En Sıcak Konular

Baykal ne demek istedi?

2 Eylül 2008 08:01 tsi
Baykal ne demek istedi? Baykal, ''İhtilal sonrası Zincirbozan'a sürgüne gönderilen ben, ihtilalin acısını çeken ben, faturasını ödeyen ben, ihtilale davetiye çıkaracağım, öyle mi?.. Benim sözlerimi böyle anlayanın aklından şüphe ederim'' dedi ve ne demek istediğini açıklad

Yavuz Donat / Sabah

Deniz Baykal, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un sözlerini illiyet'ten Fikret Bila'ya değerlendirdi.
"Paşalar hep böyle güzel konuşmalar yapıyorlar da" dedi...
Ve durdu.
Deniz beyin bu "yarım bıraktığı cümle" değişik yorumlara yol açtı.
Soru yağmuru başladı:
- Baykal ne demek istedi?
- Konuşuyorlar konuşuyorlar ama bir türlü darbe yapmıyorlar mı demek istedi?
- Baykal askere davetiye mi çıkardı?


Deniz Baykal'ı aradık.
Ve sorduk:
- Ne demek istediniz?
- İhtilal sonrası Zincirbozan'a sürgüne gönderilen ben, ihtilalin acısını çeken ben, faturasını ödeyen ben, ihtilale davetiye çıkaracağım, öyle mi?.. Benim sözlerimi böyle anlayanın aklından şüphe ederim.

'Demek istedim ki...'

Deniz Baykal "olay şu" diye konuşmaya başladı:
- Bazı önemli gerçekler ortaya çıkıyor.
- Bunlarla ilgili çok önemli tespitlerde bulunuluyor.
- Fakat gereği yapılmıyor.
- Ben toplumun dikkatini bu noktaya çekiyorum... Bunda anlaşılmayacak ne var?
Deniz Baykal:
- Hayat, düşünme düzeyimize paralel gelişmiyor... Doğru olduğunu bildiğimiz şeylerin gereği yapılmıyor... Ben bunu anlatmaya çalışıyorum... Değerlendirmede demek istedim ki... Ey Türkiye, şikayetçisi olduğun konularda gerekeni yap.

Sorun nerede?

Deniz Baykal'la konuşmamızın konusu "Şaban Dişli olayı" değildi. Ama CHP lideri "konuyla bağlantısı var" dedi.
Ve Şaban Dişli dosyasını açtı:
İşte sözleri, işte konuyla bağlantıları:
- Dişli olayı her partinin başına gelebilir.
- Zaman zaman böyle şeyler olur ama dedikodu boyutundan ileri gitmez.
- Fakat bu defa tarihli, belgeli, imzalı, kayıtlı, ispatlı... Kimse inkar edemiyor.
- Ama ülkede sistem işlemiyor... Ve Dişli, genel başkan yardımcılığı koltuğunda oturmayı sürdürüyor.
- Ey içişleri, ey belediye, ey savcılık... Her şey gözünüzün önünde... Yapın gereğini.
- Beyin gerçeği algılıyor fakat el hareket edemiyor... Beyin, ele kumanda görevini yapamıyor... Bu noktada sorun var.
- Gördün mü bağlantıyı?.. Madem bir yerde sorun var, bunu tespit ediyorsun, öyleyse gereği yapılacak... Ben bunu söylüyorum.

Demokrasinin çocukluk hastalığı

Deniz Baykal sordu:
- Genelkurmay Başkanı'nın tespitlerine katılan yok mu?.. Bazı gelişmelerden rahatsız olan yok mu?.. Endişe duyan yok mu?.. Sadece ben mi varım?

Deniz bey "ne muazzam bir çelişki bu böyle" diye devam etti:
- Önce fotoğrafı doğru görelim.
- Komutan doğru mu söylüyor?.. Doğru söylüyorsa, siyaset olarak gereğini yapalım.
- Kim nereden çıkarıyor askere davetiye sözünü?
- Bunlar artık geride kaldı.
- Müdahaleymiş falan... Geç bunları... O Türk demokrasisinin çocukluk hastalığıydı... Çocuk büyüdü... Hastalık geçti.

Deniz Baykal:
- Ne yapılacaksa biz yapacağız... Siyaset kurumu yapacak... Türkiye yapacak... Sivil toplum yapacak... Bu söylediklerimi anlatmak çok mu zor?

