığı İran nükleer çalışmaları hakkında şu ana kadar bilinmeyen önemli detayları açıkladı.

İran ve tartışmalı nükleer çalışmalarını Dünya Bülteni'ne değerlendiren Silah Uzmanı Çetiner, İran'ın şu anda elinde bulunan nükleer kapasitelerin ABD ve Batı kaynaklı olduğunu söyledi.

Çetiner, İran'ın Şah rejimi döneminde nükleer silah geliştirme konusunda ABD ve Batılı ülkelerden destek aldığını belirterek "İran'ın nükleer programı, Şah rejimi döneminde, Amerikan ve Avrupalı ülkelerin, Şahlık rejimini desteklemeleriyle başlamış faaliyetlerden oluşuyor" dedi.

"Yani İran'ın da nükleer programının da temel kaynağında Batı var" diyen Çetiner, nükleer çalışmaların bundan sonraki aşamada geçirdiği evreleri anlattı.

Burada yürütülen çalışmaların Şahlık rejiminin yıkılmasıyla birlikte durduğunu vurgulayan Çetiner, çalışmaların İran İslam Devrimi'nden sonra Rusya'nın da teknik desteğiyle Buşehir ve Natanz'da yeniden başlatıldığını ifade etti.

İRAN'IN NÜKLEER GÜCÜ LERİ BİLİNÇLİ OLARAK ABARTILIYOR

Çetiner, İran'ın elindeki nükleer kapasitenin abartıldığını, bilinçli bir şekilde büyütüldüğünü de belirterek "Buşehir'deki nükleer tesisin 1.1 milyar dolarlık parasal değeri, 2 megawatt da santral büyüklüğü var. Bunun siyasi anlamı ise ne para olarak büyük para var ortada, ne de santral olarak büyük bir kapasite var ortada" şeklinde konuştu.

SCUD VE ŞAHAP FÜZELERİ

Çetiner, İran'ın nükleer silahlarına verilen tepkinin siyasi olduğunun altını çizdikten sonra, ülkenin sahip olduğu askeri silahların kapasitesine değindi.

Çetiner, İran'ın elinde bulunan en önemli silahlardan biri olan Şahap füzelerinin gelişim evrelerini hakkında şunları ifade etti: "İran ve Irak arasında çıkan savaştan sonra İran'ın kendi çapında başlatılan silah üretim çalışmaları var. Burada Çin ve Kuzey Kore'den teknik destek aldı. Bu ülkelerden yardım alan İran'ın balistik füzeleri var. Sovyet döneminden kalan Scud füzelerinin kapasite boylarının yükseltilmesiyle yapılan bir takım geliştirme çalışmaları vardı. Bu çalışmaları bu füzeleri basitlikten ve hedefi zor vuruyor olmaktan kurtarmıyordu. İlerleyen dönemlerde İran Şahap füzeleri üretmeye başladı. Bunlar daha gelişmiş füze teknolojisinin ürünüdür. Şahap-1 füzeleriyle 500 kilometrelik bir alan vurulabiliyor. Şahap-2 ise bir öncekinden taşıma yönünden biraz daha yüksek kapasiteye sahip. Şahap-3 füzeleriyle ise bin 200 kilometre kapsama alanına ulaşıldı. Şahap-3 bu mesafedeki hedeflere yaklaşık bir tonluk bir başlığı taşıyıp atma kapasitesine sahip oldu. İran, sonraki zamanlarda Şahap-4 füzeleriyle bu potansiyelini artırmayı başardı. Şahap-4 de 2 bin 500 3 bin kilometrelik bir mesafedeki hedefi vurma kapasitesine sahip. Bu Şahap füzelerinin dışından İran'ın son olarak açıkladığı uzaya uydu göndermeye yarayan füzelerden de söz ediliyor. Bunların kesinliği söz konusu değil ancak İran'ın 3 bin 500'ün üzerinde menzili olan füzeler üzerinde çalıştığı kesin."

Dünya Bülteni

 

Bu haber 601 defa okundu.