Ergenekon tahlili | " /> Ergenekon tahlili | "/>

En Sıcak Konular

Kritik bir Ergenekon tahlili

29 Temmuz 2008 18:52 tsi
Kritik bir Ergenekon tahlili Emekli DGM Başsavcısı Göktürk, Ergenekon iddianamesini analiz etti. Susurluk olayına vurgu yapan Göktürk, Ergenekon'da sonuç almak için siyasi kararlılığın önemine dikkat çekerken, ‘Darbe Günlüğü’nün nasıl soruşturulacağını anlattı ve bir de

Emekli DGM Başsavcısı Mete Göktürk, NTV canlı yayınında, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve en vahim iddialar içeren, en çok tartışılan “Ergenekon iddianamesi”ni savcı gözüyle değerlendirdi. Susurluk soruşturmasını hatırlatan Göktürk, TSK’nın o dönemde Susurluk soruşturmasına sıcak bakmadığını, ortaya çıkmaması için müdahale ettiğini, belgeler olduğu halde o dönem albay olan Veli Küçük hakkındaki soruşturma talebini işleme dahi koymadığını anlattı. Dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’ın da “Glu glu dansı” ifadesini hatırlatan Göktürk, Susurluk soruşturması için toplum desteğine karşı siyasi kararlılık olmadığını kaydetti. Göktürk bugün de Ergenekon soruşturmasıyla hukuki bir sonuca ulaşabilmek için toplum desteği ve siyasi kararlılığın şart olduğunu, aksi halde yargının tek başına bir şey yapamayacağını vurguladı. İddianamenin, “Darbe Günlüğü”nü içermediğini belirten Göktürk, bu konunun askeri savcılığın işi olduğunun, sivil savcıların bu konuda bir şey yapamayacağının altını çizerken, askeri savcılığın da, Genelkurmay Başkanı’nın izin vermesi halinde bu konuyu soruşturabileceğini, bugüne kadar böyle bir izin verilmediğini anlattı. Ergenekon soruşturmasında emekli iki orgeneral ve asker kökenli diğer şüphelilerin gözaltına alındığına dikkat çeken Göktürk’e göre, iddianamedeki “TSK’nın bu davayla ilgisi yoktur” ifadesi de, TSK’dan Cumhuriyet Savcılarına yapılan “Biz size kolaylık gösterdik, bizi yıpratmayın” telkini sonucu kondu.

NTV canlı yayınına gazeteciler Fehmi Koru ve Okay Gönensin’le birlikte katılarak, Oğuz Haksever’in sorularını yanıtlayan eski savcı Göktürk, iddianamenin her davada olduğu gibi, bir “iddia”, bir “tez” olduğunu, savunmanın “anti tez” olacağını, mahkemenin bunlardan bir “sentez” oluşturacağını anlattı. “Saygın isimler, koskoca orgeneraller bu iddialarla suçlanamaz”, “13 aydır ne suç işlediklerini bilmeden zindanda yatıyorlar”, “Bu silahlarla mı darbe yapılacaktı” eleştirilerine hukukçu olarak yanıt veren Göktürk, sanıklardan Kuddusi Okkır’ın ölümüyle ilgili olarak da, savcılığı döneminde Bayrampaşa Cezaevi’nde kanserden ölen enaz 20 kişi olduğunu bildiğini anlattı. Göktürk’ün değerlendirmelerinin “Darbe Günlükleri” soruşturmasına ilişkin bölümü özetle şöyle:

GENELKURMAY “DARBE GÜNLÜKLERİ” İÇİN İZİN VERMEDİ
Darbe Günlükleri’nde sözü edilen olaylar, eylemler, sanıklar ve şüpheliler o dönemde tümüyle asker olan kişilerdi. Kuvvet komutanları, üst düzey generallerden oluşan bir gruptu. Her halikükarda bunu soruşturmak, yargılamak, yasalar gereği askeri yargının görev alanına giriyor. Askeri savcıların soruşturma başlatması da, Askeri Ceza Yasası gereği Genelkurmay Başkanı’nın ya da soruşturma yapılan kişinin komutanının iznine bağlıdır. Soruşturma başlarsa “Genelkurmay izin verdi”, başlamazsa “İzin vermemiştir” anlamına geliyor. Bildiğim kadarıyla, Genelkurmay Başkanı “Darbe Günlükleri” konusunda soruşturma izni vermemiştir.

