En Sıcak Konular

Dolardaki yükselişin arkasında kim var?

8 Eylül 2008 14:08 tsi
Dolardaki yükselişin arkasında kim var? Dünya piyasalarında doların yükselmesi ve petrol fiyatların düşmesi ABD seçimleri kaynaklı olduğu ileri sürülüyor.

Dolardaki yükseliş ve petrol fiyatlarının gerilemesi ABD’de seçimi bir kez daha kazanmak isteyen iktidardaki Cumhuriyetçiler’in atağı olarak tarif ediliyor. Söz konusu durumun ABD hükümetinin uygulamaya çalıştığı yeni bir ekonomik düzen olduğu belirtiliyor.

AS Haber Ajansı’nın (asha) çeşitli kaynaklardan edindiği bilgiye göre dünya piyasaları Kasım 2008’de yapılacak ABD seçimlerine endeksli bir hareket kalıbına girmeye başladı. Cumhuriyetçilerin projelendirdiği yeni ekonomik düzene göre piyasa yapıcıları herhangi bir finansal krizi önlemek ve petrol fiyatını düşürmek için doları güçlendirmeye çalışıyor. Doları güçlendirmek için dolar fonlanarak açılmış pozisyonlar kapatılıyor.

Uzmanlar, “Son günlerde tahvil ve lira üzerinde baskı oluşturan yükseliş hareketinin arkasındaki temel motivasyon bu. Cumhuriyetçiler’in diğer bir seçim stratejisi ise güvenlik ve dış politika konularını sürekli ön planda tutmak” yorumunu yapıyorlar. Turkish New York.com başta olmak üzere birçok haber kaynaklarında hem doların güçlenmesi hem de petrolün düşmesinin başkanlık seçimlerine kadar devam edeceği belirtiliyor.

“Seçimlerden sonra piyasalar normal yönünü bulacak”

ABD'deki seçimler açısından petrol fiyatlarının hayati önem taşıdığına vurgu yapan uzmanlar ABD’li seçmenin petrol fiyatını çok önemsediğini ve petrolde 100 doların altını beklediğini söylüyorlar. asha’nın haberine göre uzmanlar, “Petrolde 100 doların altına doğru trend olacaktır. Doların güçlenmesi demek ABD'nin itibar kazanması demek. Bu da mevcut iktidar anlamında başta Mccain olmak üzere ABD'deki şahinlerin elini kuvvetlendirir” yorumunu yapıyorlar. Beklenenin aksine ABD'de finans krizi yaşanmayacağını ileri süren uzmanlar seçimlerin ardından ABD piyasalarının asıl yönünü bulacağını belirtiyor.

“ABD dinamiklerine dikkat”

Petrol fiyatlarındaki tırmanmanın sebebi Çin ve Hindistan’ın yüksek tüketiminden kaynaklandığının yanlış olduğunu temel sebebin ABD’nin ekonomik dinamikleri olduğunu belirten Uzmanlar, “Hatırlanacağı üzere ABD’nin çok büyük dış ticaret açığı, Irak ve Afganistan operasyonları çekişli bütçe açıklarıyla da birleşince dolar yaklaşık tüm para birimlerine karşı değer kaybetmeye başladı ve bu süreç yakın tarihe kadar devam etti. Dolar değer kaybettikçe petrol ihracatçısı ülkelerin eline geçen gelir ABD doları cinsinden olduğu için eski reel gelir düzeylerini yakalayabilmek için petrolün varil fiyatını sürekli yukarı çekildi. Petrol ihracatçısı ülkelerin OPEC adını verdikleri üretim ve pazarlama kartelinin yapısı da bu tür fiyat ayarlamalarına tanım gereği zaten olanak sağlıyor; kartel demek fiyat yapıcı olabilmek anlamına da geliyor yani piyasa mekanizması kartellerin varlığında büyük ölçüde aksıyor” yorumunu yapıyor. asha’nın haberine göre uzmanlar, petrolde fiyatların bir anda aşağı döndüğünü ve gerilemenin asıl sebebinin ABD’de piyasalara yön veren dinamiklerin seçimlere yönelik bir düzenlemeden başka bir şey olmadığını öne sürüyorlar.

