Bu yazıyı siz yazdınız...

29 Temmuz 2008 17:29 tsi
Türkiye zor günler geçiriyor. Patlayan bombalar, iç bunaltan siyasi gerilimler, uluslararası hesaplar, birbiri ardına açılan, kimi zaman acımasız kartlar... Türkiye zor günler geçiriyor, ancak tam da iyibilgi okurunun yazdığı gibi "güzel günler" bizi be

iyibilgi okuru Turgut Özcan'ın haber merkezimizle paylaştığı yazısını yayınlıyoruz...

Güzel günler göreceğiz

Zor günler yaşıyoruz; büyük sıkıntılar atlatıyoruz millet olarak. Ama son yirmi yıldır milletimizin günden güne artan farkındalığı, ülkemizin hatta içinde bulunduğumuz coğrafyanın selameti üzerine oynanan oyunları daha da net görmesini sağladı.  Tüm sarsıcılığıyla devam etmekte olan Ergenekon davası tarihimizdeki failleri meçhul filleri, faili malum, niyetleri meçhul fiilleri de niyetleri malum etmeye devam ediyor. Tedricen ilerleyen bu süreç ne bir davadan ibarettir ne de birkaç yılın meselesidir. Bu süreç aşama aşama milletin siyasi tercihleri, siyaset arenasındaki isimlerin değişimi ve siyasi konjöktürdeki değişimle bu noktaya gelmiştir. Elbette son dönemde bu konular üzerinde kararlılıkla duran ordu-hükümet-yargı sacayağını kesinlikle göz ardı etmemek gerekir.

Davanın en önemli sürecinde yani iddianamenin halka açıldığı bir zamanda İstanbul-Güngören’de gerçekleşen bombalı eylem bu süreçte ortaya çıkan girift ilişkileri ve niyetleri birebir yansıtmaktadır.  Ancak millet olarak bunun farkında olmak yeterli değildir. Bize düşen görevler tam bu noktada başlamaktadır. Olayların içinden insanı altüst edercesine öyle acı hikâyeler çıkıyor ki hepimizin içinde bir isyan yükseliyor.  En sakinimiz bile yerinden sıçrayacak oluyor. Birbirimizin acısıyla dertlenmek çok güzel ancak ayağa kalkışımız hiddetle değil şecaatimizi milletin şecaatine dönüştürecek şekilde olmalıdır.

Aklıselim ile ortaya koyacağımız her türlü tepkimiz kaçak dövüşen bu gayr-i insani oluşumlar için daha da büyük bir korku olacaktır. Biz aklıselim ile hiçbir polemiğe taraf olmaksızın tüm kararlılığımızla bu tepkimizi ortaya koyabilirsek ki bunun emsallerini daha önce gösterdik; işte o zaman hem yüreğimizdeki acıyı hafifletebilecek hem de zalimlere verilebilecek en güzel cevabı vermiş olacağız.

En karmaşık ve en derinden oynanan oyunlarda bile önce durup düşünen, olayın perde arkasına dair fikir sahibi olmaksızın hareket etmeyen; ama bu perdeyi aralamak için de her şeyiyle topyekun bir mücadeleye sağına soluna bakmadan, arkasına bakmadan, “başka kim benimle?” diye sormadan girebilen şecaat sahibi savcıya, bürokrata, siyaset adamına, polise ve özellikle Halk’a ihtiyacımız var. Bu cevhere sahip olduğunu defalarca ispatlamış olan bizler için mesele şimdi başlıyor.
Hepimizin yolu açık olsun….

Bu haber 524 defa okundu.