Yeni Komutanlar niye konuştu?

3 Eylül 2008 10:00 tsi
Org. Başbuğ ve yeni komutanlar görevi devralırken konuşmalarıyla bombardıman yapmışlardı. Peki niye böyle konuştular? M. Ali Kışlalı "sözcülük" görevini yaptı.

M. Ali Kışlalı/Radikal

Neden konuşuyorlar?

Türk Silahlı Kuvvetleri komutanlarının kimi zamanlarda neden kamuoyu karşısına çıkıp konuştuklarını merak edenler var. “Batı demokrasilerinde böyle şeyler yok. TSK sadece Milli Güvenlik Kurulu içinde konuşmalı” diyenler, 30 Ağustos komuta değişmesi sırasında yapılan konuşmaları da yadırgadılar.

Eleştiri yapanlar, nedense Cumhuriyet’in, devrimci yeni anayasal rejim ile kuruluşunun kendine özgü özelliklerini unutuyorlar. Aradan 85 yıl geçmiş olmasına karşın, Atatürk görüşleri karşısında, fırsat bulduklarında bir karşı devrim oluşturma potansiyelinin bulunduğunu görmezden geliyorlar. Bu tehdidi karşılayacak yasal kurumların, yasal yaklaşımlarından rahatsız oluyorlar.

Bu, anlaşılması güç tavır tabii anayasal rejimi koruma misyonu üstlenmiş kurumları yollarından çevirmiyor.

TSK bu konudaki tavrını, kararlılığını, yeni komuta kademesinde yapılmış, ilginç ama son derece kesin ifadelerle yüklü işbölümü yaklaşımı içinde ortaya koydu.

İlker Paşa genel stratejiyi, kendine özgü üslubuyla, ama şimdiye kadar kullanmadığı kadar açık bir dille, hiçbir önemli hususu atlamadan, ifade ederek vurgulayan bir konuşma yaptı.

Işık Paşa’ya ise bu temel prensipleri, belli alanlarda biraz daha açmak, TSK kararlılığını anlamada güçlükleri olanların düzeylerine göre şekillendiren bir üslup kullanmak kalmıştı.

TSK’nın iki misyonundan biri olan, anayasal rejime sahip çıkmasını, çeşitli sebeplerden dolayı yadırgayanlar, bu yaklaşımlarını istedikleri kadar devam ettirsinler, TSK’nın mevcut koşullar altında tavır değiştirmesi beklenmemelidir.

Her fırsatta görüyorsunuz; TSK, Atatürkçü görüş sistemine göre eğitilmektedir. 14-15 yaşlarında üzerine üniforma giyenler ölünceye kadar bu prensiplere bağlı kalıyorlar. Yemin ediyorlar. Bu koşullara uydukları ölçüde terfi edebiliyorlar.

Komuta kademesinin en tepesine ulaşmış general ve amirallerden, geçen hafta duyduklarınızdan başka görüşler işitebilir miydiniz.
Emin olun Genelkurmay başkanları, iktidarda hangi siyasi parti olursa olsun onlara, kapalı kapılar ardında, ”Bizi siyasi partiler ilgilendirmez. Sadece korumaya ve kollamaya and içtiğimiz ülke ilgilendirir” dedikten sonra, her fırsatta ifade ettikleri, ‘TSK’nın kırmızı çizgileri’ni hatırlatırlar.
Bu hatırlatmayı, günün koşullarına göre şekillendirirler. Ama esasları hiçbir zaman değişmez. Sadece üslupları değişir.

Yeni Genelkurmay Başkanı İlker Paşa da, eminim aynı şeyi kendi üslubuna göre yapmaktadır. Kendisini, son yıllarda çeşitli vesileyle ilgili konuşmalarında hep oldukça kapalı, kolay anlaşılmayan bir komutan olarak bulmuşumdur. Ama geçen hafta görevi Yaşar Paşa’dan alırken yaptığı konuşmada bu sınırların dışına çıkıp, ılımlı olmakla birlikte son derece açık, kararlı ve yaşamsal noktalarda ödünsüz bir ifade kullandığını gördüm.
Kanımca konuşmasının metni, sadece TSK kademelerinde değil, Türkiye ile ilgili yabancılarca ve özellikle AKP iktidarının lider kadrosunca dikkatle okunup muhafaza edilmelidir.

Konuşma, yaşamsal önemdeki konulardaki kararlılıktan asla ödün verilmeden, ama ülkenin içinden geçmekte olduğu bunalımlı günlerin koşullarına uygun olarak, genel havayı germeyen bir üslupla yapılmıştır.
Bu üslubun anlamını, hukuk fakültelerinde okumakla kendilerini hukukçu zanneden kasaba avukatları kökenliler olmasa bile, sanıyorum yeterince deneyime sahip, başta Erdoğan olmak üzere kimi AKP‘liler kavrayacaklardır.

İlker Paşa komutasındaki TSK, bu iki yıllık dönem içerisinde, hem inançlarına bağlı kaldıklarını sergileyip, rejimi özümsemiş milyonlarca vatandaşı rahatlatacak ifade formüllerini bulacak, hem de Erdoğan’a, eğer gerçekten istiyorsa, yardımcı olacakdır. Yeterki söylediklerine kulak verilsin.

Bu haber 608 defa okundu.