En Sıcak Konular

Muhammedü'l-Emin böyle anlatıldı

2 Eylül 2008 12:17 tsi
Muhammedü'l-Emin böyle anlatıldı Dr. Casim Avcı Hz. Peygamber'in 'evrensel' değerlerini anlattı

Hayy Kitap'tan çıkan Muhammedü'l-Emin kitabının yazarı Dr. Casim Avcı ile Vatan'dan Mine Şenocaklı röportaj yaptı. İşte o röportajın ikinci bölümü:

Röportajın ilk bölümü için tıklayınız

'Hangimiz daha dindar diye tartışmakla zaman kaybetmeyelim' diyor Muhammedü'l-Emin'in yazarı Dr. Casim Avcı. Onun yerine hep birlikte unutulmuş insani değerlere sahip çıkmamız gerektiğini söylüyor. Peygamberin hayatından bir örnek vererek... Kâbe’nin onarımı sırasında Hacerülesved'i yerine koymak için kabileler birbirine girmiş. Her kabile reisi bu onuru üstlenmek istemiş. Bakmışlar olacak gibi değil. Daha peygamber sıfatını almamış olan Muhammedü'l-Emin'i hakem seçmişler.

Hiç kimsenin hakkını kimseye geçirmemiş Muhammed. Bir yaygının ortasına koymuş Hacerülesved'i. Herkes tutmuş bir ucundan. Güven adalet ve hoşgörüyle tamamlanmış Kâbe’nin onarımı. İslam tarihçisi Dr. Casim Avcı'ya göre, işte şimdi insani değerleri yeniden yükseltmek, toplumdaki gerginliği gidermek için de bir yaygıya ihtiyacımız var. Herkesin, ister AKP'li, ister CHP'li, ister inançlı, ister inançsız bir ucundan tuttuğu. Hoşgörü, iyilik, dürüstlük ve doğruluğun...

Bugünün çok sorunu var, dünyada da, Türkiye'de de… İsraf, hoşgörüsüzlük, şiddet... Bu sorunların çoğunun çözümü acaba Hz. Muhammed'in sünnetinde var mı?

Hz. Muhammed zaten dikkat edersek Cahiliye dediğimiz İslam öncesi topluma gönderilmiştir. Yani düzeltilmeye muhtaç, kötülüklerin yaygınlaştığı bir topluma. Ben şuna inanıyorum, günümüzde Hz. Peygamberi tanımaya, anlamaya muhtacız. ‘Muhtacız’daki bizi ikiye ayırıyorum. Bir Müslümanlar muhtaç, iki esasen dünya muhtaç. Dünya bunu itiraf etmeyebilir, dünya bunun farkında olmayabilir ama Hz. Peygamber'in davranışlarında, sözlerinde, hem Müslümanlara ve hem de Müslüman olmayanlara mesajlar var. Hz. Peygamber'in savunduğu ‘evrensel’ değerler var.

Nedir bu değerler?

Birincisi can kutsaldır. İnsanın yaşama hakkı vardır. O halde başkasını haksız yere öldürmek İslam'da büyük günahtır. Hatta Kuran-ı Kerim 'Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir' diyor. Şimdi sırf bu prensibin bile sadece Müslümanları değil, bütün insanlığı ilgilendirdiğini görüyoruz. Bu ne demektir? Müslüman olmayanlar, bir Müslüman'dan bu manada güven duymalıdırlar. Emniyet altında, güven altında olmalıdırlar. Bu peygamberimizin Müslümanlara emrettiği bir şeydir.

Peki ama son yıllarda din adına çok cinayetler işlendi. Trabzon'da Rahip Santoro öldürüldü, misyonerler öldürüldü...

İşaret ettiğiniz cinayetler niçin oldu, kim yaptı bilemiyorum ama ben gördüğüme bakıyorum. Gördüğüm ne? Bir din adamının hunharca öldürülüşü. Bunu İslam'ın kesinlikle yasakladığını açıkça ilan etmemiz gerekiyor. Bunun ayrıca İslam'la ilgisi yok... Şimdi can, mal, ırz, namus gibi değerler, mesela aklın korunması, neslin korunması, insanlığın korunması bunların hepsi temel değerlerdir. Doğruluk, dürüstlük, emanet, emniyet, hoşgörü hepsi bunlar temel değerlerdir. Bu temel değerler sadece Müslümanların değil, Müslüman olmayanların da muhtaç olduğu değerlerdir. Hz. Muhammed, bu temel değerleri haykıran, bu temel değerlere vurgu yapan, bu temel değerlerin daha geniş toplumlara yayılması için çalışan bir peygamberdi.

Hz. Muhammed'in peygamberlik öncesi hayatında ona verilen sıfat Muhammedü'l-Emin, yani 'Güvenilir Muhammed'. Ne zaman çıkıyor bu ifade? Yani ilk kim dile getiriyor?