“Piyasalar yeni ekonomik düzenin psikozunda”

Piyasaların aniden değişen yeni ekonomik sisteme ayak uydurma psikozunu yaşadığına dikkat çeken uzmanlar, “Öncelikli olarak petrolde 147 doların görülmesiyle başlayan düşüş trendi, ardından euro/dolar paritesinin 1,43'e kadar gerilemesi ve hisse senedi piyasalarındaki risk alma isteği piyasa dengesi açısından önemli işaretler veriyor” diyorlar.

Amerika'nın krize karşı erken önlem aldığını vurgulayan uzmanlar  krizden çıkışın yolunun emtia ve enerji fiyatlarındaki düşüşün kalıcı olmasından geçtiğini öne sürüyor. Uzmanlar, “Amerika'da hem para politikaları hızlı bir şekilde gevşetildi hem de veri indirimleri yapıldı. Bu durum yaşanan krizin frenlenmesinde itici bir güç oluşturarak toparlanmayı sağladı. Bütün dünyada Avrupa'da da büyümede bir yavaşlama olduğunu görüyoruz. Global ekonomilerde enflasyonun yükselmesi dünya merkez bankalarını etkiledi. Dünyadaki merkez bankaları ABD Merkez Bankası gibi enflasyona karşı rahat hareket edemiyor. Bu yüzden ABD'de yaşanan kriz dışarıdaki ülkelerde çok daha sert hissediliyor” değerlendirmesini yapıyor.

Amerika'da başlayan krizin ABD ile sınırlı kalmadığını belirten  uzmanlar ABD'de başlayan krizin şu anda Avrupa ekonomilerini vurduğunu ve Avrupa’da krizin yeni başladığını ifade ediyor ve ABD’nin  krizin en kötü dönemini geride bıraktığını kaydediyor.

“Yeni düzen Türkiye’ye nasıl yansır?”

Uzmanlar, petroldeki düşüşü Türkiye gibi gelişmekte olan ülke ekonomileri açısından asıl öneminin cari açık üzerindeki etkisi olarak tarif ediyor. asha’nın haberine göre petrol fiyatlarının düşmesi hem enflasyon açısından hem de cari açık nedeniyle Türkiye gibi ülkelerin yararına bir durum görünse de doların güç kazanmasının, gecelik repodan ve tahvil piyasasından para çıkışına neden olacağını ve aynı zamanda da borç stokundaki dolar yükünün arttığını yorumluyorlar.

Öte yandan düşen petrol fiyatlarının yanı sıra Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın Eylül ayından itibaren ölçülü bir faiz indirimi de olmak üzere bütün politika seçeneklerini göz önüne alacağını söylemesinin de piyasalarda olumlu bir yansıma bulduğunu, faizlerin 19.20’lerden 18.93’lere gerilediğini, bu durumun da dolarda yukarı yönde Türkiye’ye yönelik bir tetikleme olayı olarak gördüklerini belirten uzmanlar, petrol fiyatlarının 100 doların altına doğru giderken Türkiye’de ABD para biriminin önce 1.26’yı ardından da 1.35’i deneyeceği değerlendirmesini yapıyorlar.

“Karadeniz’deki gelişmeler endişe kaynağı”

Türkiye para piyasalarının ABD’deki gelişmeleri takip ederken diğer taraftan Karadeniz’i gündeminden uzak tutmadığını belirten uzmanlar,  “Hatırlanacağı üzere ABD savaş gemilerinin Boğazları geçerek Karadeniz'e açılması 'Montrö' tartışmalarına neden oldu. Şimdilerde ise piyasalar 'Yeni bir tezkere krizi yaşar mıyız?' sorusuna cevap arıyor. Montrö Anlaşması'na göre boğazlar üzerinden Karadeniz'e giren bir savaş gemisinin 21 gün içinde Karadeniz'i terk etmesi lazım. Bu sürenin 12 Eylül tarihi itibariyle dolacak olması '12 Eylül geldiğinde Amerikan gemileri Karadeniz'i terk etmezse ne olacak?' endişelerine yol açtı” diyorlar. Uzmanlar belirlenen tarihte ABD savaş gemilerinin Karadeniz’i terk etmemesi durumunda Rusya’nın Türkiye’ye Montrö anlaşmasının gereklerini hatırlatacağı, durumun ilerlemesiyle yeni bir krizin daha ortaya çıkacağını kaydediyorlar.

(asha)



Bu haber 525 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,988 µs