Sonbahar bir türlü ısınmıyor!

0 0 0000 00:00 tsi
En popüler öngörüydü: "Sonbahar sıcak geçecek!" Elbette bu öngörüde haklılık payı vardı. Hatta Ağustos sonrası ilk izlenimler AKP hükümetinin bu dönemi zor atlatacağını gösteriyordu. Ancak sonbahar ısınmıyor, ısınamıyor. İşte sonbaharın "oda sıcaklığında"

Sonbaharın sıcak geçeceği öngörüsü Ağustos'un ilk günlerinden beri konuşuluyor. Henüz "tehlike" geçmiş değil. Gündemin karışacağı, hükümetin baskı altına alınıp Çankaya seçimleri için "ödün" koparılacağı hala önemli bir öngörü olarak önümüzde duruyor. Yeni kurulan siyasi partiler de seçimlere yönelik değişik kurguların hasıraltından çıkması olarak yorumlanıyor.

Elbette bunlar yeni değil. Türkiye'nin siyasi olarak sıcak günlere gireceği Danıştay saldırısı ile belli olmuştu. CHP başta olmak üzere muhalefetin bir kısmı hükümeti yıpratabilme isteğiyle bu saldırıdan hükümetin kimi politikalarını sorumlu tuttu. Ancak o günden bu güne dikiş bir türlü tutmuyor. Ne Danışta saldırısı, ne terör ne de gazetelerin manşetlerinden inmeyen "irticai" faaliyetler isteneni verebilmiş değil. Tüm yaşananlara rağmen hükümet "kısmi yaralar" almışa benziyor. Bu da oy tabelasına "kararsızlardaki artış" olarak yansıyor.

Dikiş neden tutmuyor?

Peki dikiş neden tutmuyor? Hükümet hakkında çıkan onca yolsuzluk iddialarına rağmen hala ayakta. Üstelik DYP hariç meclisteki muhalefet oy kaybediyor.

Ülkenin siyasi bir çalkantıya girmemesinin iki önemli sebebi var. Ekonomik istikrar bir yana, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın tutumu ve DYP lideri Ağar'ın siyasete kritik müdahaleleri Türkiye'de beklenen siyasi gerginliğin oluşmamasında önemli iki etken olarak ön plana çıkıyor.

Ağar büyük engel!

DYP lideri Mehmet Ağar'ın terörle ilgili çıkışı tartışma yaratmaya devam ediyor. Ancak Ağar'ın siyaset sahnesinde yaşananları etkilemesi bundan çok önceye Danıştay saldırısına ve hükümete alternatif siyasi oluşum arayışlarına gidiyor.

Ağar Danıştay saldırısı ile kamuoyuna bugün yapacakları ile ilgili önemli ipuçları verdi. Saldırı gerçekleştiğinde olayların "laik-gerici" çatışmasına dönmesini verdiği yerinde demeçlerle engelledi. Elbette Ağar bunu tek başına yapmadı. Ancak Ağar takındığı tavırla Türkiye'nin gündemini geren bu tartışmaya tuz biber ekmemiş oldu.

Bu tavır Ağar'ın şu anda izlediği politika ile ilgili önemli bir ipucu vermişti. Ve gerisi geldi. Ağar yeni siyasi arayışlar ekseninde kapısını çalan Demirel'e "bizim ittifakımız milletle" mesajı verdi. Ağar böylece şunu söylüyordu: "Meşru olarak seçilmiş hükümete karşı en sert muhalefeti yapacağım, ancak hükümete karşı oluşturulmaya çalışılan siyasi yapılanmalara, AKP tabanını karşıma almamak için katılmayacağım!"

Bu önemli bir çıkıştı ve Ağar'ın politikasının temel prensibini oluşturuyor. Gerilimden uzak, uzlaşmacı, toplumla çelişmeyen ve meşru zemini kendisine çalışma alanı olarak belirlemiş bir yapı.
İşte Ağar'ın bu tutumu bugün de sürüyor. "Dağdakiler ovada siyaset yapsın" gibi kriz yaratabilecek bir sözü söylediğinde geri adım atmadan siyasi ortamı yumuşatıyor. Sözcüklerini dikkatli seçerek Genelkurmay Başkanı'na yanıt veriyor. Gerilimi sürdürmüyor. Geri adım atmadan tartışmayı bitiriyor.

İşte Ağar'ın bu politikası "sonbahar sendromcuları"nın dikiş tutturamamasının en önemli sebebi. Ağar'ın kazançlı politikasını gören ve aksi şekilde davranmayan ANAP lideri Mumcu da aynı politikayı sürdürünce muhalefetin güçlü sesi CHP yalnızlaşıyor. Söyledikleriyle marjinalleşiyor. Sonuç: Muhalefetin açtığı yaşam alanına sığınan AKP hükümeti gerilimleri teker teker atlatıyor.

Büyükanıt faktörü

Sonbaharın sıcak geçeceğinden şüphe duymayanların en önemli "dayanak noktası" Ağustos'taki terfiler ile Genelkurmay başkanı olan Büyükanıt'tı. Büyükanıt'tan sert olması bekleniyor, muhalefetin yapamadığını hükümete yapacağı iddia ediliyordu. Fakat oluşturulan bu beklenti Büyükanıt'ın istediği bir şey miydi, o tartışılır. Zira Büyükanıt göreve geldikten sonra bir iki uyarı yaptı ancak çıkışlarının siyasete alet edildiğini görünce sustu. Yaratılan beklentinin aksine Genelkurmay susuyor.

İlk başlarda Genelkurmay Başkanı'nın yaptığı sert çıkışlar olmadı değil. Harp akademilerinde yaptığı konuşmada AB'yi hedef alması ve terör sorunu ile ilgili bir öneri ileri süren Ağar'a yanıt vermesi eleştirilerin Büyükanıt'a yönelmesine sebep oldu. Ancak Büyükanıt doğru bir kararla daha fazla "siyasete müdahale ediyor" izlenimi yaratmamak için sustu. Şimdi o suskunluk devam ediyor. Dolayısıyla sonbaharda hareketlilik bekleyenlerin ellerini boşa çıkaran ikinci olay, Büyükanıt paşanın çıkışlarının yanlış anlaşıldığını gördükten sonra susmayı tercih etmesidir.

iyibilgi.com

Bu haber 231 defa okundu.