Berlin var Berlin’den | " /> iy" /> Berlin var Berlin’den | "/> iy"/>

En Sıcak Konular

Bir Berlin var Berlin’den

3 Eylül 2008 15:45 tsi
Bir Berlin var Berlin’den Almanya’dan tıs yok. Fransa her yere koşuyor, İngiltere saman altından su sızdırıyor, Berlin uykuda! Sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Çünkü Almanya Rusya’yı durdurabilecek tek güç! İnanmadınız mı? Buyrun o zaman. iy

Moskova Gürcistan’a “öyle olmaz böyle olur” dediği andan bu yana, diken üstünde yaşayan, yakın ve uzak ülkelerin çok ötesinde, Berlin’in telefonları susmak bilmedi.

Şansölye Merkel, bir yandan Polonya ve Çek Cumhuriyetleri’nden gelen acil telefonlara yetişmeye çalışırken, öte yandan Baltık ülkelerinin-tabir yerindeyse-feryadlarına yetişmeye çalışıyordu.

Aslında hepsinin söylediği aynıydı. “Medvedev ve Putin ancak siz durdurabilirsiniz”! Bu ülkeler ve diğerleri Berlin’den, Rus ordusunun Gürcistan’dan çekilmesini sağlamasını istiyordu.

Çünkü bugün oraya giren “kızıl ordu”nun yarın nereye gireceği belli olmazdı. Merkel ise herkesi sakinleştirmeye çalıştı ama “yapabilecek çok şeyi olmasına rağmen, kılını kıpırdatmadı”!

Neden Almanya?

Ortak noktaları Komünizm’in demir pençesinden kurtulmak olan bu ülkeler neden Almanya’nın kapısını çaldılar? Oysa böylesi bir durumda ABD, İngiltere, oyuna zaten bodoslama girmiş Fransa ve Türkiye daha iyi fikir olmaz mıydı?

Bu sorunun yanıtı Almanya-Rusya ilişkilerinin pek bilinmeyen noktalarında sırlanıyor. Bu ülkelerin Almanya’ya sığınması ilişkilerinin iyi olması tespitini getirir. Ama bu yeni bir durum.

Çünkü Merkel’den önceki Şansölye Gerhard Schröder ile duygular karşılıklı değildi ve hatta belli bir güvensizlik söz konusuydu. Bu nedenle bir çok ülke benzer konularda ve Rusya özelinde Berlin’in kapısını pek çalmadı.

Ancak bu iyileşmeyi Merkel’in kişiliğine bağlamak da çok doğru değil. En iyisi öyküyü anlatmak.

Almanya, 27 Avrupa Birliği ülkesi içinde Rusya ile hem çok karmaşık hem de özel bağları olan bir ülke. Bazı uzmanlara göre bu özel ilişkinin bir ayağı enerjiye dayanıyor. Almanya, Rusya’nın enerji kaynaklarına ilgi duymak zorunda (!) elbette ama başka yorumculara göre bu yakınlığın sebebi 2’inci Dünya Savaşı’ndan edindikleri tecrübe.

İngiltere ne demek istiyor?

Bu analize göre hem dünya savaşından hem de Sovyetler’in yıkılıp Berlin duvarının çökmesinden kazanılan bakışlar, iki ülke yöneticileri arasında su geçirmez bir yakınlığı psikolojik ağlarını ördü.

Amerikan’ın önemli gazetelerinden Herald Tribune’un bu konuda yayınladığı bir makale, yakınlığın boyutunu, İngiliz Uluslararası Kraliyet Enstitüsü’nün Rusya Direktörü James Sherr’den alıntılayarak aktarmış; “Almanya, Rusya’yı uyarabilecek tek ülke. Almanya’nın Rusya’nın Gürcistan’da yapmak istedikleri ve sonuçları üzerinde Ruslara söyleyecekleri etkileyici olacaktır.”

Söyleyenin kimliği kadar ülkesi de ilginç. Çünkü İngiltere’nin Gürcistan’ın “heyacanlanmasında” rolü olduğu iddia ediliyor. Bu ayrı bir konu olduğu için geçiyoruz. Ama dikkat çekici.

Sıcak temas!

Eski Sovyet bloğu ülkeleri Merkel’den önce Almanya ile ilişkileri çok iyi değilse de, Almanya-Rusya yakınlığı için bunu söylemek hayli zor. Çünkü, iki ülke arasındaki yakınlığın taşları Merkel’den önce döşenmeye başladı.

Döşenen taşlar o kadar sıkıydı ki, Schöreder ile Putin resmi ziyaretler bir yana, birbirlerinin evlerine gidip-gelmeye başlamıştı. Ve Berlin, 2003 yılında ABD Irak’a saldırdığında açık biçimde Rusya’nın yanında durdu.

Anımsanacağı gibi Başkan Bush’un Almanya ve Fransa’yı odağa oturtan “yaşlı ülkeler” alayı da o günlerde ortala çıktı. Bush aslında Berlin’in Rusya’ya karşı tutumunu kınıyordu.

