En Sıcak Konular

Hem borçlusun hem güçlü ha!

0 0 0000 00:00 tsi


"Petrol savaşları" başlıklı yazım Hürriyetçileri çok kızdırmış anlaşılan. Hürriyet'in dünkü köşelerinde Sabah'a yönelik ağır bir saldırı vardı.
Hürriyetçiler, Sabah'ın hükümete borcu olduğu için yolsuzlukların üzerine gidemediğini, bu yüzden hükümet yanlısı olduğunu iddia ettiler.
Hemen bu iddiayı tartışmaya açalım. Kendinize güveniniz varsa, bu hükümet döneminde Sabah ve Hürriyet'in yaptığı haberleri bir bir karşılaştıralım, kim yağ çekmiş, kim gerçekleri yazmış görelim.
Kim Başbakan'ı akşam sahibi olduğu kanala çıkarıp ertesi gün gazetesinin birinci sayfasını bu habere kaç kere ayırmış görelim.
Bu olayda benim yaklaşım açım şuydu: Geçmişte işleri için gazetelerini, köşelerini kullanmaktan çekinmeyenlerin, bugün yaptıkları haber yüzünden eleştiri almaktan, tartışma konusu olmaktan rahatsız olmaya hakkı yoktur.
Gazetenin yöneticisiyken de hep altını çizdiğim gerçek şuydu. Türkiye'de halk son dönemde "Bu manşetin arkasında ne var?" sorusunu sorar hale gelmişti. Mesleği bu ayıptan kurtarmak gerekir.
Gazeteciliğin patronun diğer işlerinin aracı olarak kullanılması mesleğe güveni zedeler, doğru yaptığınız haber bile kuşkuyla karşılanır.
Bu bence bu topraklarda yaşayan ve birazcık gazete okuyan herkesin kabul edeceği bir gerçektir.
Çünkü gazetecinin işi haber vermektir, patronun nabzına göre haber vermek değil.
Yani, baştan kabul etmeniz gereken bir inandırıcılık sorununuz var.
Bu sorununuzun önemli bir bölümü de, özellikle bir bankayla ilişkilerinizden kaynaklanıyor. Bu banka ekseninde yaptığınız manşetlerden kaynaklanıyor.
Halep ordaysa, arşın burada, açarız arşivleri tek tek üzerinden gideriz.
Gelelim Yimpaş haberine.
Bu olayın haber değeri vardır, yeni bir olay olmamasına rağmen, devam etmekte olan sıkıntılar nedeniyle güncelliğini taşıdığı için vardır.
Olayın ikinci yönü, Yimpaş'ı hükümetle ilişkilendirme çabasıdır. Bir cenazede çekilen fotoğraftan yola çıkılarak yapılan haberle ilgili yorumlar herkesin görüşüne açıktır.
Olayın en önemli yönü ise zamanlamasıdır.
Burada "sabıka" unsuru devreye girmektedir.
POAŞ'a kesilen ceza ile aynı döneme gelmesi manidardır elbette. Muhazakâr basında bu konuda çeşitli iddialar ortaya çıkmış durumda.
1997'de başlayıp günümüze ulaşmış bir olayın tam da ceza tartışması dönemi grubun bütün gazetelerinde ve kanallarında aynı anda en önemli haber yapılması medyacıların kurcalaması gereken bir konudur. Bence bundan rahatsız olmayın, olacaksanız geçmişinizle olun.
Şimdi gelelim Sabah'a...
Ciner Grubu, TMSF ile yaptığı bir anlaşma sonucu Sabah'ın sahibi olmuştur. Bu anlaşması tıpkı EPDK gibi bağımsız bir kuruluş olan TMSF iledir, hükümetle değil.
Size ceza kesen EPDK bağımsız kuruluş oluyor ama Sabah'ın hukuki sözleşme ve teminatlarla sahibi olan Ciner Grubu'nun anlaşma yaptığı TMSF, hükümete bağımlı bir kuruluş oluyor. Bu anlayışa herhalde kargalar bile güler.
Ciner Grubu'nun sözleşme gereği TMSF'ye 10 yıl içinde yapacağı ödemenin hükümetle ilgisi yoktur. Bu hukuk sistemi tarafından güvence altına alınmış bir anlaşmadır.
Sabah'ın hükümete veya devlete tek kuruş borcu yoktur, TMSF ile vadeli bir satın alma ilişkisi vardır. Tüm vadelerin yükümlülüklerini yerine getirmiş ve getirmeye devam etmektedir. Burada devlete borcu olan biri varsa, kaçak akaryakıt operasyonundan dolayı 600 milyon YTL cezaya çarpıtırılan Doğan Grubu'dur. Bu borç da Doğan Grubu'nun sahibi olduğu şirketlere tebliğ edilmiş, bir mucize olmazsa Amme Alacaklarının Tahsiline İlişkin Kanun gereği 3-4 gün içinde ödenmesi gereken bir borçtur. Bugünkü kurla 400 milyon dolara yaklaşan bir borçtur.
Yani Doğan Grubu'nun devlete borcu vardır, Sabah'ın yoktur.
Kamuoyunu yanlış bilgilendirmek doğru bir davranış biçimi değildir.
Biz rakibimizin gazeteciliği kullanarak SABAH'ın halka arzını engellemek için bürokratlara nasıl baskı yaptığını da biliyoruz. Sabah ise İMKB kararına kadar hiçbir yayın yapmamış ve hiçbir gazetesini bürokratlara baskı amacıyla devreye sokmamıştır. Ancak İMKB kararından sonra hukuka aykırı olduğunu öğrendiği işlemin iptali için yargı yoluna başvurmuş ve bu hukuksuzluğu kamuoyuyla paylaşmakla yetinmiştir.
Hükümetle ilişkilere gelince, tekrar ediyorum, gelin bağımsız bir jüri oluşturalım, Sabah ve Hürriyet'in bu hükümet dönemindeki haberleri incelensin kim hükümetin üzerine gitmiş, kim gitmemiş incelensin herkes görsün.
Var mısınız?



Bu haber 213 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,764 µs