"Kuzey Kıbrıs talebi ahlakî bir hak"

0 0 0000 00:00 tsi
Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder, Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanımanın Türkiye için siyasi bir kriter olmadığını vurguladı.

Schröder, AB'nin Kıbrıslı Türklere yönelik izolasyonu kaldırması; Türkiye'nin de Ankara Anlaşması'nın ek protokolünü onaylaması gerektiğini belirtti. 
Schröder, "Türkiye'nin Ankara Anlaşması Ek Protokolü'nü onaylamak için Kuzey Kıbrıs halkının durumunun düzeltilmesini talep etmeye ahlakî hakkı vardır." dedi. AB'nin, reformları hayata geçirmesi durumunda Türkiye ile müzakerelere başlamaya söz verdiğini hatırlatan Schröder, Ankara'nın üstüne düşeni yaptığını belirtti. Yabancı Gazeteciler Derneği'nin Berlin'deki toplantısına katılan eski başbakan, "Kararlar-Siyasi Yaşamım" adlı kitabını tanıttı. Türkiye'nin AB üyeliğini başından beri desteklediğini anlatan Schröder, şöyle konuştu: "Demokrat bir Türkiye, Avrupa'nın güvenliği için büyük bir unsur oluşturacaktır. Türkiye'nin üyeliği Avrupa'nın çıkarınadır. Ankara Anlaşması Ek Protokolü'nü onaylamak için Kuzey Kıbrıs halkının durumunun düzeltilmesini talep etmek Türkiye'nin ahlakî hakkıdır."

Bazı hükümet ve devlet başkanlarının Kuzey Kıbrıs'a yönelik uluslararası izolasyonun kaldırılması konusunda Başbakan Erdoğan ile görüşmelerde bulunduğunu ifade eden Schröder, "Toplantılarda kısıtlamaları kaldırmanın gerekli olduğu sonucuna varıldı." ifadesini kullandı.

Schröder, Kıbrıs konusunda AB'nin sorunu çözmediği için "suçu bulunduğunu" vurgulayarak, AB'nin Kıbrıslı Türklere yönelik izolasyonu kaldırması ve Türkiye'nin de Ankara Anlaşması'nın ek protokolünü onaylaması gerektiğini kaydetti. Gerhard Schröder, "bazı çevrelerin Kıbrıs sorunu nedeniyle Türkiye'nin AB üyeliği konusunda bir krizin yaşanacağına inandığını" da aktardı. Bu arada kasım ayında bir konferansa katılmak üzere Türkiye'ye gideceğini söyleyen Schröder, Türkiye'deki konferanslarda genellikle İngilizce konuşulduğu için İngilizcesini geliştireceğini sözlerine ekledi.

Programda Zaman'ın kendisine yönelttiği, "Uyum Zirvesi ve Alman İslam Konferansı gibi toplantılar neden sizin başbakanlığınızdaki iktidar döneminde düzenlenmedi?" şeklindeki soru üzerine Schröder, "Almanya'daki dini cemaatler ile biz de görüşmelerde bulunduk." dedi. Uyum ve İslam Konferansı gibi toplantıları desteklediğini kaydeden Schröder, başbakan olduğu Kırmızı/Yeşil hükümet döneminde kabul edilen Göç Yasası sayesinde partilerin yabancılar sırtından siyaset yapmalarını engellediklerini savundu. Schröder, "Bugün Almanya'da artık büyük partiler yabancılara yönelik sözlü saldırılarla seçim kazanılmadığını öğrendiler." dedi. Buna rağmen ülkede aşırı sağcılığın olmadığı yönünde bir iddiada bulunulamayacağının altını çizen eski Başbakan, aşırı sağa karşı mücadelenin devam etmesi gerektiğini kaydetti.

Bir soru üzerine enerji konusuna da değinen Schröder, Baltık Denizi üzerinden Rusya'dan Avrupa'ya aktarılacak olan boru hattının hayati öneme sahip olduğunun altını çizdi. Avrupa'da enerji tüketiminin artarak kaynakların azaldığını, Norveç gibi ülkelerde bulunan enerjinin Avrupa'nın enerji ihtiyacını karşılayacak potansiyelde olmadığını söyleyen Schröder, mevcut projenin "Transatlantik ilişkiler için bir ağ ve ortak Avrupa projesi olduğunu" belirtti. Schröder ayrıca, Almanya ile Rusya'nın birçok alanda ortak çıkarları olduğunu da hatırlattı.
 
Zaman

Bu haber 193 defa okundu.