En Sıcak Konular

'Başbuğ, demokrasi için fırsat'

8 Eylül 2008 11:51 tsi
'Başbuğ, demokrasi için fırsat' Türk Silahlı Kuvvetleri'nin iletişim danışmanlığını yapan Nuran Yıldız, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u anlattı. Başbuğ'u ve TSK'yı iletişimci gözüyle anlatan Yıldız, Başbuğ'un karakterinin demokrasi için fırsat olduğunu söylüyor. İşte

Şule Türker / Pazar Vatan

Az konuşan biri ama sessiz değil
 
Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına iletişim konusunda danışmanlık yapan Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Nuran Yıldız, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile 5 yıl önce tanıştı.

Nuran Yıldız, dengeyi gözeten bir komutan olduğunu söylediği Orgeneral Başbuğ’u şöyle tanımlıyor: “Sayın Başbuğ kamuoyu önünde değil, kapalı kapılar ardında konuşmayı tercih edebilir. Orgeneral Başbuğ için gerektiği zaman konuşan biri diyebiliriz, ama asla sessiz biri diyemeyiz.”


Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Nuran Yıldız, kamuoyunun kitaplarıyla tanıdığı bir akedemisyen. Askerin iletişimi konusunda yazdığı “Tanklar ve Sözcükler” kitabıyla adından sözettiren Yıldız, uzun bir dönem Harp Akademileri’nde iletişim üzerine konferanslar verdi. Orgeneral İlker Başbuğ ile tanışmaları da, onun Genelkurmay İkinci Başkanlığı görevini sürdürdüğü 2003 yılında, bu konferansların birinde oldu. Komutanları ve TSK’yı “iletişimci” gözü ile izleyen Nuran Yıldız ile yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’u konuştuk:


Yazılarınızdan (Habertürk internet sitesinde yazıyor) anladığım kadarıyla yeni Genelkurmay Başkanı’nı yakından tanıyorsunuz. Bu tanışıklık nereden?
Herhangi bir kişi için “Onu tanıyorum” demeyi fazla iddialı bulurum, o nedenle de “Şu kişiyi tanırım” cümlesini pek kurmam. Orgeneral Başbuğ ile 2003 yılında, kendisinin Genelkurmay İkinci Başkanı olduğu dönemde tanıştım. İletişim üzerine sohbet etmiştik. Bu konulara ilgisiyle, bilgisiyle beni oldukça şaşırtmıştı.


Neden şaşırtmıştı?

Çünkü biz iletişimciler, iletişimin ne kadar önemli olduğunu kritik noktalarda görev yapan insanlara anlattığımızda, dinliyor rolü oynayan ama dinlediklerine inanmadığını işaret eden boş bakışlar görmeye alışkınız. Oysa sayın Başbuğ tam aksine, söylediklerimi kendi bilgileriyle destekliyordu. Bu, değil bir askerde, bir sivilde bile nadir karşılaştığımız bir tavırdır.


İletişim konusunda kendisini nasıl değerlendirirsiniz?

İletişim ve medya konularına çok önem veriyor. Önümüzdeki günlerde de bu önemin sonuçlarını göreceğimizi düşünüyorum.


“Soğuk Savaşçı”

Orgeneral Başbuğ için Sunday Times, “Buz savaşçısı”, Economist, “Eski moda bir laik” tanımlamaları yaptı. Siz bu nitelendirmelere katılıyor musunuz?

Sunday Times’ın haberini orijinal metninden okudum. Orada “ice warrior” olarak geçiyor. “Buz savaşçısı” değil de, “soğuk savaşçı” diye çevirmek belki daha doğru olurdu. Soğuk savaşçı, hemen duygularına kapılmayan, tavrını akıl süzgecinden geçirerek ortaya koyan anlamında doğru bir tanım Orgeneral Başbuğ için. “Eski moda bir laik” tanımlamasının ise bir sakıncasının olduğunu sanmıyorum. Çünkü laiklik ilkesi en hassas olduğu konu. Aslında Cumhuriyet’in temel nitelikleri konusunda “eski moda” ya da “modern” olarak tanımlanması durumu pek değiştirmez.


