Er-Doğan: Savaş kriptoları!

8 Eylül 2008 13:06 tsi
Başbakan ile Aydın Doğan arasında patlak veren savaşın nedenleri, günlük açıklamalar dışında kriptolar içeriyor. Ne Başbakan arazi yüzünden bu kadar kızacak karakterde ne de Doğan hükümetle ipleri koparacak kadar hesapsız! Er-Doğan Savaşı’nın 3 krit

Aslında hala susuyorlar. Ya da şöyle söyleyelim tüm kartlarını açmıyorlar. Başbakan Erdoğan’la Doğan Medya Grubu Başkanı Aydın Doğan arasında “aniden” patlayan savaşın daha derinlikli nedenleri olmak zorunda.

Yoksa ne Başbakan, Aydın Doğan’ın Hilton arazisine ilişkin istekleri yüzünden köpürecek kadar kontrolsüz ne de Doğan siyasi iktidarı karşısına alacak kadar hesapsız.

Peki asıl sorun veya işi bu kadar şirazesinden çıkar olaylar ne olabilir? Bu gerekçeler ne olursa olsun ilk bilinmesi gereken öykünün iki günlük süreçten kaynaklanmadığı.

İşte bizzat tarafların ağzından zikredilen ama “görülmeyen” şifreler şunlar;

1) Doğan basın grubu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan ziyaretini hep çok büyük gördü. Buna ayrı bir önem verdi, övdü ve destekledi. Başbakan’ın bundan rahatsız olduğuna ilişkin gönderme de-fark edilmemesine rağmen-yine Doğan Grubu’ndan geldi. Başbakan’ın Doğan Grubu’na ilk kez yüklendiği günün hemen ertesinde, Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, 7 Eylül tarihli cevabi yazısını şöyle bitiyordu; “Ve Başbakan'a son bir cümle... Türkiye, Erivan'da tarihi bir geceye hazırlanıyor. Hepimiz umutla barışmayı bekliyoruz. Böyle bir günde hem Cumhurbaşkanı'ndan, hem Türk milletinden, hem de Türk Milli Takımı'ndanrol çalmanın bir manası var mı?” İşin ilginç tarafı Hürriyet bu dengeyi bozacak yayınlarını da sürdürdü. Köşe yazarları bugün bile aynı konuyu satır aralarına yerleştirirken (Örneğin Ferai Tınç) Er-Doğan savaşının yaşandığı hergün Hürriyet, Üst manşeti Abdullah Gül’ün Ermenistan zaferine, alt manşeti de Başbakan’la yaşadığı gerilime ayırdı.

2) Hürriyet’in Almanya’da görülen davaya ilişkin haberleri düzenli, sistematik ve gazetecilik deyimi ile “köpürterek” vermesi, AKP ve Başbakan tarafından Doğan Grubu’nun kısa vadeli gelecekteki pozisyonunu tanımlamakta kullanıldı. Bu kısa vadeli süreç erken seçimleri kapsıyordu ve Doğan Grubu’nun AKP aleyhine bir konumlanmaya gittiği varsayıldı. Burada doğrusu incelikli bir stratejiyi görmek mümkün. Çünkü şu aşamadan sonra Doğan Grubu (erken seçim döneminde) hangi haberi yaparsa yapsın, hangi anketi yayınlarsa yayınlasın, kasıtlı ve bu çatışmadan hareket ettiği bilinci ile gerçek dışı olarak algılanacak. Aydın Doğan da bunun farkında olduğunu gösterdi ve konuşmasında, Doğan Grubu susturulursa ‘geriye bir şey kalmaz’ diyerek AKP muhaliflerine bir anlamda çağrı yaptı. Başbakan’ın “CHP ile birlikte hareket ediyorlar” ifadesinin anlamı da zaten bu.

3) İlginç noktalardan birisi de Aydın Doğan’ın dün akşam Kanal D’de yayınlanan cevabi röportajında geldi. Aydın Doğan genellikle Başbakan’la çatışır duruma düşmekten duyduğu üzüntüyü yansıttı ama “Biat etmeyeceğiz” diyerek de aba altından sopa gösterdi. Bu sopalardan biri gerçekten laf arasına sıkıştırılmış olan Ceyhan meselesiydi. Doğan, Ceyhan’da yapmak istediği bir yatırım için Başbakan’dan ruhsat istediğini, Başbakan’ın “hayır” diyerek orada Çalık grubuna söz verdiğini aktardığını belirtti. Doğan’ın Başbakan’a yakın olduğu iddia edilen bir kişiye söz verdiğinin aktarılması bir koz kartı ama daha önemlisi atlandı. Doğan bu konuşmasında ne tartışmalarla ne de iddialarla hiç bir ilgisi olmayan isimleri zikretti. Rus Devlet Başkanı Putin ve Berlusconi isimlerini geçirerek, “Ceyhan üzerinden küresel dengelerin yurt içi yansımalarına” ilişkin bir gönderme yaptı. Bu pek açılmayan ama oldukça kritik bir kart.

"Savaşı kim kazanır, kim çatlar kim kırılır?" için lütfen TIKLAYINIZ

Bu haber 3,539 defa okundu.