Kaynaklar zikretmiyor ama bu ifadenin bir kere İslam'dan öncesine ait olduğu kesin. Niçin kesin? En belirgin kullanıldığını bildiğimiz olay Kâbe’nin tamiri meselesidir. Yangın ve sel baskınlarından dolayı Kâbe’nin tamiri söz konusu oluyor, Kureyş kabilesi bu işi üstleniyor ve Kâbe yeniden inşa ediliyor. Ancak Hacerülesved'in yerine yerleştirilmesi hususunda anlaşmazlıklar çıkıyor. Malum Hacerülesved tavaf başlangıcıdır ve çok önemlidir. Bu taşın yerine konulması gerekiyor. Kim yerine koyarsa bu taşı, büyük bir şeref olacak. Dolayısıyla her kabilenin reisi kendisi üstlenmek istiyor bu görevi. ‘Ben yerleştireceğim’ diye bir kavgadır başlıyor. Kılıçlar çekiliyor tabiri caizse ve bu yüzden savaşmayı bile göze alanlar oluyor. Tartışma sürüyor. Nihayet Kureyş'in ileri gelenlerinden Ebu Ümeyye b. Mugire, Beni Şeybe kapısından Kâbe’ye ilk giren kimsenin vereceği karara uyulmasını teklif ediyor. ‘Sabah Kâbe’ye ilk giren kişi hakem olsun’ diyor. Herkes bekleyiş içersinde... Herkes bir hesap içerisinde. 'Bize mi verecek acaba başkasına mı verecek' diye... Bir bakıyorlar ki kapıdan Hz. Muhammed giriyor. Onu gören o gergin insanların bir anda yüzleri aydınlanıyor. "İşte el-Emin" geldi, "İşte Muhammed geldi" diyerek memnuniyetlerini dile getiriyorlar. Kimisi Muhammedü'l-Emin diyor, kimisi 'El-Emin' diyor. Anlaşılan o ki daha önce de bu ifade kullanılıyordu.

O zaman kaç yaşındaydı Hz. Muhammed?
35 yaşında. Şurası kesin ki, henüz vahiy gelmemişti.

Ve ne oluyor?

El-Emin'i görünce bir rahatlama oluyor. Peygamber efendimiz, 'Bir yaygı getirin' diyor. Getiriyorlar bir yaygı. Seriyorlar. Hacerülesved bir tarafta duruyor. Peygamberimiz alıp taşı yaygının üzerine koyuyor, sonra diyor ki kabile reislerine, ‘Her biriniz yaygının bir tarafından tutun.’ Herkes tutuyor ve eşit şartlarda tutmuş oluyor. Böylece Muhammedü’l-Emin’in adaleti sayesinde Kureyş bir savaşın eşiğinden dönmüş oluyor.

Günümüze gelirsek... Görüyoruz ki bu değerlere sahip çıkanlar giderek azalıyor. Ben Müslümanım diyenler arasında bile...

Muhammedü’l-Emin'in istediği, Muhammedü’l-Emin'in getirdiği dinin istediği şey dürüstlüktür, güvenilirliktir. Müslüman olmak, eliyle, diliyle, davranışlarıyla başkasında güven uyandıran insan olmak demektir.

Toplumdaki bu kutuplaşmaya çözüm olacak olan ne peki?

Güvenilir olmak, güven telkin etmek, doğru olmak, dürüst olmak, başkalarının haklarına saygılı olmak. Asıl problem ise bunların içselleştirilmesinde.

Peki şöyle sorsak, bugün Türkiye'de yaşayan Müslümanların daha büyük çoğunluğu Hz. Muhammed'in sünnetini daha iyi bilse, uygulamaya çalışsa en azından bu gerginlik büyük oranda azalmaz mı?

Kesinlikle azalır.

Hacerülesved bir değer. Onun yerine bu söylediğiniz değerleri koysak...

Ne güzel söylediniz. Hacerülesved'i kaldırın. Yerine bu söylediğim değerleri koyun, can güvenliği, mal güvenliği, dürüstlük, güven, emniyet... O yaygı üzerinde bu değerler olsun. Ondan sonra tutun birer ucundan. Bu yaygının uçlarını tutanlar arasında Müslümanı olsun, olmayanı olsun, AKP'lisi olsun, CHP'lisi olsun, DSP'lisi olsun, MHP'lisi olsun...

DTP'lisi olsun...

Hepsi olsun. Dindarı olsun, dini bakımdan kendini zayıf tanımlayanı olsun. Tutturun bu yaygının ucundan, bu değerleri kaldıralım, yaygınlaştırmaya çalışalım. Mesele budur.

Peki hakem kim olacak?

Hakem Mine Şenocaklı'dır. Hakem Casim Avcı'dır. Hakem iyiliktir. Kötülükleri ne kadar çok konuşursak, o kadar çok yaygınlaşacaktır. İyilikleri çok konuşursak, iyilikleri yazarsak kötülükler yer bulamayacaktır. ‘Şeytana lanet okuyacağına, Allah'ı zikret’ denir İslam'da... Hayırlardan iyiliklerden bahsedelim. İyilikleri fazlalaştırarak, kötülüklere yer bırakmayalım. Kim bunu üstlenirse, kim ön ayak olursa bizim için El-Emin odur. İnsan fıtratı iyiye meyillidir. İyiyi gördüğü yere gelecektir. İyiler kazanacaktır.

Muhammedü'l-Emin kitabıyla ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen tıklayınız



Bu haber 1,092 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,940 µs