“Yeni Genelkurmay Başkanı’nın karakterinin demokrasi için iyi bir fırsat” olduğunu söylüyorsunuz, dayanağınız nedir?

Tek bir dayanağım var. Orgeneral Başbuğ karar ve tavır alırken iki duruma özel önem veriyor; doğru bilgi ve tartışmalı konu neyse o konunun ilgilileriyle diyalog. Bence bu ikisi varsa sorunları germeden çözmek mümkün olabilir.


TSK’da komutan değişse bile politikalar değişmiyor. Peki komutan değişimi TSK’yı nasıl etkiliyor?

TSK’nın görev ve sorumlulukları İç Hizmet Yasası’nda belirlenmiştir. O yasayla belirlenen değişmez bir politikaya sahipler. Komutan değişimi, ancak üslubu ve iş yapış biçimini değiştirir, işin özünü değil.


TSK ile ilişkilerde Hükümet’in tavrı belirleyici olur

Orgeneral Başbuğ’un “çekinilen ve mesafeli bir komutan” olduğunu söylüyorsunuz. Mesafeli olmak bir anlamda iletişime engel değil midir?

Bir kurumun tepe noktasında olan insanın görevleri çerçevesinde samimi, mesafesiz iletişim kurması, sağlıklı bir iletişime işaret etmez. Yöneten kişinin mesafeyi iyi ayarlaması, kendisine duyulan sevgiyi de saygıyı da olumlu yönde etkiler. Bunun en iyi örneği Mustafa Kemal’dir. O’nun yönetme ve liderlik yeteneği bir yanıyla çevresiyle koruduğu mesafeyle de belirlenmiştir.


İlker Başbuğ’un gençlerle sohbetten keyif aldığını söylüyorsunuz. Bildiğiniz diğer özellikleri nelerdir?

Çok okuyor, geniş bir ilgi alanı var. Uzmanlara ve bilim adamlarına çok değer veriyor. İlgilendiği bir konuda mutlaka o konu üzerine çalışanların görüşlerini bilmek istiyor.


“Az konuşmak” Genelkurmay başkanlarının bugüne kadar rastladığımız ortak özelliğinden birisi. Orgeneral Başbuğ da size göre bu özelliğe haiz. Asker konuşunca da, “Ordu kışlasında kalsın” tepkileri geliyor. Bu terazi nasıl dengede tutulur?

Bu dengenin bir reçetesi olduğunu düşünmüyorum. Ordunun kışlasından çıkmaya hevesli bir kurum olduğunu da düşünmüyorum. TSK’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri konusunda hassasiyetleri var. Orgeneral Başbuğ’un konuşmaları bu dengeyi gözetecektir. Kanımca Sayın Başbuğ kamuoyu önünde değil, kapalı kapılar ardında konuşmayı tercih edebilir.


Bir anlamda kamuoyunca “az konuşan” bir komutan olarak mı tanınacak?

Şu hususun altını çizmekte yarar görüyorum; az konuşan biriyle, sessiz biri aynı anlama gelmez. Az konuşan gerektiği zamanda, gerektiği kadar konuşan, boş konuşmayan biri demektir. Sessiz biri ise daha pasif bir kişilik için geçerlidir. Orgeneral Başbuğ için gerektiği zaman konuşan biri diyebiliriz, ama asla “sessiz biri” diyemeyiz.


Bu tavrın hükümet ile ilişkilere yansıması nasıl olur?

Bu sorunun cevabını belirleyecek olan şey, Hükümet’in tutumudur. Çünkü Hükümet de, TSK da demokrasi kavramına vurgu yapıyorlar ama demokrasiyi tanımlamaları farklı. TSK ve Orgeneral Başbuğ, laikliği “demokrasinin vazgeçilmez şartı” olarak görüyor. Hükümet ise laikliği “demokrasinin önündeki engel” olarak görüyor. Bu noktada TSK’nın uzlaşma olasılığının olduğunu sanmıyorum. Dolayısıyla da Hükümet’in tavrı belirleyici.


