Kim kazanır: Biri kırılırsa diğeri çatlar! | " /> Kim kazanır: Biri kırılırsa diğeri çatlar! | "/>

En Sıcak Konular

Kim kazanır: Biri kırılırsa diğeri çatlar!

8 Eylül 2008 16:08 tsi
Kim kazanır: Biri kırılırsa diğeri çatlar! ‘Sulh’ zor görünüyor ama gerçekte iki taraf da ‘barışa’ hazır. Ama savaş sürerse bu işten yarasız sıyrılmak zor. Bir tarafta Erdoğan ve AKP, diğer tarafta ülkenin güçlü basın grubu. Peki kim kırılır kim çatlar? Tarafların silahları

Medyanın yapısında iktidar ile çatışmak bulunuyor. Bu manada Erdoğan ile Doğan arasındaki yeni süreci doğal karşılamak mümkün. Ancak öte yandan konunun sadece basın özgürlüğü ve habercilikle sınırlanamayacağı da belli.

Her iki tarafın iddiaları bu sınırları aşıyor. Buna mukabil, medyanın iktidar erkini elinde tutan siyasilerle mücadeleye girmesi aslında her iki tarafın da istemediği bir aşama.

Çünkü medya yönetimleri aynı zamanda büyük işlere giriştiler ve mesleki formasyonlarına iş adamlığını da eklediler. Bu durum hükümetlerle eninde sonunda ilişki içinde olmalarını gerektiriyor.

Siyasi yönetimler açısından ise medya, bir yandan başarısızlıklarının kamuya yansımısı için risk içeriyorsa da, başarılarının ve toplumu etkilemelerinin en güçlü yolu. Hele iletişim yüzyılında.

Savaşın anatomisi…

Doğan-Erdoğan çatışması özeline indirgemeden genel olarak medya-iktidar kavgaları, her iki tarafında, gayet anlaşılır stratejik gerekçelerle “istemediği” bir durum. Ama iş o noktayı geçmişse, hasar tespitlerine bakmak gerekiyor.

Ama önce şu notu da düşelim. Her iki taraf da aslında barışa hazır. Bunun emarelerini görmek mümkün. Örneğin Başbakan, “hafta içi susacağım, devam ederlerse hafta sonu konuşacağım” dedi.

Aydın Doğan ise “benim suçum ne, gazeteciler bir davayı aktarıyor” diyerek günah çıkardı. Ama asıl “sakiniyet hakimiyettir” yansıması Doğan Grubu’nun amiral gemisi Hürriyet’ten geldi.

Hürriyet yaşananları aynen veriyor ama dozu yükseltmiyor, eleştirilerini parlatmıyor. Esasen dünkü Hürriyet bu sadeleştirmenin güzel bir örneğiydi. Muhtemelen yarından itibaren bir soğuma dönemine girilebilir. Bunu yarınki Hürriyet nüshasından anlayabileceğiz.

Zaten öteki hal savaş baltalarının tamamen çıkarılması anlamına gelecek. Hasılı, Başbakan’ın açıklamaları “savaş ilanı” olarak yorumlansa da dönüş mümkün.

Pratiği…

Bu olmazsa, yani AKP ve Başbakan ile Doğan Grubu savaşı sürdürürlerse ortaya çıkacak tablo, iki kristal bardağın çarpışması gibi olacak. Biri kırılırsa biri çatlayacak.

Doğan basın grubu için topyekün savaş demek, biteviye ve çok kanaldan yürütülecek yıpratma taktiği anlamına geliyor. Bunun için grubun tüm basın-yayın organları Başbakan’ı ve AKP’yi hedef alan sistematik yayınlar yapabilir.

Bu süreç içinde şimdiye kadar yazılmamış, “saklanmış”, bilgi ve haberlerin ortaya sürüleceğinden emin olabilirsiniz. Dahası, normalde bir sütunluk AKP karşıtı haberler, belgeler bile günlerce süren ve sürekli parlatılan haberlere dönüştürülebilir.