Toplumun dinamikleri

Deniz Baykal "gençlik yıllarına" gitti.
Üniversitede doçentlik yaptığı döneme. Bülent Ecevit "CHP Genel Sekreteri."
Baykal "Ecevit'in yanında." İşte "o süreçten" bahsetmeye başladı.

Baykal:
- 12 Mart 1971 muhtırasından sonra Bülent Bey, İsmet Paşa'ya koştu: Aman paşam biz bu işe alet olmayalım.
- Sonunda Ecevit genel sekreterliği bıraktı... Birlikte hareket ettik.
- Ecevit'in genel sekreterliği bıraktığını açıkladığı basın toplantısında yanında bir tek ben vardım... Yeni süreci birlikte başlattık.

Deniz bey "dünü" uzun uzun anlattı. Ve bugüne geldi:
- Asker doğru bir şey söylüyor... Öyleyse doğrunun hayata geçirilmesi lazım.
- Laiklik tehlikede ise bunu asker mi güvenceye alacak?
- Toplumun dinamikleri güvenceye alacak... Gereğini toplumun dinamikleri yapacak.
- Yani siyaset... Medya... Sivil toplum örgütleri... İş dünyası... Ben bunu söylüyorum... Yeterince açık değil mi?

Deniz Baykal:
- Genelkurmay Başkanı "cemaatler" diyor ve bir tespit yapıyor... Türkiye'nin bir cemaatler devleti haline getirilmek istendiği yalan mı?.. Buradaki çelişkiyi vurgulamak benim görevim değil mi?.. İçişleri bu konuda gerekeni yapıyor mu?.. İnme mi indi bize, felç mi olduk?.. Tespiti dinle, bak ne kadar doğru söylüyor de, sonra da yat uyu... Sağlıklı siyaset, sağlıklı demokrasi bu mu?

Adana yollarında gözyaşları

Deniz Baykal, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un konuşmasını önüne koydu.
Ve başladı konuşmaya:
- Komutanın söyledikleri çok önemli mi?.. Önemli.
- Çok da doğru mu?.. Doğru.
- Ulus devlet tehlikede diyor... Tehlikede mi?.. Tehlikede.
- Laiklik tehdit altında diyor... Evet mi?.. Evet.
- Üniter yapının tehlike ile karşılaştığını söylüyor?.. Doğru mu söylüyor?.. Doğru söylüyor.

Deniz Baykal:
- Genelkurmay Başkanı bu tespitleri "laf ola beri gele" diye mi yapıyor?

- Deniz bey... Sizin söyleminiz "askere davetiye" diye algılandı... Neden?
- Türkiye'de pek çok zihinde hala askerle ilgili tedirginlik ve hassasiyet sürüyor da ondan... O nedenle birileri, benim yaptığım değerlendirmeyi müdahale çağrısı olarak algılamak istiyor.
Deniz Baykal:
- Askeri dönemleri yaşadım... Askeri dönemlerin kurbanı oldum.
- İnsan olarak acı çektim... Partim kapandı... Meclis kapandı... Siyaseten ızdırabını gördüm.
- Siyasal yaşamımda 1 gün bile asker gelsin demedim.
- Ecevit'le Adana'ya gidiyorduk... Radyoda 12 Mart 1971 muhtırası okundu... Gözyaşlarıyla dinledik.

Siyasal yaşamın şizofrenik manzarası

Deniz Baykal'la "uzun konuştuk."
Ve "tek konuyu" konuştuk. "Askersiyaset" konusunu. Baykal'ın "askerle ilgili sözlerinin" yarattığı rüzgarı.

CHP Genel Başkanı:
- Eğer bir yerde bir hastalık varsa... Bu görülüyorsa... Söyleniyorsa... Ama düzeltilmiyorsa... Artık hastalığa alışılmaya başlanır... En azından alışıldığı görüntüsü doğar... Bir tehlikelidir... Bu zafiyettir.

Deniz bey söylemini ağırlaştırdı:
- Siyasi hayatta şizofrenik bir manzara var.

Deniz Baykal:
- Sorunların söylenmiş olması, sorunların çözüldüğü anlamına gelmiyor.
- Söylemler, çözüme katkı sağlamazsa, toplumda hayal kırıklığı doğar... Toplumda hüsran yaratır.

sabah

 




Bu haber 279 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,679 µs