DTP ‘güven vermeli

2 Eylül 2008 13:05 tsi
Bugün basında yer almadı, ancak DTP’nin dün yaptığı bir açıklama partinin pusulası ile ilgili önemli ipuçları içeriyor. DTP uluslar arası ilişkiler ve Türkiye'nin güvenliği ile ilgili bir konuda görüş bildiriyor. Bu ‘Türkiye’nin partisi

DTP ne zaman masaya yatırılsa ortaya artık klişeleşmiş bir gözlem atılır: DTP bölgesel söylemi bir kenara bırakmalı ve tüm Türkiye’nin partisi olmalı.

Bu aslında temel ve haklı bir söylem. Çünkü bir yıldır TBMM’de görev yapan bir partinin sadece belli konulara odaklanması söz konusu olamaz, hiçbir parti bunu açıklayamaz.

Elbette DTP’nin özel bir durumu var. Bu özel durum partinin çıkış noktasından ve Türkiye’nin iç sorunlarından kaynaklanıyor. DTP siyasi söylemini ‘Kürt oylarını’ almaya yönelik oluşturuyor. Ancak son seçimde AKP’ye karşı alınan yenilgi ve uluslar arası konjonktürün değişmesi, Türkiye’nin de artık AB yolunda demokratikleşme adımlarını hızla atması birçok şeyi değiştirdi. Türkiye ve dünyadaki değişim şimdi DTP’yi de değişmeye zorluyor.

Aslına bakılırsa parti yönetimi de bu değişime ayak uyduruyor. Zira Ahmet Türk’ün tekrar liderlik koltuğuna oturmasıyla bir hayli öz eleştiri yapılmaya başlandı. DTP toplumla doğru bir iletişim kuramadığını kabul ediyor. Bunun için yeni stratejilerini kültürel ve dini değerlerle çatışmadıklarını söyleyerek oluşturuyor.

DTP uyardı: Güvenlik açığı oluşur

Bu DTP’nin ‘Türkiye’nin partisi olmak’ yolunda attığı önemli bir adım. Diğer bir adım artık DTP’nin tüm Türkiye’yi ilgilendiren konularda politika belirlemeye başlaması oldu. DTP dün Türkiye’nin alternatif enerji kaynaklarına yönelmesi gerektiğini söyledi. DTP enerjide dışabağımlılığın azaltılması gerektiğini, aksi takdirde bunun güvenlik açığı doğuracağını ekliyor. Elbette bu basın açıklaması Rusya ile yaşanan gümrük krizinin ardından geldi. Bu önemle not edilmeli: Çünkü DTP ‘bölgesel politikalar üretiyorsunuz’ suçlamalarını böylece ekarte etmeye başlıyor. Türkiye’nin partisi oluyor.

Ortada güven sorunu var

Ancak DTP’ye yönelik bir güven bunalımının olduğu da bir gerçek. Bunda DTP’de yaşanan dönüşümün seçimlerin hemen öncesine denk gelmesinin payı var. DTP’nin tüm Türkiye’yi ilgilendiren konulara eğilmeye başlaması, artık daha farklı bir siyasi söylem kullanacağını ilan etmesi ve yapılan özeleştiriler bir seçim yatırımı mı yoksa planlı bir dönüşümün işareti mi, şimdi bu soru soruluyor. DTP’ye yönelik güven bunalımının bu sancılı süreçte tekrar devreye girdiği söylenebilir. İşte bu yüzden 22 Temmuz seçimlerinden sonra yapılan özeleştirilerden farklı bir politikanın uygulanması gerekiyor. DTP 22 Temmuz seçimleri sonrasında yeni bir sözle yola çıkacağı izlenimi vermiş ancak terör olayları bu değişimi geciktirmiş, hatta DTP’den umut bekleyenler için hayal kırıklığı yaratmıştı. Şimdi korku DTP’nin aslında değişmedi gerçeğiyle tekrar yüzleşmek. Bu intibaın ortadan kalkması, güven bunalımının aşılması için parti yönetiminin nasıl bir önlem alacağı merak konusu.

iyibilgi.com

Bu haber 290 defa okundu.