Tabii şu anda ne tür belgelerin hangi haberlere kaynaklık edeceğini kestirmek zor. Ancak böylesi bir durumda haberin çapından ziyade tekrarlanması ve gazeteler-televizyonlar eliyle neredeyse bir beyin yıkamaya döndürülmesi mümkün.

Burada AKP’nin zayıf karnı yerel seçimler. Doğan Grubu bu dönemi önemli bir hedef olarak algılayacak ve Tayyip Erdoğan’ın bu sandıktan mümkün olduğunca zayıflamış çıkmasını sağlamaya çalışacak.

Öyle ki, tam bir savaş halinde bu yıpranmanın bir erken genel seçime neden olmasını düşünecek. Bu savaşta muhalefet partilerini müttefik olarak yanlarında bulmaları da sürpriz olmaz. AKP karşıtı haberlerin seçim meydanlarında MHP ve CHP tarafından tekrarlanmısı darbenin şiddetini artıracak.

Doğan grubunun hassas noktası ise, Başbakan’ın son çıkışı ile bu gruptan gelecek saldırıları daha şimdiden “kasıtlı ve güvenilmez” boyuta çekmesi. Grubun yayın organlarının bu manadaki haberlerinin bir çoğu, kamuoyu tarafından çatışmanın bir parçası olarak algılanacağından düşünceleri etkilemesi zorlaşacak.

Erdoğan-AKP

İktidar partisinin en büyük gücü elbette bu cümlenin içinde saklı. İktidar partisi olmak. Basın organı veya değil bir işletmenin hükümet ile kırıcı bir husumete düşmesi başlı başına kâbus.

Elbette AKP ve Erdoğan’dan gelecek her çıkışı, “devleti kullanıyorlar” savunması ile ilan edecek Doğan grubu ama sonuçta Erdoğan elinde-bu savaşın nükleer silahı diyebileceğimiz-gücü tutuyor.

Esasen Aydın Doğan, “zaten üzerimize geliyorlardı, şimdi daha çok gelecekler” diyerek kaygısını ve zaten öyle olduğunu belirtti ama Erdoğan’ın hükümet olma gücü herhangi bir şeyle kıyaslanmayacak kadar kırıcı olabilir. Bunların ihtimalinin bile bugün Doğan hisselerinin ağır kayba uğramasına neden olduğu düşünülürse tablo biraz daha netleşir.

Erdoğan’ın ikinci büyük gücü ise partisini destekleyecek olan medya. Tek başlarına Doğan grubu kadar olmasalar da toplam da hallice bir yeküne denk gelen bu medya gücü de savaşta Erdoğan'ın müttefiki olacak.

Kim kazanır?

Bu sorunun eksiksiz yanıtını vermek zor. Ancak Doğan Grubu’nun işi biraz daha zor görünüyor. Seçimleri etkilemek ve akla hayale gelmedik derecede bilinmeyen bir-örneğin-yolsuzluğu açıklaması, bir olayı ortaya çıkarması dışında kazanma olasılığı zayıf.

Hele AKP yerel seçimlerden başarı ile çıkarsa tablo hayli kötümser olabilir. Kısaca ibre Erdoğan’a ve AKP’ye biraz daha dönük duruyor.

Yine de bu okumaların hepsi bir tür fiction. Çağdaş bir ülkede iktidar ile basın arasında bu türden derin ayrışmaların olması kabul edilemez. Demokrasinin şartı olarak ileri sürülen hür basın, gücünü kamuoyunu aydınlatmayla “sınırladığı”, siyasi iktidarlar da buna saygı gösterdiği sürece problem olmamalı. Ama sanırız bu sınır geçilmiş görünüyor.

Er-Doğan Savaşının bilinmeyen yönleri, "savaşın kriptoları" için lütfen TIKLAYINIZ

 



Bu haber 2,014 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,356 µs