Ekolojik pazarda tezgah sayısı artıyor

0 0 0000 00:00 tsi
Toplumda yerleşmiş olan "ekolojik(organik) ürün lükstür" imajını yıkmak ve halkı uygun koşullarda üretilmiş ekolojik ürünlerle tanıştırmak amacıyla Şişli Feriköy'de açılan yüzde yüz Ekolojik Halk Pazarı, tezgah ve ürün çeşitliliğini artırarak yoluna devam

Şişli Feriköy'de Buğday Derneği ve Şişli Belediyesi'nin desteğiyle 17 Haziran'da açılan ve her cumartesi kurulmaya devam eden Ekolojik Halk Pazarı'nda yazın sıcak günleri geride bırakılıp kışın başladığı bu günlerde üreticilerin ve ekolojik ürün kullanıcılarının yüzünü güldüren bereketli günler yaşanıyor. 55 tezgahla başlayan ekolojik pazarda 20'nci haftasında 100 tezgah kuruluyor. Bu tezgahlarda başlangıçta 30 farklı taze sebze-meyve sunuluyordu; bugün bu sayı yaklaşık 50 çeşide ulaştı. Pazarda satışa sunulan ambalajlı marka ürünlerin sayısı ise haziran ayında 27 iken ekim ayı başında bir kat artarak 54'e yükseldi. Haziranda sebze ve meyve tezgahlarının başında 17 üretici/üretici temsilcisi ile başlanırken, ekim ayı başında artık 36 üretici/üretici temsilcisi bulunuyor. İlk haftalarda 4-5 ton tahmini ürün satışı gerçekleşen pazarın satış hacmi, ekim ayında tahmini olarak 5-7 ton civarına yükseldi.

Buğday Derneği Genel Müdürü Cem Birder, ANKA'ya yaptığı açıklamada, ekolojik tarımın Türkiye'deki yerine ilişkin bilgi verdi.

Pazar fiyatları ortalama alınarak hesaplanıyor

Konvanisyonel ürünlerin perakende satış rakamlarının (pazaryerleri, marketler, manavlar) her hafta alındığını ve ortalamalarının hesap edildiğini belirten Birder, pazarda her ürüne ait bu ortalamalara ekolojik ürünlerde azami yüzde 20 üstünde üst sınır fiyatları oluşturduklarını söyledi. Birder, asgari fiyat olarak da eşit olmalarını önerdiklerini vurgulayarak, "Bu bir tür 'narh' sistemi olup, tüm katılımcı üreticiler bu fiyat sistemine uyuyorlar. Bu şekilde hem tüketiciye uygun fiyatlı olarak ekolojik ürünleri ulaştırıyor, hem de üreticinin kendi arasında oluşabilecek (küçük üreticiler ve zincir satış mağazaları gibi) haksız rekabetin önüne geçiyoruz" dedi.

Şimdilik pazar Şişli’de

Cem Birder, Şişli Feriköy'den pazarın başka bir yerde açılabilmesi için birçok parametrenin sonuçlanması gerektiğini söyledi. Birder, ilgili belediyenin bulunduğu bölgede ekolojik ürünlere tüketicinin ilgisi/alım kapasitesi; ürün çeşitliliği ve miktarlarının kontrollü olarak birden çok pazaryerine yetebilmesi; belediye-buğday-sponsor iletişiminin gerekli seviyede oluşması; lojistik, pazaryeri, depolama desteklerinin sağlanması; tüm tarafların adil ticaret esaslarına saygılı biçimde, sürdürülebilir bir model üzerinde anlaşabilmesi halinde pazarın başka yerlerde de açılabileceğini kaydetti.

Ekolojik tarım Türkiye’de binde üçlerde

Ekolojik tarımın Türkiye'de toplam tarım içinde binde 3'ler seviyesinde bulunduğunu belirten Birder, birçok Avrupa ülkesinde bu oran yüzde 5-10'lar arasına ulaştığını söyledi. Türkiye'nin Avrupa'nın ekolojik tarım bahçesi olmaya en iyi aday ülkelerden biri olduğunu dile getiren Birder, kırsal kesimin ekonomik imkansızlıkları sonucu toprakların büyük bölümünün Avrupa toprakları kadar kirli olmadığını; suni gübre, ilaç, hormonun birçok bölgede çiftçinin "satın alamadığı şeyler" olduğunu kaydetti. Birder, şöyle konuştu: "Coğrafi açıdan büyük avantajlarımız var. Ülkemiz 4 mevsimi aynı zaman diliminde yaşayabilen, çok farklı rakımlarda tarım ve hayvancılık potansiyeli olan bir ülke. Diğer bir avantajımız tohum çeşitliliğimiz. Türkiye'de bulunan yaklaşık 10 bin bitki çeşidi ve bunların içinde yaklaşık 3 bin endemik (dünyada sadece bir bölgede yaşayan) tür yer alıyor. Ancak bugünlerde Meclis'te oylanan tohumculuk yasa tasarısı tohum zenginliğimizin sürdürülebilirliği konusunda büyük bir tehdit" diye konuştu.

Cem Birder, 10 yıl içinde Türkiye'de yapılan ekolojik tarımın yüzde 10 seviyelerine ulaşacağı öngörüsünde bulunarak, Türkiye'de şimdilerde 13 bin civarında organik tarım üreticisi bulunduğunu söyledi.

Ekolojik tarım konusunda halkın eğitilmesi gerektiğine dikkat çeken Buğday Derneği Genel Müdürü Birder, bu çerçevede, çocuklara ilköğretim çağında ekolojik yaşam, sağlıklı beslenme ve ekolojik tarımın ilkelerini yaşayarak öğrenmelerini sağlayacak "Sebzem Organik, Bahçem Ekolojik(SOBE)" başlıklı bir proje hazırladıklarını ifade etti. Bu projenin bu yıl içinde bazı okullarda başlatılabilmesi için görüşmeler yaptıklarını belirten Birder, toplumsal bir şuur oluşmadıkça, ekolojik tarımın bir merak, hobi veya trend olmaktan öteye gitmesi mümkün olmadığına dikkat çekti. Bunun bir lüks değil, yaşamsal bir bakış açısı ve yaşam için mücadelesi verilecek bir konu olduğunu insanların anlaması gerektiğini vurgulayan Birder, "Kanser vakaları, alerjiler, adını bilmediğimiz hastalıklar artıyor ve bir gün, şu anda durumu farkında olan azınlık dışında, ciddi bir kalabalık insan topluluğu bu kirliliğe tepki gösterince Türkiye'de ekolojik tarım hızlanacak" dedi.

"İstismarı çok kolay"

Cem Birder, ekolojik tarımın istismarının çok kolay olduğunu belirterek, ekolojik tarımın öneminin altını çizen, tüm kural, altyapı ve kuruluşlarının sağlıklı yöntemlerle ve standart bir mekanizmasında çalışmasına destek verecek projelerde çalışırken, yorulduklarını ve zorlandıklarını söyledi.

Devletin ekolojik tarım desteği konusunda 10 yıllık bir strateji oluşturması gerektiğini vurgulayan Birder, öncelikle eğitim desteğinde bölgesel üretim desenlerinde çiftçilere daha önce çok rastlanmamış "ekolojik özel şartlar" (sertifika bedeli, yerel tohum, at/öküz ile sürme, az tüketim modelleri) ile teşvikler sağlanmasını istedi.

Hurriyet

Bu haber 382 defa okundu.