İftar sofraları nasıl olmalı?

2 Eylül 2008 12:29 tsi
İslam tarihçisi Dr. Casim Avcı, Mine Şenocaklı'ya konuştu

İftarın beş yıldızlısı olmaz tek yıldızı var o da vicdan!

Bu Ramazan iftar sofranızı zenginleştirmek için yeni yemek tariflerini okumak yerine ’Muhammedü’l-Emin’i okuyun. Hz. Muhammed’in peygamberlik öncesi nasıl yaşadığını ayrıntılarıyla öğrenmek için... Okuduysanız eğer, örnek almalısınız. Artık sofraya oturduğunuzda 10 çeşit yemek aramamalı gözleriniz. Varsa eğer baş köşede vicdan... İşte o zaman sofradan gerçekten hafiflemiş, huzur içinde kalkacaksınız...

Baskı yoluyla gelen imandan hayır yoktur

Örnek insanın peşinde bir araştırmacı

‘Kurtarıcı’ beklemeye ihtiyaç yok, çünkü Hz. Muhammed var!

Kitabın yazarı İslam tarihçisi Dr. Casim Avcı, Hz. Muhammed’in hayatından çok kısa bir özet veriyor: “O, zenginliği engellemedi, ama kendisi fakirliği tercih etti.” Anlayacağınız, okuması kolay ama örnek alması zor bir kitap bu! Hz. Ayşe, “Aylar geçer, bizde ocak tütmezdi” diyor mesela. Bu sadece örneklerden biri, mütevazı, onurlu, adil bir hayat yaşamak için... Ama tüm bu değerler değil mi tükenen dünyayı kurtaracak olan da, Türkiye’de kutuplaşmayı çözecek olan da!

Bugün Ramazan’ın ilk günü... “Oruç, sadece bedensel olarak değil, ruhsal olarak da arınmak madem, belki bu Ramazan oruca farklı bir anlam yüklemeyi başarabilirim” diye düşündüm. İyi de bu çağda nasıl, neyi örnek alarak?.. Şans bu ya, bir hafta önce elime bir kitap geçti. Tam da bu sorulara yanıt veren türden. Hz. Muhammed’in peygamberlik öncesi hayatını anlatan, peygamber sıfatını almadan önce, 40 yıl boyunca nasıl bir hayat sürdüğünü anlatan ’Muhammedü’l-Emin’... Yani ’Güvenilir Muhammed’... İslam tarihçisi Dr. Casim Avcı’nın kaleme aldığı Hayykitap’ın yayımladığı bir kitap. Ne garip ki, her TV kanalında hemen her gün İslam üzerine bir tartışma olan ülkemizde, ilk kez Hz. Muhammed’in hayatının sadece bu dönemini anlatan bir “ilk” kitap! Vicdanla inancın nasıl bir bütün olduğunu hayatıyla ortaya koyan Hz. Muhammed’i yeterince bilmediğimizi kanıtlıyor bize. Garip geliyor ama biraz düşününce anlıyorsunuz ki, dini vicdan meselesi olarak kavrayamamamız, birbirimizi anlayamamamız, birbirimiz üzerinde baskı kurmamız, adaleti ve hoşgörüyü bir kenara koyup, dini şeklen yaşamamız işte biraz da bu eksiklikten... Dini bütün olduğumuzu düşünmemiz, yan komşumuz aç yatarken! Ya da beş yıldızlı otellerde şaşaalı iftarlar düzenleyip, böbürlenmemiz, hem de nefsimizi terbiye edeceğimiz Ramazan’da! Ya da altımızda son model benzin canavarı jeep’lerle camiye gitmemiz, dünya can çekişirken... Ya da Keçiören’de içki satan bir büfeciyi öldüresiye dövenlere bile gerekli tepkiyi veremememiz... Ya da “İçerlerse içsinler, ne zıkkım içerlerse içsinler” diyebilmemiz!

Önce kendimize dürüst olalım

Kuran’ı defalarca hatmetmek de yetmiyor bazen. Önce kalbimizin sesini dinleyip, kendimize dürüst olmayı başardıktan sonra Kuran’ı hatmetmek daha aydınlatıcı olacak belki... İşte bu kitap kalbimin sesini duymama, kendime dürüst olmama bir kapı açtı, ki o kapı huzura gidiyor aslında. İster inançlı olun, ister kendine dürüst bir ateist, mesele önce dindarlık değil, insanlık meselesi. Sırf bunun için Hz. Muhammed’in peygamber olmadan önceki hayatını bir okuyun. İyilik, dürüstlük, güven, adalet ve merhamete ilişkin bir biyografi gibi. Emin olun, bu sıcakta oruç tutarken susuzluk hissetmeyeceksiniz. Açlıktan başınız dönmeyecek, iftara doğru işi savsaklayıp, otobüse binerken ona buna omuz atmayacaksınız. Belki de ilk kez gerçek anlamda oruç tutacaksınız. Midenizle değil de kalbinizle! Bir Ramazan böyle tutsak orucu, emin olun, ne mahalle baskısı korkusu kalır, ne kutuplaşma... Kendine dindar diyen için de, laik diyen için de... İsmini silin hafızanızdan kitabın... Herhangi bir kulun hayat hikâyesi olarak okuyun bence... Kıssasını yazarı Dr. Casim Avcı anlattı, hissesi tümüyle vicdanınıza kaldı!
 
Vatan

Bu haber 439 defa okundu.