Çok yazılıp çizilmese de o günlerde Avrupa, Almanya ile Rusya’nın arasında yeni bir ittifak kurulacağından dahi şüphelendiler. Böylesi bir ihtimal ne ABD ne de AB tarafından kabul edilemezdi.

Bu hal, Rusya’nın ipleri eline geçirmesi manasına geliyordu. Esasen Rus-Alman yakınlığını bir önceye de çekmek mümkün. Çünkü Helmut Kohl döneminde de iki ülke arasında sıkı ilişkiler dokunuyor, hem Yeltsin hem de Gorbaçev sık sık Almanya’yı ziyaret ediyordu.

1 yere kadar Amerika: Merkel!

Berlin yeni liderine kavuştuğunda iki ülke arasındaki yeni ilişkilerin nasıl olacağı herkes tarafından daha çok merak edilmeye başlandı. Çünkü Merkel bir Doğu Almanya vatandaşıydı ve Komünizm’in içinde büyümüştü.

Ancak son basamağı oluşturacak (!) kadar korkulan olmadı. Merkel daha ortada kaldı ve özellikle özgürlükler konusunu sık sık Putin’e anımsattı. Hatta Kremlin’in canını çok sıkan, Gürcistan olayının patlamasına neden gösterilen Kosova’nın bağımsızlığını bile tanıdı.

Ama Merkel ABD’ye verdiği desteği bu sınırda kesti. Çünkü Berlin, Amerika’nın Doğu Avrupa ülkelerine girmesine karşıydı. Hele, bu ülkelere konuşlanacak füzeler Rusya’ya çevrilecekken.

Kısaca Merkel, “sadece doğrusunu” yapmaya çalıştı. Bu pratiğin sonuçunda ABD ve İngiltere ile arası çok düzelmese de, Rusya ve Doğu Avrupa ülkelerinin güvenini tam olarak kazandı.

Esasen Washington ve Londra’da da Merkel’e karşı bir düşmanlık beslenmiyor. Bu da Almanya politikalarının başarılı olduğunun ispatı. Kısaca Berlin aslında AB ve Doğu Avrupa ülkelerinin Rusya ile ilişkilerinde anahtar konuma geldi.

Almanya neden bir şey yapmadı?

Bu soru şu sıralar Avrupa ülkelerinin başkentlerinde sık soruluyor. Bir çok diplomasi uzmanı, savaştan önce Almanya’nın durumdan haberdar olmamasını mümkün görmüyor. Hatta başlamadan önce bir şey yapmamış olmasını da kavrayamıyor.

Sorunun karşılığı sayılır mı bilinmez ama, sıcak günler sırasında Almanya’nın Ukrayna Büyükelçisi Dietmar Stödemann şöyle bir açıklama yapmış; “Merkel, Berlin’in Gürcistan krizinde aracı rol oynamaması için çok dikkatlı davrandı!”

Dikkate değer bir açıklama. Berlin’in başarılı olabileceği bir konuda pasif kalması birkaç nedenle izah edilebilir.

Bunlardan ilki önümüzdeki yıl Almanya’da seçimlerin yaşanacak olması. Merkel riskli bir girişimler sonradan iç politikada kendisini zora sokacak bir hamlede bulunmak istememiş olabilir.

İkinci mazeret ise, müdahil olunduğu zaman çözüm yollarından biri olarak masaya gelecek, kriz bölgesine asker gönderilmesi önerisi. Bu durumda Merkel’in başı daha çok ağrıyacak. Çünkü Almanya’daki koalisyonun ortağı olan Sosyal Demokrat grup, Alman askerlerinin yurt dışı görevlerinden hiç hazzetmiyor.

Keza, Almanya’nın bu hamlesi Avrupa içindeki pozisyonundan dolayı AB’yi de konuya dahil edeceğinden, kendisine uzak ve bulaşmak istemediği bir ülkeye hamilik yapmak AB’yi zorlamak anlamına gelecekti.

Merkel bunları yapmadı. Yapmadı ama dengeyi korumayı da sürdürüyor. Örneğin bu yılın Nisan ayında, yine ilginç bir Sarkozy hamlesi olarak ortaya çıkan, Ukrayna ve Gürcistan’ın AB ordu ittifakına katılmaları teklifini elinin tersiye geri çevirdi.

Bu durum elbette yine Rusya’yı memnun etti. Peki Merkel bu konuda hiç ama hiçbir şey yapmadı mı?

Burada özel bir bilgiyi paylaşalım. Merkel’in özellikle yavaş davranmasının bir nedeni, Gürcü lider Saakasvili’nin yönetici yeteneklerine pek güvenmemesi. Berlin’e çatışma öncesi yöneltilen “kıpırdayın” eleştirileri ise son bulmak zorunda.

Çünkü yine özel bir bilgi olarak aktaralım, Merkel-tam tarih bilinmiyor ama-Ağustos ayının ortasında gizlice Rusya lideri Medvedev ile-adresi de yazalım: Soçi’de-buluştu. Bu görüşmenin hayli hararetli geçtiği söyleniyor.

Konu ise Rusya’nın örnekleri artırmaya devam etmemesi!



Bu haber 1,118 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,256 µs