Ergenekon’da kim nerede duruyor?

30 Temmuz 2008 13:56 tsi
Siyasi partiler Ergenekon soruşturmasına nasıl bakıyor? Soruşturmayı kim destekliyor, kim eleştiriyor? MHP Ergenekon’la sekiz yıl boyunca nasıl mücadele etti? DSP nasıl hedef haline geldi? İyibilgi farkıyla, 2002’den bu yana siyasi partilerin

Ergenekon soruşturması çerçevesinde hazırlanan iddianame geçtiğimiz hafta İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilerek kamuoyuna açıklandı. Artık tartışmalar daha şeffaf, sızdırma eleştirilerinin dışında yürütülüyor. İyibilgi soruşturmanın kimsenin bakmadığı bir yönüne dikkat çekiyor: Türk siyaseti Ergenekon’da nerede duruyor? İşte parti parti Ergenekon pozisyonları…

AK Parti: Yedi yılın ‘mağdur’u nerede durur?

2002 yılında iktidara gelen AK Parti yönetimi şüphesiz Ergenekon terör örgütüyle mücadelenin ‘sonuna kadar’ götürülmesi gerektiğini savunan partilerin başında geliyor. Bunun sebebi basit: Ergenekon yapılanmasının çeşitli hamlelerle göze batması AK Parti yönetiminde gerçekleşti. Örgüt son yedi yılda adeta AK Parti iktidarını hedef aldı. Bu yüzden AK Parti’nin ‘sadece kendi iktidarını korumak için’ bile Ergenekon davasının sonucunu merakla beklediği söylenebilir. Ancak AK Parti’nin Ergenekon soruşturması ile ilgili bazı ‘açık’ları da var. Örneğin MİT’in 2003 yılında örgütün ismini bildirmesine karşın neden şimdiye kadar beklendiği soru işareti. Elbette ‘ortada somut delil yok’ şeklinde bunun mantıklı bir açıklaması var. Ancak Ufuk Uras’ın Ergenekon ile ilişkide olduğu iddiasıyla 2004 yılındaki darbe girişimini Meclis’e taşıma girişiminin AK Parti tarafından neden desteklenmediği önemli bir soru olarak ortada duruyor.

MHP: Bahçeli’ye de darbe yapılacakmış

MHP, hakkındaki önyargıların tersine, Ergenekon davası ile ilgili en net tavrı ortaya koyan siyasi partilerden birisi. MHP Grup Başkan Vekili Mehmet Şandır’ın bugün yaptığı açıklama pozisyonlarında bir değişiklik olmadığını ortaya koyuyor. Şandır “MHP olarak çok açık ve net söylüyoruz. Tüm gerçekler ortaya çıkmalı. Bu gerçekler, tüm kaynaklarıyla tüm yönleriyle ortaya çıkmalı. Ümraniye soruşturması sonucu açılan dava, Türkiye için, Türk toplumu için, Türk siyaseti için bir fırsattır. Geçmişe dönük olarak da, hukuk dışı eylemlerin, demokrasiye karşı eylemlerin tümünün soruşturmasının, sorgulamasının yapılacağı, bir toplumsal yüzleşmenin yapılacağı bir fırsat yakalanmıştır” diyor.

Bunun elbette açıklanabilir bir sebebi var. Türkiye’de hukukun üstünlüğünün sağlanması çağrısının bir siyasi partiden gelmesi şaşırtıcı değil. Ancak iddianameye göre MHP’nin de Ergenekon’un hedefi haline geldiği unutulmamalı. Geçtiğimiz günlerde Ümit Özdağ’ın Bahçeli’ye rakip çıkmasının Ergenekon tarafından desteklendiği ileri sürülmüştü. MHP yönetimi ve teşkilatı o günlerde Özdağ’ın adaylığını “partiye kökü dışarıda operasyon yapılıyor” diyerek tepki göstermişti.

Ancak MHP’nin Ergenekon’la hesaplaşması bundan ibaret değil. Ergenekon’un hesaplarına belki de ilk darbeyi vuran MHP oldu. 2002 yılında Ecevit hükümetinin Ergenekon tarafından düşürülmeye çalışıldığı basına yansımıştı. O dönemde “bazı oyunlar oynandığı” iddiasıyla Devlet Bahçeli, Türkiye’yi, AK Parti’yi iktidara taşıyan seçimlere götüren kararı almıştı.

Ayrıca Bahçeli, o dönemden sonra ülkü ocaklarını dağıtarak Türkiye’de toplumsal huzursuzluğu körüklemek isteyeceklerin müdahale edebileceği önemli bir hedefi ortadan kaldırdı.

CHP: ‘Sen savcıysan, evet ben de avukatıyım!’

Ergenekon davasındaki tutumuyla CHP diğer partilerden oldukça farklı bir politika izliyor. Baykal’ın Başbakan Erdoğan ile yaptığı ‘avukat-savcı’ tartışması hala akıllarda. CHP, en başından beri Ergenekon iddianamesini ve örgütle ilgili çıkan haberleri sert bir biçimde eleştiriyor.

DSP: O da hedefti

DSP, tartışmalara yansıdığı kadarıyla Ergenekon örgütünün bilinen ilk müdahalesiyle mücadele etmiş parti. Geçtiğimiz günlerde çıkan haberler şunun kanıtı: Ergenekon Başbakan Ecevit’in koltuğunu bırakması için baskı yapmış. Diğer siyasi partiler gibi ‘Ergenekon mağduru’ olan DSP de soruşturmayı Türkiye’de hukuksuzluğun önüne geçilmesi için önemli bir fırsat olarak görüyor. Zeki Sezer de ‘bazı komutanlar Ecevit’e çekil baskısı yapmıştı’ diyerek darbe ve Ergenekon tartışmalarına önemli bir müdahalede bulunmuştu.

DTP: Oyun sırasında kural değiştirdiler

Türk siyasetinin muhalif partisi DTP, şaşırtıcı bir biçimde Ergenekon operasyonunun ilk günlerinde bir muhalif partiden beklenen çıkışı yapmamıştı. Ancak DTP’nin Ergenekon tutumu Ahmet Türk’ün yeniden genel başkan seçilmesiyle netleşti. DTPde Ergenekon davasının bir fırsat olduğunu, davanın derin bağları ortaya çıkarması ve bu bağların üzerine gidilmesi halinde Türkiye’de demokratikleşmenin önünün açılacağına inanıyor. Bunu da parti yetkililerinin son açıklamalarında görmek mümkün.

DP, BBP ve ÖDP: ‘Küçük’ partiler daha güçlü

Ergenekon tartışmalarında yukarıdaki üç partinin birbiriyle kullanılan ton bakımından ayrılıyor. Mehmet Ağar’ın bir önceki Genel Başkanlığını yaptığı DP Ergenekon iddianamesiyle ilgili net açıklamalar yapmış değil. Başkan Süleyman Soylu her ne kadar AK Parti kapatma davası ile ilgili güçlü açıklamalar yapıyorsa da Ergenekon’la ilgili basına yansımış ifadeleri bulunmuyor. Diğer yandan BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu operasyonda ‘sonuna kadar gidilmesi’ pozisyonunu korurken, Türk siyasetinde en güçlü çağrıyı ÖDP lideri Ufuk Uras yapıyor.

iyibilgi.com

Bu haber 829 defa okundu.