Kapanırsa Türkiye'yi neler bekleyecek?

30 Temmuz 2008 15:48 tsi
AK Parti’nin kapatılması ve Başbakan Erdoğan’ın yasaklanması halinde içerde ve dışarda ne gibi risklerle karşılaşacağımız önemli bir soru olarak duruyor. iyibilgi bu sorunun yanıtını AB uzmanı Can Baydarol ve Star gazetesi yazarı Mustafa Akyol

AK parti kapatma davasında kritik gün bugün... Her ne kadar kararın Cuma günü çıkacağı ileri sürülüyorsa da tüm Türkiye'nin dikkati Anayasa Mahkemesi'ne kilitlenmiş durumda. AK Parti kapanacak mı? Yüzde kırk yedi oy alarak bir yıl önce iktidar olmuş bir parti kapanırsa, bunun Türkiye'ye etkisi ne olur? Karar kapatma şeklinde çıkarsa, sonrasında neler yaşanır? Dış politikada ve içerde Türkiye'yi neler bekler? Bu soruların yanıtlarını iki önemli isimle birlikte aradık. İşte sorularımız ve aldığımız yanıtlar... 

Can Baydarol:

AK Parti’nin ve Başbakan Erdoğan’ın yasaklı hale gelmesi durumunda Türkiye’nin genelde dış politikasında özelde AB ile olan ilişkisinde ne tür durumlar ortaya çıkabilir?

AB’dekiler, demokrasi adına ayıp oldu derler. Fakat bu doğrudan müzakerelerin askıya alınması gibi bir neticeyi beraberinde getirmez. Kapatma kararı çıktığı takdirde AB meseleyi olabildiğince ağardan almaya çalışacaktır. Gerekçeli kararı bekleyecektir; ona göre tepkisini ortaya koyacaktır. Diğer taraftan böyle bir karar mutlaka Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne intikal edecektir. Unutmamak gerekir ki bu mahkeme AB’yi bağlamaktadır.

Muhtemel bir yasaklama kararının Türkiye’nin dış politikasını oldukça radikal bir biçimde olumsuz etkileyeceği açıktır… Şimdiden bu hususta bir kehanette bulunmak güç ama bir tür karmaşanın ortaya çıkacağını söylemek mümkündür.

Mustafa Akyol:

Kapatma kararı çıkarsa Türkiye iç-politika itibariyle bundan nasıl etkilenir?

Türkiye’nin istikrarını zedeler, demokrasisini deler ve en önemlisi hukuka olan güveni sıfıra indirir. Gerçi toplumun hukuka olan güveni şu ana kadar yeterince sarsılmıştı; özellikle de Anayasa Mahkemesi kendi yetkisi dâhilinde olmamasına rağmen başörtüsü konusunda yasamanın aleyhinde karar verdiği zamanda bu daha fazla hissedilmişti. Şayet kapatma kararı çıkarsa bu kesin olarak hukuka karşı olan güveni sıfıra indirecektir.

Hukukun güvenilmez hale gelmesi demek devletin güvenilmez hale gelmesi demektir. Hâlbuki devlet objektif olmak zorundadır. Aksi takdirde belli bir kesimin tarafı olarak algılanır.

Anayasa Mahkemesi’nden menfi bir karar çıkarsa AK Parti’nin (yani onun yerine geçecek olan partinin) oyları yükselir mi dersiniz?

Sanırım oylar yükselir. Tabi bu konuda kesin konuşmak mümkün değil. Ancak, şunu gayet iyi biliyoruz ki şu zamana kadar hangi partiye karşı darbe yapılmışsa o partinin oyları hep yükselmiştir. Diğer taraftan mutlaka AKP’den oy çalmaya çalışacak olan partiler de boy gösterecektir. Ne kadar başarılı olacaklarını da önümüzdeki günlerde göreceğiz. 

Şunu da belirtelim ki kapatma kararı en çok ekonomiyi etkileyecektir. İşte o zaman birileri hükümeti suçlayacak ve bu minvalde bir kampanya yürütecektir…

Ama ben her halükarda AKP’nin oy kaybedeceğini zannetmiyorum. Yüzde 40’lardaki oyunu muhafaza edecektir diye düşünüyorum.

Bakınız şu nokta çok önemli: Türkiye’de yaşanan bu sıkıntılı sürecin arkasında ülkemizde demokrasi konusunda uzlaşmamış olmamız yatıyor. Dünyadaki demokratik ülkelerde bu konuda genel bir uzlaşma söz konusudur. Sadece işin teferruat kısmında belli ayrıklara düşülür. Biz de ise bu demokrasi olsun mu olmasın mı sorgulaması çerçevesinde gelişiyor.

Ama kimse de demokrasiye aleyhtarım demiyor…

Evet. Onun yerine cumhuriyetçiyiz diyorlar. Tartışmayı da cumhuriyet mi demokrasi mi şeklinde yürütüyorlar. Hâlbuki otoriter/totaliter devletlere de cumhuriyet tabiri kullanılabilmektedir. Bir devletin cumhuriyet olması demokrasi olduğu anlamına gelmez. Önemli olan cumhuriyetin için demokrasiyle doldurmaktır.

www.iyibilgi.com özel Erkam Can

Bu haber 546 defa okundu.