Orgeneral Başbuğ, şahin mi güvercin mi?

“Bildiğini bilmezlikten gelme sanatı” nedir?

Yazılarımdan birinde bu tanımı Sayın Başbuğ için kullanmıştım. Karşınızdaki kişinin sizin bildiklerinizin etkisinde kalmasını önlemek için, konuya bilmiyormuş gibi yaklaşırsınız. Böylece karşınızdaki kişinin gerçek düşüncelerini öğrenmiş olursunuz.


Orgeneral Başbuğ sizce “şahin” mi, “güvercin” mi?

Bunun doğru yanıtı hem her ikisi, hem hiçbiri. Ne olduğu önündeki konuyla ilgili olarak ortaya çıkacak biri.


Devir teslim törenindeki konuşması nedeniyle bazı çevreler, “TSK’daki şahin ses rolünü bu dönem Işık Koşaner üstlendi” yorumları yaptı. Buna katılır mısınız?

Böyle bir ayrım olduğunu ve yapıldığını sanmıyorum.


Orgeneral Başbuğ’un konuşmalarında, Karl Popper, Francis Fukuyama, Habermas ve Robert Antonio gibi isimlerden alıntılar yapması, bazı aydınlar tarafından farklı yorumlandı. Sizce bu isimleri tercih etmesinin özel bir sebebi var mı?

Yalnızca bu isimleri değil, başka pek çok ismi de konuşmalarında referans olarak kullanan birisi. Söylediklerini bilimsel temellere dayanarak, bağlantılandırarak söylüyor. Genel kabullerin dışında, yeni düşünme ve tartışma noktalarını önümüze koyuyor. Onu dinlerken popülist bir söylem yerine daha nesnel bir söylemle karşı karşıya kalıyoruz.


Demokrasiyi vurguladı

Orgeneral İlker Başbuğ’un devir teslim töreninde yaptığı konuşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Satır araları çok önemli bir konuşmaydı. Fazla sert sayılmazdı. Sürprizsiz olması da olumluydu. Çünkü bu ülke sürprizlerden yoruldu. Ama konuşmanın geneli demokrasi vurgusu yapıyordu. Birey, özgürlük ve devlet kavramları arasındaki dengenin öneminin altını çizdi. Demokrasi, dengeler üzerinde yükselen bir kavram. Sivil toplumun öneminden söz etti. Demokrasi orduların doğasına aykırı bir kavram olmasına rağmen, bu derece önemle üzerinde durulması dikkate değer.”


Büyükanıt ve Başbuğ’un tarzı farklı

Orgeneral Başbuğ’un, Orgeneral Büyükanıt’tan ayrışan tarafları neler?

Bir iletişimci olarak gördüğüm Sayın Büyükanıt’ın konuşmayı, şakalaşmayı, ayaküstü
demeç vermeyi seviyor olması. Sayın Başbuğ’u bu tür durumlarda pek göreceğimizi sanmıyorum.


Resepsiyonda önce kenarda durdu, sonra ortama uydu

30 Ağustos resepsiyonuna ilk kez katılan Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Ahmet Hakan’ı, Orgeneral İlker Başbuğ ve eşi ile siz tanıştırdınız. Ardından kendisinin halef selef komutanlara ilişkin bazı tespitleri oldu. Bu tespitlere katılıyor musunuz?

Ahmet, kendisine “mihmandarlık” yaptığımı yazmış. Oysa mihmandarlık biliyorsunuz resmi konuklara, ev sahipleri tarafından verilen bir hizmet. Ben yalnızca o ortamda deneyimli biri olduğum ve Ahmet de arkadaşım olduğu için yardımcı oldum, o kadar. Önce biraz kenarda durdu ama sonra o da resepsiyon ortamına kendisini kaptırdı. İki komutanla ilgili saptamalarına gelince, ayrıntıları için bir şey diyemem, yalnızca Orgeneral Başbuğ için kullandığı, “realist” ve “strateji adamı” saptamaları kesinlikle doğru.
 



Bu haber 502 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,745 µs