Nasıl bir uzlaşma?

24 Temmuz 2008 16:04 tsi
Ergenekon operasyonu sona gelirken, AK Parti ile ilgili kapatma davası da karara bağlanıyor. Ancak şimdi tüm köşelerden ‘uzlaşma’ fısıltıları yayılıyor. Bu nasıl bir uzlaşma? Kim, neyden, ne kadar ödün verecek? iyibilgi tartışılan uzlaşmayı ik

Türkiye belki de uzun bir süre sonra nihayet makule yöneliyor. Yaşanan onca gerginlikten, kısır çekişmelerden, Türkiye’nin istikrarını zedeleyen tartışmalardan sonra yeni bir uzlaşma, gerginlikten uzaklaşma fırsatı doğuyor. Üstelik bu fırsat Ergenekon operasyonları ve kapatma davasına rağmen ortaya çıkıyor.

Aslına bakılırsa uzlaşma fısıltılarını doğuran Başbakan Erdoğan’ın son haftalarda takındığı soğukkanlı tutum. Erdoğan’ın kapatma davası ile ilgili hukuk vurgusu yapması ve son konuşmasında 22 Temmuz’da yaptığı tarihi konuşmaya atfen “çözemeyeceğimiz sorun yok” mesajını vermesi oldukça önemliydi. Her ne kadar CHP lideri Deniz Baykal tansiyonu yüksek tutsa da Türkiye’nin siyasi kanadında uzlaşma emareleri ortaya çıkıyor. Dün Bakan Faruk Çelik’in CHP Malatya il teşkilatını ziyaret etmesi bunun bir örneği. Uzlaşma olasılığının basın ayağı ile ilgili örneği de Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün Başbakan Erdoğan’ı sürpriz bir şekilde ziyaret etmesi. Ve Zaman gazetesinin ağır topu Hüseyin Gülerce’nin Özkök’ün –uzlaşma konusundaki bozuk siciline rağmen- uzlaşı çağrılarına olumlu yanıt vermesi.

Peki, bu uzlaşma nasıl bir uzlaşma? Uzlaşma derken ne kastediliyor? Taraflardan hangi konularda geri adım atması bekleniyor? Örneğin Ergenekon’a karşı kapatma davası mı deniyor? Neler konuşuluyor? Bu soruları Türk siyasetini yakından izleyen isimlere sorduk. Aldığımız yanıtlar bu tür uzlaşmaların pazarlıkla oluşmayacağı yönünde. Ancak siyasi hava hızla bu yöne doğru gidiyor. Tecrübeli siyasetçi İnal Batu "AK Parti’nin kapatılması halinde Türkiye’nin başka bir mecraya sürükleneceği artık anlaşılıyor" diyor.

İnal Batu-Emekli Büyükelçi, eski milletvekili: İki liderle uzlaşma olmaz

Uzlaşma Türkiye için çok yararlı olur. Ancak ben bu siyasi liderlerle bir uzlaşma olacağını sanmıyorum. Önce partiyi sonra memleketi düşünüyorlar. Bir tanesi yedi tane seçim kaybetti ama hala başkan. Öbürü yüzde kırk yediyle gelse de bir senede partisini kapanmanın eşiğine getirmiştir. Bu tür çapsız liderlerle uzlaşmaya varılacağını düşünmüyorum. Ancak bu kadar gerginliği hiçbir demokrasi kaldırmaz. Türkiye mutlaka uzlaşmayı bulmalı. Kapatma ve Ergenekon meselesine gelince… Bunlar ikisi de yargıya ait konulardır. Ama siyasallaştırılmıştır. Yargıya emir mi vereceksiniz Ergenekon operasyonundan vazgeç, Partiyi kapatma diye… Yargı emirle hareket ediyorsa önce o yargıdan kurtulmamız lazım. Ki böyle değil. Yargı emir almaz… Ancak şu da bir gerçek. Daha önce AK Parti’nin kapatılmasına kesin gözüyle bakılırken artık ibre kapatılmamasına doğru kayıyor. Bu konuda kesin bir şey söylenemez ama Ankara’nın atmosferi böyle yorumlanabilir. Çünkü bana göre AK Parti’nin kapatılması halinde Türkiye’nin başka bir mecraya sürükleneceği artık anlaşılıyor.

Ömer Lütfü Mete- Gazeteci: Karşılıklı geri adım

Ben Türkiye’de toplumsal anlamda bir uzlaşma beklentisinin çok yakın bir zaman için olmadığı kanaatindeyim. Ancak siyasi anlamda bir uzlaşma var gibi geliyor bana. Ergenekon operasyonu sanki gevşeyecek, diğer yandan AK Parti de kapanmayacak. Manzara bu. Kim uzlaştı bilemem. Oturup pazarlık yapmasına gerek yok kimsenin böyle bir havanın doğması için. Gelişmeler bu yöne doğru gidiyor.

iyibilgi.com

Bu haber 1,279 defa okundu.