VELİ KÜÇÜK İÇİN DE SORUŞTURMA İZNİ VERMEMİŞTİ
TSK içinden, o zamanki konjonktürde kesinlikle Susurluk soruşturmasına sıcak bakılmadı. Bu konunun ortaya çıkmaması için müdahaleler oldu. O soruşturmanın içinde yoktum, ancak DGM savcılarından biriydim, istesek de istemesek de takip ediyorduk. Örnek vereyim, bu davada sanık olarak yargılanan Veli Küçük’ün o zaman da çok ismi geçmişti. Soruşturmayı yapan arkadaşlar, Veli Küçük’ün sanıkların hepsiyle ya da önemlileriyle irtibatta olduğuna dair belge ve bulgular elde etmişlerdi. Bunlarla ilgili olarak, yetki olmadığı için Veli Küçük’le ilgili dosyayı ayırarak yasal gereği yapılmak üzere bir üst yazıyla Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdiler. Şunu kesin biliyorum. O konuda Genelkurmay Başkanı, hiçbir şekilde soruşturma izni vermek ya da vermemek gibi hareket içine girmeksizin o dosya hiçbir şekilde işleme konulmadı.

MAHKUM OLANLARA “VATANSEVER” DEDİLER
Söz konusu kişi albaydı, tuğgeneralliğe de terfi edildi. O dönemki komutanların tavırlarını biliyorsunuz, mahkum olan insanlara “Biz bunlara emir verdik, bunlar vatansever insanlardır” şeklinde yaklaşımlar vardı. Cezaevlerinden tahliye edilirken nerdeyse askeri törenle karşılandılar. Toplum belli bir olgunluğa geldi derken, TSK için de söylüyorum, o zamanki yaklaşımlar şu anda asla söz konusu değil. Susurluk’ta siyasi kararlılık yoktu derken bunu kastediyorum. Siyasi kararlılık, toplum desteği olmadığı sürece yargının tek başına çok sağlıklı sonuca varması bana göre çok zor.

BAŞBAKAN SAVCILARI GÖREVE ÇAĞIRDI AMA
“Darbe Günlükleri” yayınlandığı zaman Başbakan’ın Mısır’a giderken bir açıklaması vardı, “Savcılar uyuyor mu? Bir ‘Darbe Günlüğü’ yayınlanmış, ceza yasalarımızda en ağır suç” diye. Nokta dergisinde aramalar yapıldı, askeri savcılık tarafından ve Nokta dergisinin kapatılmasına neden olundu. ‘Darbe Günlüğü’nün sahibi olduğu belirlenen orgenaralin ifadesi bile alınamadı. Adı geçenlerin hiçbir şekilde ifadeleri alınmadı. Sonradan ele alınmak kararında olduklarını sanmıyorum. Zaten bu kişilerin emekli oldukları fırsat bilinerek, artık bunlar emekli olup gitmiş canım, denildi ve bu iş kapatıldı. Bunu da açık açık belirtmekte yarar var.

TSK’DAN SAVCILIĞA TELKİN OLMUŞTUR
Ama iddianamenin başında bile özenle ayrıldığını görebiliyoruz. Ben bunu açık açık söylüyorum, iddianamede “TSK ve MİT’in bu davayla ilişkisi yoktur” şeklindeki ifade, kesinlikle TSK’dan gelen bir telkinle olmuştur. Öyle düşünüyorum. Bu konuda hiçbir şey bilmiyorum onu da söyleyeyim. Kamuoyunun aydınlatılması açısından, kimse oraya bağlama gibi bir yanlışa düşmesin, diye bir açıklama yapmak gereği duyulmuştur. “Biz size gereken kolaylığı gösteririz, ama siz de bizi bu işlere fazla karıştırmayın, bizi yıpratacak şeylerden kaçının” denmiş olabilir. Bu fısıldanmış olabilir.

ERGENEKON HAKİMLERİNE TAVSİYELER
Dileğimiz o ki, yargılama mümkün olan kısa sürede sonuçlansın. Öyle olacağını da düşünüyorum. Hazırlık soruşturması uzun bir süre aldığı için pek çok şey toplanmış ve mahkemenin önüne hazır olarak gelecektir. Mahkeme başka davaya bakmayacak, her gün yargılama imkanı da sağlanmış. Hukuk içinde adil bir şekilde sonuçlanmasını bekliyoruz. Bu sürecin hukuka ve yasalara uygun bir şekilde sürmesi için toplum olarak elimizden gelen desteği vermeliyiz. Yargıçlardan şu özeni göstermelerini diliyorum; haklarında çok ağır ve kesin kanıtlar bulunmayan sanıkların mümkün olduğu kadar tutuksuz yargılanmaları yönünde karar verirlerse insanların ileride zarar görmelerini, mağdur olmalarını da önlemiş olacaklardır.

ntvmsnbc



Bu haber 736 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,101 µs